Translate.vc / French → Turkish / Plans
Plans translate Turkish
6,790 parallel translation
C'est quoi tes plans pour ce soir?
- Bu gece neyin var senin?
- J'ai pas de "plans".
- Bir şeyim yok.
Si tu as d'autres plans, annule-les.
Başka planın varsa iptal ediyorsun.
Je dis qu'il faut desceller les plans de guerre atlantes.
Atlantis savaş planlarını uygulamaya başlayalım diyorum.
Vermine hybride, je ne te laisserai pas gâcher mes plans.
Üvey pislik. Planlarımı mahvetmene izin vermeyeceğim.
Justement, je travaille aux plans d'une tour de guet.
Böyle söylemen ne garip. Bir gözcü kulesi üzerinde çalışıyordum.
Tu es, genre, toute dégingandée et mal-coordonnée.
Plansızsın.
Tu sais ce qu'on dit à propos des plans, Mikey.
Planlar hakkında neler söylediklerini biliyorsun Mikey.
Et d'inventer des plans farfelus.
- Ve saçma sapan dolaplar çevirmek.
Changer nos plans suggérerait le contraire.
Hem planlarımızı değiştirmek farklı bir durumu ortaya koyabilir.
Tu as oublié de dire que tes plans étaient avec Colt Wheeler, et je le sais car je t'ai vue l'embrasser à l'école.
Sadece planlarının Colt Wheeler ile olduğunu söylememiştin ki bunu da, sizi okulda öpüşürken gördüm oradan biliyorum.
Et comment suis-je censé vendre votre plans à un juge?
Senin bu küçük planlarını, bir yargıca tam olarak nasıI anlatmalıyım?
Mon plan, c'est : pas de plans!
Hiç plan yapmamak gibi bir planım var.
Et il y a eu environ 3 plans.
Ve bu neredeyse üç plan önceydi.
Et maintenant je suis coincée ici, à faire des plans pour aller voir quelqu'un Qui a déménagé à l'autre bout du pays, commencé une nouvelle vie, et qui n'a même pas une seconde pour répondre à l'un de mes stupides mails.
Ve burada sıkışıp kaldım, ülkenin öteki ucuna taşınmış ve yeni bir hayata başlamış biri için saçma sapan planlar yapıyorum ve o aptal e-postalarımdan birini bile geri alamıyorum.
Quels sont vos plans pour le domaine?
Mülkün için ne planın var?
Je ne t'ai rien dit de mes plans.
Sana planlarımdan bahsetmedim.
Mais j'ai parcouru les plans de votre architecte et je crois que vous serez satisfaits de mes devis révisés.
Ama mimarınızın planlarına baktım ve inanıyorum ki hesapladığım yeni masrafı beğeneceksiniz.
J'ai toujours adoré tes plans.
Planlarını her zaman sevmişimdir.
Les plans ont changé.
- Planlar değişir.
Les plans ne durent pas très longtemps pendant une bataille.
Planların ömrü savaşlarda pek uzun olmaz.
Mais si ça peut marcher sur le plan financier... je ne veux pas contrecarrer les plans de Danny.
Ama bence iş alanında başarılı olursak... Danny'nin yoluna çıkmayı istemiyorum, gerçekten.
Je n'y peux rien si ça gêne tes plans.
Eğer plana uymuyorsa, yapacak bir şey yok.
Les plans foireux, c'est le thème du jour.
Umutsuz girişimler sanırım buranın teması oldu.
Et je peut l'utiliser à mes fins, mais je ne pourrais jamais laisser une créature si abîmée, avoir un mot à dire sur mes plans.
Onu kendi çıkarlarımda kullanabilirim. Ancak bu kadar zarar görmüş bir yaratığı planlarımda asla söz sahibi yapmam.
Ma mère a appris mes plans et... Elle n'était pas ravie.
Annemin bundan mâlumatı oldu, sonrasındaysa hoşuna gitmedi diyelim.
J'ai pris ça quand j'ai pris le vaccin. Et clairement, ça appartient à l'un des hommes de Shrieve, parce que ça contient les plans de comment ils vont distribuer le virus.
Belli ki Shrieve'in adamlarından birine ait, çünkü içinde virüsün yayılma planı var.
Fais des rêves, fais des plans
# Dilekleri gerçekleştir, plan yap #
J'ai vu les plans de Burke.
ve Burke'ün çizelgelerini gördüm.
Ça marche sur tous les plans.
Birçok seviyede işe yarar.
Changement de plans.
Fikir degistirdim.
Nous avons plusieurs plans d'urgence en place.
Acil durum planlarımız var.
Peut-être qu'il a d'autres plans pour nous.
Belki bizim için başka planları vardır.
Il a des plans pour toi.
Senin için planları var.
J'ai gâché vos plans?
- Planlarını batırdım mı?
J'ai des plans qui se préparent. Tu pourrais m'être encore plus utile.
Gireceğim işlerde seni tam gücünde kullanabilirim.
- Bons plans.
- İyi nişancılar.
J'ai vu Christy et les filles partir. Elles ont d'autres plans?
Christy ve kızların ayrıldığını gördüm.
Le problème est qu'Eleanor et son nouveau mari, Ont probablement des plans pour ces vacances
Olay şu ki, Eleanor'la yeni kocasının bayram için planları vardır muhtemelen.
Il m'a dit mon garçon fait des plans pour prendre le relais.
Elemanımın beni devirme planları olduğunu söyledi.
Dave, je veux dire, je l'adore mais... ( Nathan ) Il voulait venir, il dit qu'il a les plans de la centrale électrique au Herald depuis qu'il a écrit un article sur une rénovation.
Dave, onu seviyorum ama... Kendi gelmek istedi. Gazetede elektrik santralinin planlarının olduğunu söyledi.
Et bien, quelqu'un doit lui donner ces plans que nous avons au Herald.
Birinin gazeteden o planları alması gerek.
Prends les plans, ensuite nous poursuivons jusqu'à la centrale.
Planları al da santrale gitmek için yola koyulalım.
L'introduction de cette question dans notre agenda ne fait pas partie de nos plans.
Bu mesele bizim planlarımızın içinde değil.
- Oui, c'est un de mes meilleurs plans.
Çok iyi denemeydi ama.
Je vois des plans d'étage, des diagrammes des chambres où les meurtres ont eu lieu.
Daire planını ve ölümlerin gerçekleştiği odaların krokisini görüyorum.
J'ai vu les plans de l'étable.
Ahırın imar planlarını gördüm de...
Et je fais partie des plans du Seigneur!
Ben de Tanrı'nın planının bir parçasıyım!
La plupart n'ont pas l'estime de soi pour gérer les... plans?
Çoğu kızın planlar yapacak kadar bile kendine güveni yoktur.
Oh, pas de plans.
Planlar yoktu ama.
Et après... et après les très, très chic plans... qui étaient incroyables.
Sonra gerçekten harika bir buluşma ayarlıyorsun.