Oxidé translate Turkish

Hodgins a aussi trouvé du fer oxidé dans les griffures.

Hodgins yaralarda oksitenmiş demir de buldu.

Du fer oxidé

Oksitlenmiş demir. O da nedir?

Le même fer oxidé que nous avons trouvé sur le haut du dos et sur l'épaule de la victime.

Aynı oksitlenmiş demir kurbanın sırtında ve omuzlarında da bulundu.

"Oxyde d'azote."

"Nitrous oxide."

On avait dit : Pas d'anesthésique.

- Nitrous oxide hakkında konuşmuştuk.

De l'oxyde de Zirconnium, c'est-à-dire de la céramique.

Zirconium oxide, yani seramik.

Éplucher un oignon relâche des molécules de propanthial S-oxyde, un irritant chimique qui provoque chez les gens une réaction prévisible.

Soğanı kesmek insanlarda tahmin etmesi çok kolay bir reaksiyona neden olan irritan bir kimyasal madde olan syn-propanethiol-s-oxide salınmasına neden olur.

Il y a un pic pour l'oxide de zinc également.

Belli bir miktar çinko oksit de var.

Oxide nitrique, Benzédrine, Valtrex, Flomax, Viagra et la Pilule.

Kahkaha Gazı, amfetamin, genital uçuk hapı, prostat hapı ereksiyon hapı ve doğum kontrol hapı.

Il a des éruptions de rouille qui couvriraient son visage et ses bras, tousse du sang et des particules - d'oxide de fer.

Yüzünde ve kolunda pasımsı bir isilik varmış, öksürürken de ağzından kan ve demir-oksit çıkıyormuş.