Translate.vc / French → Turkish / Ponyboy
Ponyboy translate Turkish
52 parallel translation
Et si je devenais ton garde du corps perso, qu'en penses-tu, Pony?
Senin hususi fedain olmama ne dersin, ha, Ponyboy?
Ponyboy, t'as des devoirs.
Hey, Ponyboy, ev ödevin var.
Ponyboy Curtis.
Ponyboy Curtis.
Tu viens, on rapporte des Cocas et du popcorn?
Ponyboy, benimle birkaç Kola'yla biraz patlamış mısır almaya gelir misin?
Je vais te dire, et ça t'étonnera peut-être, c'est dur pour tout le monde.
Eh... Sana bir şey söyleyeyim, Ponyboy, bu senin için sürpriz olabilir ama hayat her yerde zor.
- Tu débloques, Ponyboy.
- Neden bahsediyorsun sen, Ponyboy?
- Ça va très bien, vous trois, là.
- Yapma, Ponyboy, gayet iyi geçiniyorsunuz.
Viens voir, Ponyboy.
Buraya gel, Ponyboy.
J'en peux plus!
Buna daha fazla katlanamayacağım ben, Ponyboy. Ken...
Pony, j'ai pas fait exprès!
Ponyboy? İs... İstemeden oldu.
Dites que c'est Ponyboy et Johnny, il viendra.
Sen ona Ponyboy'la Johnny geldi de, ağabey. Gelir o.
- T'es trempé? - Non.
- Ponyboy, ıslak mısın sen?
Faut se couper les cheveux.
Saçlarımızı kesmemiz gerekiyor, Ponyboy.
Les miens, tu touches pas. - Ils repousseront.
- Ponyboy, yine uzayacak be, oğlum.
Dis, je suis désolé d'avoir dû te couper les cheveux.
Bak, saçını kestiğim için özür dilerim, Ponyboy.
Tu devrais rentrer.
Yani sen eve gitmelisin, Ponyboy.
C'est pas ce que je voulais dire, Ponyboy.
Ben öyle demek istemedim, Ponyboy.
T'en fais pas, Ponyboy.
Bize bir şey olmayacak, Ponyboy.
Lettre express pour Ponyboy Curtis.
Bir ekspres mektubum var... Ponyboy Curtis'e.
C'est pas juste que Darry et Soda s'en fassent pour Pony.
Ağabey, Darry'yle Soda'nın Ponyboy için durmadan endişelenmeleri hiç de adil değil.
Ponyboy Curtis!
Ponyboy Curtis!
Dis, Pony, quel effet ça fait d'être un héros?
Hey, söylesene, Ponyboy, kahraman olmak nasıl bir şey?
Ils racontent aussi comment vous avez sauvé les mômes.
Çocukları nasıl kurtardığınızı da yazıyor, Ponyboy.
T'inquiète. Ils font pas ça à des héros.
Ah, hey, Ponyboy, kahramanlara yapmıyorlar bunu.
Je suis mal barré, hein, Ponyboy?
Durumum çok kötü, değil mi, Ponyboy?
Tu veux que je te dise, Ponyboy?
Bir şey öğrenmek ister misin, Ponyboy?
Ponyboy, attends.
Ponyboy, dur bir dakika.
Ponyboy!
Ponyboy...
Merci, Ponyboy.
Sağol, Ponyboy.
Soda, toi et Ponyboy, si les flics rappliquent, vous vous cassez.
Sen ve Ponyboy, aynasızlar görünürse, topuklayacaksınız oradan.
Pony, ça va?
Ponyboy, iyi misin?
Reste de l'or, Ponyboy.
Altın gibi kal, Ponyboy.
Hé, Ponyboy.
Hey, Ponyboy.
Bon Dieu, Ponyboy, t'aurais dû t'inscrire au rugby plutôt qu'à l'athlétisme.
Lanet olsun, Ponyboy, yarış yerine futbola gitmeliymişsin sen.
Ponyboy, Darryl aurait pu te mettre dans un Foyer et travailler en même temps qu'il allait à la fac.
Ponyboy... Darry seni yetiştirme yurduna koyabilirdi üniversiteye gidebilirdi.
" Ponyboy, j'ai demandé qu'on te donne ce livre pour que tu le finisses.
Ponyboy... Hemşireden bu kitabı sana vermesini istedim ki, bitirebilesin.
Appelle-moi Ponyboy.
Bana Pony Boy diyebilirsin.
Alors, Ponyboy, contente?
Pony Boy mutlu musun?
Un voisin a vu Ponyboy Harris frapper à la porte de la victime hier.
Bir komşu dün Ponyboy Harris'i, ölen kadının kapısına vururken görmüş.
- Qui c'est?
- Ponyboy Harris kim?
Ponyboy!
Ponyboy.
Et reste de l'or, Ponyboy.
Hey! Altın ışığın sönmesin fıstık.
- Blond pédale!
- "Hoşça kal, Ponyboy!"
Ok, donc, chapitre neuf, quand Johnny dit, "Reste en or, ponyboy," qu'es-ce que ça signifie?
Tamam, bölüm dokuz, Johnny şunu dediğinde "Altınla kal, midilli adam" anlamı ne olur?
Attends quelques heures. Tu seras en pleine forme, Ponyboy.
Birkaç saat bekle, keyfin yerine gelir.
Elle était Suhsi, et j'étais Poneyboy.
O Sushi, ben Ponyboy'dum.
et... que tu pensais te marier.
birbirinize "Sushi" ve "Ponyboy" dediğinizi söylemiştin ve... evlenmeyi düşündüğünü söylemiştin.
"Ponyboy et Sushi"... pose une question.
"Ponyboy ve Sushi" - - bir sorun vardı.
Ponyboy.
Ponyboy.
Je m'appelle Ponyboy.
Benim adım Ponyboy.
Et... que vous vous appeliez "Sushi" et "Ponyboy,"
Ve..