Translate.vc / French → Turkish / Peek
Peek translate Turkish
85 parallel translation
Et un peek-a-boo.
Şimdi bir horsey daha.
Dans Ia speciale de ce soir, j'ai des ragots qui vont vous decoiffer.
Ben Ian Peek, ve bu akşam göz atacağımız özel olayın aklınızı başınızdan alacağını söylemeliyim.
Je suis Ian Peek. C'est tout pour ce numero d'Un oeil dans la place.
Ben Ian Peek, ve İçeriden Bakış yayınımızın sonuna geldik.
- Peek n'est pas un criminel. A moins qu'etre journaliste compte.
Peek bir suçlu değildir, tabii bir muhabirin davası olmadıkça.
C'est enervant que ce soit une ordure comme Peek qui Ie fasse.
Sadece bunun Peek gibi bir pisliğin olması gücüme gidiyor.
Peut-etre que Ian Peek a craque.
Belki de Ian Peek bunu yapmaktan çekinmiştir.
Peek, vous devez rester solide.
Peek! Katı kalman gerekiyor!
C'est Peek.
- Bu Peek. - Peek mi?
Peek, montre-toi.
Peek, kendini göster.
C'est la vigie.
Peek'in erken uyarı sistemi.
Envoie l'Egypte ancienne.
Peek, Eski Mısır'la başla.
C'est Peek.
Lou, ben Peek.
C'est peek.
Orada mısın? Ben Peek.
Peek?
Peek?
Allo?
Alo? Peek?
- Sam, Peek, obturez la cheminée.
Sam, Peek, şu bacayı kapatın.
Sam, Peek, appelez une équipe de nettoyage.
Sam, Peek, temizlik ekibini arayın.
- Peek, balayage toutes les 20 mn.
- Her 20 dakikada bir etrafı tara.
Ivy, va chercher Peek et Sam.
Ivy git Peek ve Sam'i bul.
cou, coucou...
Peek, peekaboo...
Tu as besoin d'un pseudo cool style "Regard de glace".
Sana "Ice peek" gibi güzel bir rumuz lazım.
- Qui est Regard de glace?
- Ice peek kim?
Coucou.
Peek-a-boo.
Coucou, coucou.
Peek-a-boo, peek-a-boo.
Coucou!
Peek-a-boo!
Hé, Coucou!
Hey, Peek-a-boo!
Coucou, je t'ai manqué?
Peek-a-boo. Peek-a-boo, Beni özledin mi?
Je suis Nung Cher, le chef des pirates Pha Peek Krut qui t'as donné une nouvelle vie
Ben Cher Nung, Pha Peek Krut korsanlarının lideriyim Şimdiden, sana yeni hayatını verenim
Tu te rappeleras toujours que tu es un pirate Krut Pha Peek
Hep bunu hatırla... Sen bir Pha Peek Krut korsanısın.
Moi et les pirates Pha Peek Krut
Ben ve Pha Peek Krut korsanları
Voulez-vous un Peek Frean?
Sizi kurabiye ikram edebilir miyim?
Peek, ingénieur, chef des Opérations spéciales.
Bu Peek, teknoloji uzmanı ve gizli operasyon lideri.
Alors, t'as pondu des trucs qui marchent?
Eee Peek, gerçekten çalışan bir şeyin var mı?
- Peek-a-boo! - Peek-a-boo!
- Nerdeyim, burdayım!
Je sais que vous êtes débutants, mais nous allons parler de vos peek-a-Boos.
- Tamam, Amy'nin ebeveynleri. İlkiniz olduğunu biliyorum, ama "nerdeyim-burdayım" problemleriniz hakkında konuşalım.
Maintenant, nous allons nous concentrer et parler de votre peek-a-Boos.
Şimdi, odaklanalım ve nerdeyim - burdayımlarınız hakkında konuşalım.
Montrez-en un pour moi, la maman d'Amy. - Peek-a...! - Non, non, non.
Benim için bir deneme yap, Amy'nin annesi.
Peek-a-boo! Bien.
Nerdeyim, burdayım!
Peek-a-boo! - Voyez que je m'efface en arrière?
Nerdeyim, burdayım!
- Peek-a-boo!
Daha iyi oluyor.
- Peek-a-boo!
- Nerdeyim, burdayım!
Coucou! Caché!
Peek-a-boo!
coucou! caché!
Peek-a-boo!
Et la biscuiterie?
Peek Freans Bisküvilerine ne dersin?
Comment ça?
- Peek Freans mı? - Evet.
Bonjour, Gotham, je suis Ian Peek.
Merhabalar, Gotham.
C'est Peek.
O Peek.
- A vos rangs!
- Peek aşağı in.
- Peek-a-boo!
- Nerdeyim-burdayım!
Il a obtenu un doctorat en peek-a-boo.
Adamın, nerdeyim-burdayımda doktorası var.
Peek-a-boo!
Nerdeyim, burdayım!