Translate.vc / French → Turkish / Pe
Pe translate Turkish
226 parallel translation
- Vous payez ou vous partez.
Para peºin, yoksa diºari.
II est sorti seul.
Biz cikarmadik. Kendi çikti, peºinden geldik.
Si tu avais su avant notre mariage que j'allais poursuivre Merritt. Tu m'aurais épousé?
Merritt'in peºinden gidecegimi evlenmeden önce de bilseydin... yine de benimle evlenir miydin?
Tu peux avoir Laurie en levant le petit doigt, et maintenant, Nan.
Istedigin an Laurie'ye sahip olabilirdin. ªimdi de Nan'in peºindesin.
Quand on prend en chasse un homme qui tire aussi bien qu'Owen Merritt, si on perd la tete, alors, on perd vraiment la tete.
Owen Merritt gibi iyi niºanci bir adamin peºindeyseniz... saglikli düºünmezseniz, sagliginizi hepten kaybedebilirsiniz.
Bonjour... docteur.
- Nasılsınız, pe... Doktor...
- Ou as-tu trouvé notre piste?
- Nereden beri peºimizdesin?
Des que Nuage Rouge aura enterré ses morts, il sera sur votre piste.
KiziI Bulut, ölülerini gömer gömmez sizin peºinize düºecektir.
Allez-y. Allez le rejoindre si vous voulez.
Haydi, onun peºinden gitmek istiyorsan git.
Je n'arrive pas à dire les p... ni les m...
Pe ve be'yi telaffuz edemiyorum.
Salut, salut, salut Pé et Em!
Merhaba, merhaba, merhaba, Peder ve anne.
Ce devait être une surprise pour toi et pour Pé.
Sen ve peder için, sürpriz olmasını istedim.
Quelles suggestions, mes Pé et Em, avez-vous à faire?
Pederim ve annem, bana ne öneriyorsunuz?
Que... se passe-t-il... ô mes Pé et Em?
Ne olup bitiyor benim annem ve pederim?
Ne le ré pé tez pas, mais moi aussi je l'appelle ma ché rie.
Aramızda kalsın ama Ben de bazen anneme bir tanem diyorum
Tu veux une petite pe-pelle? Merde!
Çakıltaşı mı?
Tu me traquerais?
Peºime düºer miydin?
Mais quelqu'un le ferait.
Ama birileri peºime düºerdi.
Qu'avez-vous en tête, Sebastian?
Neyin peºindesin, Sebastian?
Et ses freres te poursuivaient.
Agabeyleri peºinden gelmiºti.
J'étais a Converse ou je poursuivais un prisonnier.
Converse'te bir tutuklunun peºindeydim.
- Tu aurais pu les suivre.
- Peºlerinden gidebilirdin.
Ils ont affirmé qu'on trouverait des cadavres si on les suivait.
Peºlerinden giden olursa esirleri öldüreceklerini söylemiºler.
J'ai le sentiment que tu vas les suivre.
Galiba peºlerinden gideceksin.
- Que manigances-tu?
- Neyin peºindesin?
Ceux qui l'accompagnent le suivraient en enfer s'il leur demandait.
Cehenneme bile gitse adamlari peºinden gelir.
Je jure que cet homme essaie de m'attraper depuis 30 ans, et qu'il ne renoncera pas.
Adam 30 yildir peºimde ama bir türlü pes etmedi.
Pourquoi le shérif de Big Springs te court-il apres pour un acte commis a Waco?
Big Springs ºerifi, Waco'da iºledigin bir suç için... neden peºine düºsün?
Tu ne nous as toujours pas dit pourquoi ils ne nous lâchent pas.
O adamlarin neden peºimizde oldugunu hâlâ söylemedin.
Je dois en avoir quelques-uns a mes trousses.
Birkaç tanesi peºimdedir.
Merde, faudra pas longtemps avant que le détachement se pointe.
Kahretsin, peºimizdeki adamlarin buraya varmasi yakindir.
Allez, dis-leur, Gillette, tu n'as pas bougé tes fesses pendant toutes ces années et soudain, tu te mets a me poursuivre jusqu'a ce que tu aies ma peau.
Hadi, söylesene Gillette. Bunca yildir kiçinin üstünde oturdun da... neden birden bire kiçimin killari agarmiºken peºimden geldigini anlat.
Il a courtisé ma femme.
Karimin peºindeydi.
Ta femme m'a couru apres pendant des années et j'en ai eu assez de courir.
AsiI senin karin yillardir peºimde... ve ben kaçmaktan yoruldum.
Que voit-on à la fenêtre?
O pe... penceredeki nedir?
PE DA T TROIS JOURS ET TROIS UITS, MISERY PLEURA
"Misery üç gün üç gece boyunca ağladı."
- Pi... Pe... Papa.
"Babamın piposu."
Le pa... pa est fier de son pe... tit gar... çon qui sait li... re.
Babası okuyabilen küçük oğluyla gurur duydu.
- C'esr Public Ennemy!
- Bu PE! - Umurumda değil!
Shar-pei, où sont nos affaires?
Sha Pe, malımıza ne oldu?
D'accord. Siu... Siu-ch...
Senin ilk ismin Pe..
L'autre, il pe-fli.
Arkadaşının götü atar ve şöyle der :
Le petit JB s'est fait pé-ta grave!
Mahalleden çocuğa vurmuşlar, hem de çok kötü!
Mesdames et messieurs, je suis Joserra Berasategui, votre chef de cabine sur le vol PE 2549 à destination de Mexico.
İyi akşamlar, bayanlar ve baylar... 2549 sayılı uçuşun baş kabin görevlisi Joserra Belasategui konuşuyor. Peninsula Havayolları uçağı Meksikociti'ye gidecektir.
Remplacement de la hanche avec thrombose.
DVT ve PE'li tekrarlayan kalça çıkığı.
mais le cana pé m'a jetée, Raymond.
Fakat sofa beni fırlattı, Raymond.
Nous ré-pé-tons...
- Evet, prova yapıyoruz.
C'est très pé nible pour lui.
Bu onun için çok zor bir andı
Tu devais pé-cho une nouvelle télé!
Bu da ne? Yeni televizyon nerede?
L'autre mec comprend pas. Ils commencent à se vé-nère, ils se pé-ta...
Adam ise ne olduğu anlamıyor ve sinirleniyor.
Lé pé travaillé mon accenté!
Yeni bir aksana çalışabilirim.