Translate.vc / French → Turkish / Parkour
Parkour translate Turkish
56 parallel translation
- On faisait du parkour.
Nerden tanıyorsun?
Du "parkour"? Du free running.
Birlikte parkur yapardık. Parkur?
Pas de photos, pas de répertoire. "Parkour" veut peut-être dire "ne rien laisser derrière soi".
Resim yok, adres defteri yok. Belki parkur fransızcada iz bırakmadan gitmek anlamındadır. Bir sürü müzik, hepsi yakılmış *.
Les Galanis, c'est pas le type de maison qu'on cambriole. C'est loin du parkour.
Yani kağıt gerçek? Yani resim kadar orijinal. Galanis'in evi soygun için muhtemel bir hedef değil.
Tu connais le parkour?
Parkour diye bir spordan haberin yok, değil mi?
Parkour!
- Michael- -
- Parkour!
Parkur!
Voilà Parkour.
- Parkur! Bu parkur.
Techniquement, ils font bien du Parkour si le point A est le délire et le point B, l'hôpital.
Yani A noktası delilik B noktası da hastane olduğu sürece teknik olarak parkur yapıyorlar.
Parkour hardcore!
- En zor parkur! - En zor parkur!
Parkour...
Parkur.
C'est du parkour.
Buna parkour denir
Je joue du hautbois aussi. Et je fais du parkour.
Obua çalmayı da severim Ve parkour da yaparım
Il nous refait du parkour?
Yine parkour hareketleri yapacak mı?
Elle est chanmée ton idée de mêler le parkour au hip-hop.
Hiphop'tan fazla anlamam ama koşu parkurunu iyi bilirim. Bence koşu ve Hiphop'ı birleştirmeniz kötü bir fikir.
On se la joue parkour?
- Yarın biraz koşturacağız. - Evet, ben varım.
Édition de luxe, 25e anniversaire des Platinum Kick Parkours.
Lüks versiyon, 25. yıldönümü,... Platin Parkour Ayakkabısı.
T'es obligé de t'entraîner au parkour dans la maison?
Tatlım, parkour antrenmanlarını gerçekten evde mi yapman gerekiyor?
Parkour ( sport )!
Parkour!
Sly et Adrian dirigent notre Parkour Crew.
Sly ile Adrian "Parkour" ekibimizin liderleri.
Oh non, c'est un mec qui fait du parkour.
Olamaz, parkurculardan bu.
- T'as fait du parkour?
- Hiç sıralı bir şeyler yaptın mı?
Les armes, les balles, le parkour?
Silahlar, mermiler, o aksiyon?
Parkour! Lève-toi!
Parkour!
Zack avait appris ce nouveau mouvement de parkour et il voulait que je le film.
Zack yeni bir parkur hareketi öğrenmişti ve kayda almamı istedi.
- Je retourne, j'ai pas pratiqué le Parkour.
- Ben yurda döneyim. Parkur sporunu bilmiyorum...
Moi qui pensais lui offrir des cours de parkour pour son anniversaire.
Ah, lanet olsun! Doğum günü için dans dersi bile almıştım.
Je m'entraînais sur mon parcours?
Benim Parkour Pratiği?
Je vous l'avais dit, un parkour de zombie est une idée à 1 million.
Söylemiştim çocuklar, Zombi Parkur Sporu milyon dolarlık bir fikir.
"Vam-parkour."
- "Vam-parkur".
Je vous l'avais dit, Zombie Parkour vaut de l'or.
Söylemiştim çocuklar, Zombi Parkur Sporu milyon dolarlık bir fikir.
Pas de Parkour. Pas de running-man Film ou comédie musicale
Koşma, film çekme ve dans etme yok.
Comment t'as appris à faire le parkour?
Parkour yapmayı nasıl öğrendin?
Dylan m'a dit que tu débutais au parkour.
Dylan senin parkour'da yeni olduğunu söyledi.
C'est ce qui a de génial dans le parkour, mon ami.
Parkour'un en güzel şeyi de bu arkadaşım.
Tout ça, le parkour, free running, tracing... peu importe le nom, c'est juste un état d'esprit.
Bütün bunlar parkour, serbest koşu, iz sürme, adına ne dersen de, bu akılda biten bir şey.
Nikki et moi, on a vécu dans la rue quand on a découvert le parkour.
Nikki ve ben parkour'u keşfettiğimizde sokaklarda yaşıyorduk.
Attention, parkour!
- Parkur saldırısı!
Mais as-tu oublié le parkour?
Peki Kaçış parkurunda?
- Le parkour.
Kaçış parkuru.
Excellent parkour.
Kaçış parkurun iyi durumda.
Ton parkour!
Kaçış parkuru!
Parkour!
Kaçış parkuru!
Je fais du parkour.
Ben parkurla ilgileniyorum.
Est-ce que tu t'es mis au Parkour ou autre?
Parkour falan mı çalışıyorsun?
Du parkour?
Parkur mu?
Votre musculature et votre entrée dramatique indiquent un adepte du parkour.
Bu erkeksiliğinin ve o giriş senin kafana göre hareket etmekteki özgürlüğünü gösteriyor.
Je suis un athlète de parkour pro, double champion du monde en course libre et aussi Ninja Warrior, j'étais capitaine de Team Europe quand on a gagné, USA contre le monde.
TIMOTHY SHIEFF, DÜNYA SERBEST KOŞU ŞAMPİYONU, NİNJA SAVAŞÇISI Profesyonel bir parkur atletiyim, iki kez serbest koşu dünya şampiyonu oldum. Yakın zaman önce, Ninja Savaşçıları'na katıldım ve Avrupa Takımı kaptanıyım.
Parkour!
Parkur!
- Parkour.
Parkour.
Où t'as appris le parkour?
- Hayır. - Parkour yapmayı nerede öğrendin?