Translate.vc / French → Turkish / Percent
Percent translate Turkish
72 parallel translation
La nuit profonde d'Arizona, les étoiles qui percent les ténèbres.
Arizona'da muazzam gece. Karanlıkta seçilen yıldızlar.
Oui, ceux qui percent le bois...
Ağaçların içine delikler açarlar.
N'amassez point de trésors où la teigne et la rouille détruisent et où les voleurs percent et dérobent.
Yeryüzünde hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalar.
Et comme il percent leurs dents! ...
Diş çıkarırken nasıl ağlar, biliyor musunuz?
Quand vous vous battez avec vos ennemis et que leurs flèches percent vos peaux vous saignez aussi.
Düşmanlarınızla savaştığınızda, okları vücudunuzu delince, herkes gibi kanınız akar.
Gros, huileux, frisotté, avec des petits yeux cruels qui percent à travers des lunettes noires.
İri, yağlı, kıvırcık saçlı, küçük, gaddar gözleri ve siyah gözlüğü var.
Ils percent le baril!
- Bombayı kesiyorlar! - Tanrım!
Ils percent des sales petits trous dans les murs, pour voir les dames se déshabiller.
Duvarda... küç ük, pis delikler... açarlar ki, bir bayani soyunurken izleyebilsinler.
Les gens percent des trous.
Telin üstünden delik açıp geçiyorlar.
- Elles percent un blindage?
- Yelek delen kurşunlar.
Pendant ce temps, non loin de là... Ses serres me percent vraiment le crâne.
Pençeleri gerçekten kafatasımı deliyor.
Les aiguilles d'acupuncture percent la chair aux centres clef d'énergie.
Akupunktur iğneleri enerji noktalarına saplanır.
Des balles high-speed, elles percent l'acier.
Bize yüksek hızlı AP mermileriyle ateş ediyor.
C'est des centaines de livres de fonte qui roulent sur le pont, qui arrachent un mât, percent la coque et envoient un navire par le fond.
1000 kiloluk dökme demirin fırtına yüzünden güvertede oraya buraya çarpması, hatta ana direği yok etmesi demektir. Geminin gövdesinde bir delik açabilir. Bir savaş gemisini denizin dibine yollayabilir.
De ceux qui percent les barricades et qui font ce sifflement atroce...
Bu tür, on beş tabaka tahta bloğu delip geçebilir. Şu korkunç ıslık sesini yapıyorlar...
Les torpilles percent nos boucliers.
Bu torpidoların kalkanlarımızı nasıl geçtiğini hala anlayamadım.
Mon Dieu! Ils percent la coque.
Tanrım.Kabuğu kırıyorlar
Me donne la chair de poule. Ils percent simplement la colonne vertébrale avec un pistolet hydro-pneumatique.
Küçük bir hava tabancasıyla omurgana bir delik açıyorlar.
Vos applaudissements pour Maggie de la Librairie "10 Pour Cent"...
Ten Percent Kitabevi'den Maggie için bir alkış.
- Librairie...
Ten Percent.
Oh... "10 pour-cent".
Ten Percent'de, evet.
Lila a fait ses débuts de chanteuse aux bénéfices de la librairie "10 Pour-cent".
Lila Ten Percent yararına verilen bir etkinlikte ilk şarkıcılık kariyerine başlıyor.
Des lueurs rouges percent
Sisten dolayı kırmızı ışıklar Alevler içinde parıl parıl parlıyor.
Combien de temps avant qu'elles ne percent la coque Pilote?
Omurgada delik açılmasına ne kadar kaldı, Pilot?
Et parfois, ils sont si nerveux que les sucs gastriques percent le paquet et ils font une overdose.
Bazen o kadar gergin olurlar ki vücutlarının salgıladığı kimya sakladıkları uyuşturucuya karışır ve aşırı doz oluverirler.
Elles se tatouent "J'aime Satan" et se percent le nombril.
Alınlarına'Şeytanı seviyorum'dövmesi yapıyorlar. Göbeklerini deliyorlar.
Seuls ceux qui percent son secret peuvent s'en échapper.
Burası sadece odanın gizemini anlayabilenler için
Les cris de Wife me percent les tympans.
WIFE'ın çığlıkları kulaklarımı delip geçti.
In that sense, you could say that 100 percent of our external enemies are of our own creation.
Bu bağlamda dış düşmanlarımızın hepsini kendimizin yarattığını görürsünüz.
"Mais les bords de ces rêves percent dans mes yeux."
Gözlerindeki parçalanmış hayaller ; beni delip geçiyorlar.
Mais à mon âge c'est comme des aiguilles qui te percent le coeur.
Benim yaşımdaysa, kalbine saplanıp kalan gereksiz şeyler gibi
Ceux qui ne percent pas...
Yapamayanlar...
Tu connais la proportion de groupes qui percent dans le milieu?
Grupların yüzde kaçının başarıIı olduğundan haberin var mı?
On m'appelle 40 Pourcent.
- Evet. Bana da 40 Percent diyecekler.
Ses épines percent la chair.
Dikenleri derini parçalar.
Quand les désirs mauvais la tentent, elle ne s'abandonne pas au mal car la percent les clous de l'abstinence et la crainte de Dieu.
Şeytani arzulara kapılsa da şeytani amellere izin vermez. Çünkü Tanrı korkusuyla çarmıha mıhlanmıştır.
Ils percent demain.
Yarın açıyorlar burayı. Çizgileri görüyor musun?
C'est une question de temps avant que les autres ne percent nos défenses.
Diğerlerinin savunmamızı geçmek için bir yol bulmaları an meselesi.
Ces balles percent des blindages et tuent, ils peuvent pas ouvrir la porte.
Alaşımlı kurşunlar zırhı delip insanları öldürüyor, Calleigh. Bu kapıyı açamazlar.
Des balles high-speed, elles percent l'acier.
Yüksek patlayıcılı mermiler kullanıyor. Arabanın kapısı onları engellemez!
Ils percent les blindages, s'arment automatiquement et tirent à 900 m.
Zırh delici, otomatik şarjlı, 100 metre mesafeye atabilen cinsten.
"Percent", pourcentage.
"Yüzde", yüzdelik dilim.
Ils percent, en obtenant leurs infos auprès de millions de sources non vérifiées.
Haberlerini milyon tane doğrulanmamış kaynaktan edinerek büyürler.
Arrêtons-les avant qu'il ne percent le bouclier.
Onları kalkana ulaşmadan önce durdurmalıyız.
Tu sais, les petits riches ne percent pas dans les écoles publiques.
Ama o zengin futbolu devlet okulu ligine benzemez.
Certains d'entre nous percent après le lycée.
Kimisi lisede popülerdir.
Pas intentionnellement. Il faut d'abord qu'ils percent les boucliers pour monter à bord, et c'est risqué.
Evet, isteyerek değil ama gemiye binmek için kalkanları devre dışı bırakmaları gerekir ve bu riskli bir iş.
Ça et le percent, que mon père fête toujours.
O ve babamın hala kutladığı Okul Ekme Günü.
C'est la fin du communiqué.
Bu duyurunun sonudur. We'll rehab the war from a neutral zone, remaking dust in interstate plusplan levels. Intend ego 1980 level in dust output by 48 percent.
Ils percent les portes!
Kapıları kesiyorlar!
Percent à jour tes plans désespérés Tu montes à l'envers un cheval aveugle dans une fête foraine, là-bas
Çeviri ;