Translate.vc / French → Turkish / Past
Past translate Turkish
1,852 parallel translation
Entre "se resservir" et "bacon".
"Yedek" ve "pastırma" nın tam ortasında.
- Êtes-vous Lucius Mayweather? - Qui veut savoir?
Çünkü bütün gün yediğin tek şey pastırmalı sandviç.
Et sa viande s'est classée 3e l'année suivante. Une bête majestueuse.
Pastırması da sonraki sene üçüncü oldu.
On a du bœuf séché ou des saucisses, monsieur.
Pastırma ve sosisimiz var.
Du bœuf.
Pastırma.
La meilleure importation du Canada depuis le bacon.
Kanada'nın pastırmadan beri ithal ettiği en iyi şey.
Comme... le chocolat et le bacon.
Çikolata ve domuz pastırması gibi.
Ça alors, du bacon.
Bak, bir dilim pastırma.
Pas une soucoupe volante.
Ne benden mi geliyor? Pastırma mı pişiriyorsun?
Enfin, si. Ça ressemblait
Pastırma pişiriyor gibi mi duruyorum?
C'était inaudible tout à l'heure.
Ağzında yarım dilim pastırma varmış gibi çıkmış sesin.
Pétoncles grillés enroulé dans le bacon.
Tavada, pastırmaya sarılmış deniz midyesi.
{ \ pos ( 192,230 ) } Omelette au fromage, toast à la cannelle beurré, bacon croustillant.
Yumurtalı omlet, ekstra tereyağı, tarçınlı tost, gevrek pastırma. Benim!
Ce pastrami a l'air bon.
O pastırma harika görünüyor.
C'est du pastrami?
O, pastırma mı?
Le Pastrami a dû vous plaire.
Pastırma hoşuna gitmiş olmalı.
Y a de la confiture de pêche, bien sûr, de la tarte aux pêches, du vin de pêche, des pêches séchées... du beurre de pêche...
Elbette şeftali reçelleri var. Şeftalili turta, şeftalili şarap şeftalili pastırma. Şeftalili tereyağı...
Ça sent le bacon?
- Yemekte pastırma mı var?
Ils font du bacon.
Domuzlardan pastırma yapıyorlar.
Je ne mange pas de bacon.
Ben pastırma yemiyorum.
- De la fabrique de bacon?
- Pastırma olmasını mı engelleyeceksin? Evet.
J'adore le bacon.
Pastırmaya bayılırım.
Fromage de chèvre et lard dans de la pâte à choux.
Keçi peyniri ve domuz pastırma.
Oui, c'était une passe en avant qu'il a envoyé exprès en touche pour éviter de perdre du terrain ou pour jouer la montre.
- Bu yard kaybını önlemek veya zaman kazanmak için kasıtlı olarak ileri fırlatılmış kural dışı bir pastı.
Pancakes et tranches de bacon.
Krep ve domuz pastırması.
- Club dinde légèrement grillé. - Sans salade ni bacon. Sans mayo.
Hafif kızarmış hindili sandviç marul yok, pastırma yok mayonez yok.
Au menu ce matin : bacon frit et œufs sur le plat.
Bu sabah kızarmış domuz pastırması, ve sahanda yumurta yiyoruz.
Bacon frit et œufs sur le plat.
Kızarmış domuz pastırması, sahanda yumurta.
- Ça ressemblait à "Tomate." - "Tomate."
Sanki "çıplak pastırma" dedin gibi. - "Çıplak pastırma" mı?
Ça ressemblait à...
Sanki "çıplak pastırma" dedin gibi.
- Quelqu'un a parlé de tomate?
Öyle geldi. Biri "çıplak pastırma" mı dedi?
On a tous entendu "tomate".
- Neyi? Hepimiz "çıplak pastırma" diye duyduk.
Moi, j'ai entendu "tomate".
Evet, bana da "çıplak pastırma" gibi geldi.
Tu as dit "tomate".
"Çıplak pastırma" dedin.
- Non, t'as dit : "Tomate."
Hayır, "çıplak pastırma" dedin.
Vous pouvez l'être, mais les chanteurs ne disent jamais : "Tomate, à toi."
Öyle duymuş olabilirsiniz ama folk şarkıcıları asla "başla, çıplak pastırma" demez.
Un mot de plus et je transforme en bacon.
Tek kelime daha edersen seni pastırmaya çeviririm.
On a un pot-de-colle impérial.
İmparatorluk pastırmamız var.
Qu'est-ce que tu dirais d'un sandwich au pastrami?
En son iyi bir pastırmalı sandviçi nerede yedin bana söyler misin?
Carl, as-tu mangé le bacon?
Carl, pastırmayı sen mi yedin?
- Et du bacon!
- Ve pastırma.
On s'habillera de bacon.
Pastırmaları giymek için kullanırız.
Personnellement, je mets les gaufres et le bacon en premier.
Şahsen önce waffle ve domuz pastırması koymayı tercih ederim.
Comme du jambon?
Pişirmek mi? Domuz pastırması gibi mi?
3 doubles cheesburger avec plus de bacon et de fromage des jalapenos, des champignons et des oignons.
Ekstra peynirli üç tane deluxe çizburger, pastırma jalapeno, mantar ve soğan.
- Burrito bacon et fromage.
Pastırma ve peynirli burrito.
Sandwich beurre de cacahuètes et bacon.
Yer fıstığıyla kızartılmış pastırma.
Bacon.
Pastırma.
Je mange du bacon en bikini. Prends une photo de moi mangeant du bacon en bikini.
Bikini giyip domuz pastırması yiyorum.
Cambre-toi et fais ressortir ta poitrine.
Hey, bikiniyle pastırma yerken fotoğrafımı çek.
Bon, j'ai entendu parler de votre liste.
Tyra Banks diyor ki çizburgerinize pastırma olmadığı sürece hayvanlara zulmetmek yanlıştır.