Translate.vc / French → Turkish / Parléz
Parléz translate Turkish
24,268 parallel translation
Ne parlez pas.
Konuşmayın.
Parlez plus fort.
- Seni duyamıyorlar.
C'est à moi que vous parlez?
- Ne? - Benimle mi konuşuyorsun? - Her şeyi sorgulamanızı istiyorum.
- Ne lui parlez pas.
- Zack? - Onunla konuşma.
- Parlez-nous de lui.
- Bize ondan bahsedin.
Oh, oui, vous parlez pour les ancêtres maintenant, est-ce pas?
Şimdi de Atalar'ın adına mı konuşmaya başladın?
De quoi parlez-vous?
- Neden bahsediyorsun?
Parlez aux gens proches de vous.
En yakınlarınızla konuşun.
De quoi parlez-vous?
- Neden bahsediyorsun be?
Vous parlez pratiquement pas du viol.
Tecavüze hiç odaklanmamışsınız.
C'est de ça que vous parlez avec le Dr Esposito?
Sen ve Dr.Esposito bunları mı konuştunuz?
- De quoi vous parlez?
- Neden bahsediyorsun sen?
Pourquoi vous parlez de mon fils!
Neden oğlumdan bahsediyorsun?
Parlez-lui.
Onunla konuşun.
De qui parlez-vous?
Kimden bahsediyorsunuz?
De quoi parlez-vous?
Neden bahsediyorsun?
Encore une chose. Ne lui parlez jamais directement.
Son bir şey... onunla doğrudan konuşma.
Le méchant monsieur nous a trouvés, celui dont toi et Maman parlez quand je dors?
Kötü adam bizi buldu ben uyurken senle annemin bahsettiği adam mı?
De quoi est-ce que vous parlez?
Neden bahsediyorsun?
Vous parlez de mon anniversaire?
Doğum günümü mü ayarlıyordunuz yoksa?
- M'en parlez pas.
- Sen söyle bana.
Je sais de qui vous parlez.
Kimden bahsettiğini biliyorum.
Vous parlez de lui comme d'un chiot égaré.
Ondan sanki kayıp bir köpekmiş gibi bahsediyorsun.
Assurez-vous d'écrire ou de dire : "Dans votre oreille." Sinon, les gens penseront que vous parlez d'autre chose.
"Kulağına" yazdığınızdan emin olun yoksa herkes başka bir şey dediğinizi sanır.
C'est mal. Parlez-en à vos amis amérindiens.
Amerikan yerlisi arkadaşlarınla konuş.
Surtout, parlez avec votre fille. Sa copie doit être identifiable.
Siz sadece kızınızın kâğıdını açıkça işaretlediğinden emin olun yeter.
De quoi vous parlez?
Neyden bahsediyorsun?
Ne parlez à personne de...
- Soruşturma bitmeden kimseyle konuşmamanızı...
- Parlez-lui. - Il ne m'écoutera pas.
- Neden onunla kendin konuşmuyorsun?
- De quoi vous parlez?
- Neyden bahsettiğini bilmiyorum.
Vous parlez des autopsies de la femme et des enfants de l'accusé?
Frank Castle'ın ailesinin öldürülmesi hakkındaki resmi bulgulardan mı söz ediyorsunuz?
Ne parlez pas de ma famille. Compris?
Ailem hakkında konuşamazsın, anladın mı?
Vous parlez d'apaisement.
Kapanma dedin.
- Vous parlez de la Main?
- El'den mi bahsediyorsun?
Parlez-moi de la Ferme.
Bana Çiftlik'i anlat.
De quelle approche à l'ancienne parlez-vous?
Eski usul derken ne demek istiyorsun?
Oui, parlez du pied d'une telle rencontre.
Evet. Randevulaşma mevzusunda kısa çubuğu çekmiş kızcağız resmen.
À qui parlez-vous?
Kiminle konuşuyorsun?
Vous parlez du fait que vous m'avez sciemment tiré dessus?
Beni kasıtlı olarak vurduğun gerçeğini mi?
Vous parlez comme votre ex.
Sen de eski kocan gibi konuşuyorsun.
- C'est votre équipier? Ouais, m'en parlez-pas.
Oraya hiç girmeyelim.
De quoi diable parlez-vous? Donc, répondez-moi à cela : Vous commencez une guerre de territoire, mais personne n'en possède aucun?
Şuna bir cevap versenize bölge savaşına girişiyorsunuz ama ikinizin de sahip olduğu bir bölge yok.
Vous, ne parlez pas.
Amerikan rüyası.
J'ignore de quoi vous parlez!
Neden bahsettiğini bilmiyorum.
Un meurtre? De quoi vous parlez?
Cinayet mi, ne diyorsun sen?
Vous savez à qui vous parlez?
Kime bulaştığını biliyor musun sen?
- De quoi parlez-vous?
- Neden bahsediyorsun?
Parlez.
Konuş o zaman.
Ne parlez pas.
- Kapa çeneni.
M'en parlez pas.
- Bir de bana sor.
Vous me parlez?
Benimle mi konuşuyorsun?