Ozzie translate Turkish

Peu importe.

Ozzie!

- Ozzie! Devant et au centre!

En önem arz edenimiz!

- Eh bien, il y a... il y a Ozzie et Hitchie et lui et lui.

- Bu kulübün kaç üyesi var? - İşin doğrusu -... Ozzie ve Hitchie var, bu ve bu da.

Pourquoi pas? J'ai tout prévu.

Ozzie, bütün günü planladım.

Non, je disais juste à votre ami... qu'il était un spécimen remarquable, une réplique exacte du pithecanthropus erectus.

Hayır, aslında ben arkadaşınız... - Ozzie. - Ozzie'ye ne kadar..... mükemmel bir pithecantropuserectus numunesi olduğunu söylüyordum.

Ozzie et moi, on cherchera dans le bottin mondain.

.. yıllığında arayabiliriz.

Ivy, voici Hildy, Claire, Ozzie, Chip.

Ozzie. Chip. lvy Smith.

Une minute, Ozzie.

Bir dakika Ozzie.

Si les bulles te montent au nez, je te noie.

Ozzie, köpükler burnumu gıdıklıyor dersen seni boğarım.

Debout, tu les verras mieux.

Ozzie, çık şuraya. Sen daha iyi görebiliyorsun.

- Isobel, ne sois pas bête. Mon frère Ozzie a un restaurant formidable.

Sizi kardeşim Ozie'nin restoranına davet etmek isterim.

Ozzie, enlève leurs menottes.

O.Z., kelepçeleri çöz.

Ozzie ne m'a rien dit à ce sujet.

O.Z. Bana söylemedi.

Qu'est-ce qui se passe dehors?

Ozzie, orada neler oluyor?

Ozzie, on me punit ou quoi?

Ozzie, cezalandırılıyor muyum?

Ozzie, je vais essayer de rétablir le contact en activant le survolteur électromagnétique.

Ozzie, beni duyuyorsan iletişimi tekrar kurmayı deneyeceğim. Elektromanyetik güçlendiricileri devreye sokacağım.

Ozzie. Je ne vous reçois pas.

Ozzie, seni duyamıyorum.

Ozzie! Super!

Pekala Oz!

C'est pas Ozzie.

Oz değil. Kim o?

Pourquoi dans un homme, Ozzie?

Ozzie, ne yaptın sen? Bir insanın içine girmiş olamam.

A ce brave Ozzie qui, pour me sauver la peau du cul, m'a injecté sous la tienne.

Bunu Ozzie'nin şerefine içeceğiz. Kıçımı kurtarmak için, beni senin içine enjekte eden o iyi insana...

A Ozzie.

Ozzie'ye.

On a assassiné le Pr. Ozzie Wexler dans un grand magasin ce matin.

Ozzie Wexler adlı bir bilim adamı bugün alışveriş merkezinde öldürüldü.

Ozzie est mort.

Bakın, Ozzie öldü.

On nage en plein sitcom.

İyi ki döndünüz, Ozzie ve Harriet.

Stone et Charden?

Ozzie ve Harriet mi?

Contrairement à Ozzie Osborne, qui a toujours été accusé de corrompre la jeunesse.

Ozzy Osbourne'un aksine hep gençliği kötüleştirmekle suçlandı.

On n'a pas que Ozzie avec nous. Ils ne m'ont jamais lâché.

Beni hiç hayal kırıklığına uğratmadılar.

Méfie-toi, c'est un banquier.

Ozzie'ye güvenme. O bir banker.

Voilà Ozzie.

Ozzie orada.

Me voilà embarqué pour l'opéra avec Ozzie Nelson.

Operaya gidip, bu Ozzie Nelson'la yan yana oturmam yeteri kadar ıstırap veriyor zaten.

Ozzie, je pensais que tu ne raconterais plus d'histoires?

Ozzie bir daha hikâye anlatmayacağım demiştin.

- Comment vas-tu Ozzie?

- Merhaba Ozzie.

Ozzie, qu'est-ce que c'est?

Hey Ozzie nedir bu?

On dirait Ozzie.

Sanırım bu Ozzie.

Ozzie, t'as vraiment ouvert cette malle?

- Ozzie, sandığımı mı kırdın? - Hayır, hayır.

Je ne vois rien Ozzie.

Ben bir şey görmüyorum.

Ozzie. Viens ici.

Ozzie buraya gel.

Ozzie, je crois que nous avons trouvé ton lutin.

Ozzie, sanırım Leprikanı bulduk.

Comme toujours, je m'en occupe et je le ramène.

Ozzie! - Hep konuyu saptırır. Ben onu bulur geri getiririm.

Super, j'ai une idée.

Bu saçmalık... Hey Ozzie bir fikrim var.

Ozzie, tu sais ce que ça veut dire?

Hey Ozzie.... Bunun anlamını biliyor musun?

Tu es certain d'avoir dit à Alex et Ozzie où se trouvait cet endroit.

Burası olduğuna emin misin?

Alex et Ozzie arrivent essaie de leur montrer l'exemple.

Birazdan çocuklar gelecek. Onlara örnek ol biraz.

Bien sûr et après je vais me punir pendant deux semaines.

Elbette. Ondan sonra 2 hafta kendime gelemem Ozzie.

Três bonne idée.

Çok iyi fikir.Ozzie'yle ben Bayan Smith'i ünlüler..

Voici mon pote Ozzie.

Bu da dostum Ozzie.

Ozzie, tu m'énerves.

Ozzie, beni utandırıyorsun.

Ozzie, viens.

Yapma Ozzie!

Ozzie, c'est stupide.

Ozzie, bu çok aptalca!

Ozzie, Alex, on l'amène aux urgences.

Ozzie, Alex, acile gidiyoruz.