Parrot translate Turkish

L'agent Parrot et moi sommes de la brigade d'hygiène.

Memur Parrot'la ben Hıfzısıhha Masası'ndanız.

L'agent Parrot en a mangé un.

Memur Parrot onlardan bir tane yedi.

Polly parrot.

Papağan Polly.

L'agent Parrot et moi sommes de la brigade d'hygiène.

Memur Parrot ve ben Zabıta Ekibi'ndeniz.

L'agent Parrot en a mangé.

Memur Parrot onlardan bir tane yedi.

Au Green Parrot, Cahuenga Boulevard. Après 10h.

Green Parrot Bar ve Grill Cahuenga'da, 10'dan sonra.

- Le bar du Green Parrot.

- Green Parrot Bar ve Grill.

- Est-il exact que vous avez été arrêté au Green Parrot?

- Green Parrot Bar ve Grill'de tutuklandıktan sonra kefaletle salındığınız doğru mu?

M. Gittes tripotait les parties d'un agent des moeurs dans les toilettes du Green Parrot.

Bay Gittes'in, Green Parrot'ın erkekler tuvaletinde bir ahlak polisinin mahrem yerlerini ellediği.

Quelle est la règle numéro un de Peter Parrot?

Peter Parrot'in kaptanliginin birinci kurali nedir?

Ton fils a fait des siennes au Pink Parrot hier.

Dün gece birini yakaladım ve felçli biriydi

Je veux que tu ailles au Rusty Parrot à Jackson.

- Jackson'daki kızıl papağana gitmeni istiyorum.

J'ai vu la note du Rusty Parrot.

- Rusty Parrot'dan bir harcama gördüm.

- Le Blue Parrot?

- İçki ister misin?

Désolé qu'on ne puisse pas profiter de ces libations dans mon salon. Mais tant qu'une personne sensée n'aura pas annulé le Volstead Act, M. Capone et moi-même devrons faire avec.

Bu içkilerin keyfini yeni Blue Parrot Bar'ımda süremediğimiz için üzgünüm ama birisi bu saçma içki ruhsatı kanunu yürürlükten kaldırana kadar Bay Capone ile ben bununla yetinmek zorunda kalacağız.

Votre fils est perché au Blue Parrot depuis un bout de temps.

Oğlun bir süredir barda vakit geçiriyor.