Translate.vc / French → Turkish / Peanut
Peanut translate Turkish
128 parallel translation
- Vous connaissez The Peanut Vendor?
- The Peanut Vendor'ı bilen var mı?
Peanut m'a suivi en camion.
Peanut kamyonetle takip etti.
Salut, Peanut!
Hey, fıstık. Ne var ne yok?
Pourquoi t'irait pas dans ta jungle te faire défoncer la rondelle?
Peanut, bir zahmet kendini tutkuyla sikiversene.
- Peanut prendra la voiture...
- Peanut yapsın.
On dirait la B.D. De Peanut's.
Peanuts ( * ) karakterlerine benzemiş.
Je te présente mon neveu.
Yeğenim Peanut ile tanış.
- Huit-Donna-Arachide-Eunuque.
- Eight-Donna-Peanut-Eunuch.
Tu baises toujours Peanut?
Hala Peanut'la mı yapıyorsun?
Je sais que tu baises toujours Peanut.
Biliyorum, hala onunla yapıyorsun.
Peanut, tu fais quoi?
Peanut, ne yapıyorsun?
Je mangeais ça comme des cacahuètes.
Öyle çok almıştım ki kendimi Mr. Peanut sanmıştım.
Peanut, tu vas Ia fermer, oui? Rentre.
Yer fıstığı, sesini kesecek misin?
Peanut, va-t'en!
Git!
Savino, Peanut...
Savino, Peanut....
Et une nuit, vers 3 h du matin, qui est-ce qui s'amène... et veut des sandwichs au beurre de peanut et à la banane?
Ve bir gece saat 3 : 00 civarı... içeri kim girdi... fıstık ezmeli ve muzlu sandviçler istedi.
Heureusement, j'ai sorti Beurre de cacahuètes à temps.
Neyse ki Peanut Butter'ı vaktinde çıkardım.
Ils ont eu Peanut.
Peanut'ı indirdiler.
- Et merde, Peanut est mort?
Oh, Tanrım Peanut öldü mü?
Par hasard, vous connaîtriez pas un gars nommé Peanut?
Peanut adında bir herifi tanımıyorsunuz, değil mi?
Peanut Butter et Jelly.
Peanut Butter ve Jelly.
Un certain Peanut, introuvable.
Nerede olduğunu hiç bilmiyoruz.
Mec, il nous faut un résultat plus précis. Démerde-toi avec tous ces Peanut.
Bu aramayı biraz sınırlandırman gerekiyor..... bu bütün Peanutlarla bir şekilde uğraşman gerekiyor.
Même quand Kenny Bird et Peanut se battaient, ils avaient le bon sens de respecter cette trêve.
Kenny Bird ve Peanut bile savaşırken ateşkese saygı duyma konusunda duyarlılardı.
Melvin, Little Wil, Big Head Brother, Peanut, Warren.
Melvin, Küçük Wil, Kocakafa Brother, Peanut, Warren.
J'allais manger un sandwich.
Beni Old Cakes N'Peanut Butter'da akşam yemeğinden kurtardın.
Je t'ai fait ton dîner préféré, beurre de peanut et confiture.
En sevdiğin yemeği hazırladım fıstık ezmesi ve jöleli sandviç.
Ne gronde pas Peanut pour tes Twinkies.
Peanut'a kek zulanı buldu diye bağırma.
Peanut est mort, aussi?
Peanut da mı öldü?
Les arguments de Darwin sont particulièrement persuasifs. Et son bâteau était le'Beagle', ce qui me rappelle Snoopy, mon Peanut favori!
Vay canına, Darwin'in tezi inanılmaz derecede ikna edici, gemisi tazı gibi ki bu da bana Snoopy'i hatırlatıyor, en sevdiğim fıstığı!
Il l'ouvre et le premier truc qu'il sort est l'un de mes petits gars : Peanut.
İçini açtı ve ilk çıkardığı, benim küçük adamlarımdan biri olan, Peanut oldu.
Vous le verrai bientôt, vous connaisez mon petit Peanut.
Birazdan onu göreceksiniz, benim küçük Peanut'ı.
Mais il sort Peanut et il fait : "Hé." et les gens dans la queue font : "Hey!"
Peanut'ı çıkardı ve "Hey." dedi, sıradaki insanlarsa, "Hey!" dedi...
Donc le gars tient Peanut dans une main, le tampon dans l'autre
Adamın bir elinde Peanut, diğer elinde çubuk.
Il aurait pu tamponner Peanut sur la tête, sur le pieds...
Adam, çubuğu Peanut'ın başına sürebilirdi, ayağına sürebilirdi...
Que diable... était sur les fesses de Peanut... qui a fait de moi un terroriste potentiel?
Peanut'ın kıçında ne vardı da beni potansiyel terörist olarak işaretlediler?
Peanut.
Peanut.
- Comment tu vas Peanut?
- Nasılsın Peanut?
Peanut, on est où?
Peanut, neredeyiz biz?
" Hé Peanut, il est 8 heures du matin, il y a beaucoup de traffic par ici.
" Merhaba Peanut, saat sabahın 8'i, dışarıda bayağı trafik var.
Peanut tu t'es excusé?
Peanut özür diledin mi?
Vous entendrez parler de l'avocat de Peanut.
Peanut'ın avukatı kapınızı çalar artık.
Peanut, va ouvrir!
Fıstık, kapıya bak!
Peanut?
Peanut!
Peanut!
Yerfıstığı, gel buraya!
Vous croyez qu'elle avait déjà un nom?
Belki de Hester veya Peanut gibi utanç verici bir ismi vardır.
Et bien, peut être en était-ce un embarrassant, comme Hester ou Peanut.
.
Moi, c'est Skippy, comme le peanut butter.
Ben Skippy.
Salut, peanut!
Merhaba, fıstığım!
Peanut?
Peanut kim?
Peanut n'est pas un acteur.
Peanut oyuncu değildir.