Translate.vc / French → Turkish / Pasé
Pasé translate Turkish
18 parallel translation
"Ne lui parles pas de ce qui s'est pasé."
- Seks konusunu açma. Onu utandırma.
- Que s'est-il pasé? - Eh, ce type est toujours là?
Ne zamandır emniyette görevlisin dedektif?
Que diable s'est-il pasé ici?
Neler oldu burada?
En six minutes, il avait pasé le 64 yard et avait passé les 120, et on a gagné le match.
Altı dakika içinde 60 metre koştu, 120 sayıyı geçti ve maçı kazandık.
Kitty, que se pase-t'il?
Senin neyin var böyle, Kitty?
Ce qui suit se pase entre 21 et 22h.
İzleyecekleriniz 21 : 00 ile 22 : 00 arasında geçmektedir.
Ne bougez pase!
Kıpırdama.
Ne bouges pase.
Hareket etme.
Qu'est-ce qui se pase? Tu es fâchée contre moi?
Ne oldu Bir sorun mu var?
Que se pase-t-il, partenaire?
Ne oldu dostum?
- Que se pase-t-il, docteur?
- Neler oluyor, doktor? - Onu kaybediyoruz.
Que se pase-t-il maintenant?
Neler oluyor?
Pase-moi un truc mortel,
Bana tehlikeli bir şey var.
Pase de carte de St-Valentin pour toi Nelson.
Senin için hediye yok, Nelson.
Qu'est-ce qu'il se pase? Stu Hale est parti en patrouille.
- Stu Hale, devriyeye çıkmıştı.
Est-ce que quelqu'un peut m'expliquer ce qui se pase ici? Rien.
Biri bana burada neler döndüğünü anlatabilir mi?
Ecoutes, je ne sais pas ce qu'il se pase ici. mais vous ête en train d'essayer de nous faire perdre cette comp...
Bak, burada neler döndüğünü bilmiyorum, ama sen yarışmayı kaybetmemiz için uğraşı...
Je sais que ça te fais chier que les gens comme toi ne puissent pase se marier ou quoi mais tout ce que je veux là c'est aller manger des côtes rôties.
Hadi. Bak, evlenemediğiniz için falan kızgın olduğunun farkındayım yemekte sınırsız kaburga olacak.