Translate.vc / French → Turkish / Piècés
Piècés translate Turkish
8,036 parallel translation
J'imagine qu'il y en a un dans toutes les pièces.
Sanırım her odada var.
Rogers, donnez à ce Narracott quelques pièces, et demandez-lui de surveiller ma voiture.
Rogers, Narracott denilen herife birkaç şilin verip arabama göz kulak olmasını söyle.
Un autre membre de la même garde a saisi l'opportunité de lui voler 3 pièces de sa poche...
Aynı nöbette görevli bir başkası uyuklayanın cebinden 3 real arakladı...
Combien de pièces dans sa maison?
Kaç odalı konağı?
Mes frères ont été taillés en pièces.
Silah arkadaşlarımı paramparça ettiler.
En tout cas, pendant la fouille des pièces, on s'est aperçu que votre mari était toujours en vie, à leur insu.
Her nasılsa bina polis tarafından araştırılırken kocanın hâlâ hayatta olduğunu fark etmedikleri ortaya çıkmış.
Mis en pièces.
Parçalara ayrılacaklar.
Un étalon de sa trempe peut coûter 15 pièces d'argent.
Bir safkan aygıra, 15 gümüşe sahip olunabilinir.
Mais je connais un homme qui t'offrirait 30 pièces d'argent.
Ama aynı zamanda 30 gümüş teklif eden bir adam tanıyorum.
Jusqu'ici je n'ai rien entendu qui vaille 30 pièces d'argent.
Şu ana kadar, 30 gümüş değerinde bir şey duymadım.
Pourquoi on... Ecoute, d'habitude, les filles me demandent cinq pièces...
Pekala, neden... bak, tamam kızlar genelde benden beş papel alırlar...
5 millions de pièces.
5 milyon real.
J'entends que c'est de nouveau un endroit où les hommes viennent avec des pièces dans leurs poches et des secrets dans leurs têtes et partent sans les deux.
Duyduğum kadarıyla adamlar buraya ceplerinde altın, kafalarında da sırlarla gelip yükleri hafiflemiş halde geri dönerlermiş.
Cinq millions de pièces de huit.
5 milyon real.
A quelle distance à pied est le magasin de pièces automobiles le plus proche?
En yakın yedek parçacı ne kadar yürüme mesafesindedir?
j'ai doublé la durée de vie de la batterie en prenant des pièces du Rover 1.
Yüzey Aracı 1'i parçalayarak iki katı batarya ömrü kazandım.
J'espère que la préfecture pourra améliorer le salaire de nos camarades tous les mois avec... 20 pièces de plus?
Umarım vali, yoldaşlarımızın ücretlerini ayarlayabilir. Her ay 20 dinar daha artıyor. 40 dinar.
Toutes les pièces sont sécurisées.
Tüm odalar temiz.
Il m'a fallu une éternité pour réunir toutes ces pièces.
Biraz maneviliğini biliyorum ama bundan daha değerli olmalı,
Des pièces japonaises.
Japon parası.
Ces pièces.
Odalardaki.
Il n'y a que quelques pièces.
- İki üç tane oda var lan!
Comment ca sonne quand toutes les pièces s'enclenchent bien?
Tüm parçalar bir araya gelince ne tür bir ses duyuluyor?
Je te donne des idées pour tes pièces.
Sana birkaç senaryo vermiştim.
Pour une de vos petites pièces.
Senin için, küçük oyunların için.
Les touches étaient... comme des pièces.
Tuşlar ise odalar gibi.
Des pièces sombres et des pièces claires.
Karanlık odalar, aydınlık odalar.
On vérifie les pièces les unes après les autres.
Bu odaları temizlemiştik... numaralar ile.
Les pièces sont en partie insonorisées.
Odalar, kısmen ses izolasyonludur.
Y at-il d'autres pièces qu'il a passé une importante quantité de temps dans?
Vaktini geçirdiği başka odalar var mı?
Des enfants armés, qui volaient des pièces de voiture.
Çocuklar silahla geziyordu, araba parçası çalıyordu.
Les pièces à conviction remplissaient une salle entière du Palais de Justice où siégeait la Cour suprême.
Deliller Adalet Sarayı'ndaki koca bir odayı doldurdu.
incendier la salle qui renfermait 600 000 pages de pièces à conviction contre Escobar.
Görevleri Escobar'a karşı 600 bin sayfa delil olan odayı yakmaktı.
Je l'ai mise en pièces.
Onu lime lime ettim.
Si tu mets ton lit en pièces, tu n'auras plus qu'à dormir par terre.
Yatağını parçalarsan yerde yatmak zorunda kalırsın.
200 balles pour une caisse à plateau, des pièces.
Biraz maddi desteğe ihtiyacımız var. Arabayı götürecek açık kasalı kamyon ve bazı yedek parçalar için birkaç dolara.
Budhan... il y a 19 pièces de vêtement, note-le.
Budhan, deftere 19 elbise diye not et.
Alors, j'ai des pièces parfaites, je n'ai jamais fait cela, d'accord?
Pekala elimde mükemmel kuruşlar var Daha önce bunu hiç yapmadım tamam mı?
C'est un travail ingrat dans des pièces sombres, mais c'est honnête.
Karanlık odalarda geçen, nankör bir iştir fakat namuslu bir iştir de.
Belles pièces d'artisanat, n'est-ce pas?
Hoş bir zanaat ama, değil mi?
Ils ont dit.... si on embaucheun garde du corps, on devrait chercher ceux qui ont des pièces accrochées.... pour le prestige!
İtibarımız için boynunda sikke olan muhafızlardan bulmalıymışız. Öyle söylediler.
Il doit être prêt d'être mis en pièces.
Kesim için hazırlanıyor olmalı.
Ces pièces ne sont pas les vôtres!
- Sikkeler senin değil.
Nous avons eu notre part de clients... qui ont été pris de vertige à la vue de nos pièces exposées... mais personne ne s'est évanoui.
Sergilerimize gelip de kendi sersem gibi hisseden müşterilerden nasibimizi alsak da daha önce hiç kimse bayılmamıştı.
Avec 100 $ à Wichita, tu peux avoir un deux-pièces.
100 kâğıda Wichita'da ne alınır biliyor musun? İki yatak odalı bir ev.
Je l'ai mis en pièces.
Onu param parça ettim.
Écoutez le Loup Cracheur de Pièces du Wamapoke Casino.
Vamapok Kumarhanesi'nde Sikkeci Kurt'a kulak kesilin.
Marty, jettes tes pièces. Oh.
- Marty, bozukluklarını at.
Je n'ai pas eu de pièces.
- Bende hiç bozukluk yok.
Pas le temps, je dois clore la vente de cet appartement à deux pièces.
Zamanım yok. Gidip iki yatak odalı apartman dairesini kapatmam lazım.
Que tu chercheras des pièces dans un sofa pour manger?
Bir koltuğu 1 dolarlık yemek için değiştirdiğin zaman ne olacak?