Translate.vc / French → Turkish / Pop
Pop translate Turkish
3,187 parallel translation
Ensuite vous attendez qu'il cherche ses documents d'assurance et "POP"?
Sigorta kağıtlarına ulaşmasını bekleyip sonra mı ateş ederdin?
Je veux dire, je suis la pépite de chocolat au centre de cette sucette.
Bu Tootsie Pop'un ortasındaki çikolata benim.
Pour McGee, une super fête c'est du pop corn et un marathon sur XBox.
McGee'ye göre en güzel parti bilgisayar oyunları ve bedava çerezin olduğu partidir.
Quoi, la célèbre star de pop?
Ne, ünlü pop şarkıcısı mı?
On a vu le film, mis nos pyjamas, commandé Thaï, fait du pop-corn, et on s'est mis sous cette fausse fourrure, car t'as dit qu'il faisait fou-risquet ici.
Alex geldi, filmi izledik, pijamalarımızı giydik, Thai yemeği söyledik, mısır patlattık sonra hep beraber, bu çakma tavşan kürkü battaniyenin içine girmeye karar verdik. Çünkü sen, "Tavşan soğuğu var burada." dedin.
placer le pop-corn dans ta bouche pendant ton sommeil.
Sen uyurken, patlamış mısırın yerleştirilmesi!
Tu ressembles à un grain de pop-corn.
Patlamış mısır çekirdeğine benziyor.
Un grain de pop-corn? Oh, yeah.
- Patlamış mısır çekirdeği mi?
Nous allons faire une tournée des bars! Oh, pop quizz- - qui ici est mon meilleur ami?
Bilin bakalım en iyi arkadaşım kim?
Quand je chante des chansons de théâtre, je comprends immédiatement le style. Avec de la pop musique, ça rend ça théâtral Je ne sais pas, genre, je suis un peu nerveux à propos de ça.
Müzikal parçalara nasıl sahnesellik katacağımı biliyorum ama bir pop parçasını sahneselleştirmek beni biraz geriyor.
Je suis une grande fan de sa musique. Mais je ne la vois pas comme une icône de la pop.
Büyük hayranıyım, ama belirgin bir özelliği olduğunu düşünmüyorum.
Pop, pop, pop, pop.
Salla, salla, salla, titret.
c'est un challenge. C'est comme, le roi de la pop.
Sonuçta popun kralından bahsediyoruz.
J'ai apporter des pop-tarts ( marque de gateaux ), pas des une de ces imitations.
Hakiki Pop-Tart'ımı getirdim ben ; sahte değil.
- Des chocos.
- Pop-Tarts.
- Allez, pop.
- Hadi, babalık.
En attendant, tu peux regarder ce qu'est un "Kansas City push pop" sur Google?
Bu arada, Google'a "Kansas City push pop"? diye aratır mısın?
Pop ne sait rien de tout ça.
Babam bile bunu bilmiyor.
Pas pour toi, Pop.
Senin için değil baba.
Tu enlèves "PopWatch" et "Aujourd'hui sur Youtube"? Oui.
"Pop Saati" ve "Youtube'da bugün" programlarını kestin mi?
- Whaou, pop-corn
- Patlamış mısır!
On a du pop corn, je pense qu'il nous reste de la pizza si tu es partante.
İstiyorsan patlamış mısırımızla pizzamız var.
Juste assez pour faire ces ventouses très pop.
Sadece tat verecek kadar.
Hey, nous allons gagner cette compétition. On va balayer la K-pop!
Hadi bu yarışı kazanıp K-pop'u süpürelim.
Je t'ai vu mettre des pop rocks dans ce burrito?
Dürümüne patlayan şeker döktüğünü mü gördüm? Evet.
Elle a une voix pop fantastique.
Muhteşem bir pop sesi var hem de.
C'est ce qui a lancé "Pop Goes the Weasel". ( chanson )
"Pop'un Anlamı Bozuluyor" un ilk yayınlandığı filmdi.
Ne t'inquiète pas, pop.
Merak etme baba. Biz iyiyiz.
Les gens pensent que c'est tout ce que je peux faire, faire de la pop music pour adolescents
İnsanlar bütün yaptığımın çocuklara pop müzik yapmak olduğunu düşünüyorlar.
Um, eh bien, la façon dont Zach l'a chorégraphié au début était qu'elle arrive dans la pièce, et après, je, uh, la voit, je saute de la table, j'avance vers elle, et pop.
Aslında, Zach'le koreografiye çalışırken, şöyle anlaşmıştık : Odaya giriyor ve sonra ben, onu görüyorum, masadan atlıyorum ona doğru yürüyorum ve bom!
2 minutes dans le micro-onde programmé pour du pop corn, et même pas une égratignure.
Aslında buradaki insanlar komikler. Bana, cam çatı kralı demeye başladılar.
- Allez papa, c'est pour le pop corn.
- Hadi ama baba. Patlamış mısır için istiyor.
Ah, mon pop-corn est la.
Onlar benim patlamış mısırlarım.
- Quoi? Certains de ces pop-corn ont éclaté.
Şu mısırların bazıları kaplanmış.
C'est a propos du pop-corn, ou du X sur le plafond
Bu patlamış mısırla ya da tavandaki çarpı işareti ile mi alakalı?
Euh, tu peux nous faire du pop corn pas réchauffé?
Yeni patlamış mısır yapabilir misin acaba?
Je te prépare du pop-corn tout chaud.
Size yenisinden hazırlayacağım.
Mais c'est totalement différent n'est ce pas Pop?
Ama bu tamamen farklı bir şey, değil mi dede?
Ce ne marche plus désormais, Pop.
Bu artık işe yaramıyor, baba.
Elles ont leur propre show appelé Happy Pop Twins.
"Neşeli İkizler" adını verdikleri bir şovları bile var.
Fan de Happy Pop Twins.
Neşeli İkizler Hayranları!
Je le "pop" pour que tu le "lock"
Ben pat diye vuracağım ki kilitleyebilesin.
Je vais le dire à Ice Prick, et il va envoyer sa bande pour t'enfoncer une chauve-souris si profondément dans ton cul qu'ils vont t'appeler Fudge Pop.
Şimdi gidip Ice Pick'e söyleyeceğim ve o da oğlanları gönderecek onlar da götüne sopayı öyle bir sokacaklar ki bundan sonra adın çubuklu dondurma olacak.
Ma souche dans chaque Walmart, station essence, chaque droguerie du coin De New Haven à Sacramento
Benim ürünüm tüm Walmartlarda, benzinliklerde tüm Five and Dimelarda, Mom and Pop marketlerde New Haven'dan Sacramento'ya her yerde.
Salut Nana, Pop-pop.
Günaydın Nana.
Lemon, Avery a raté 12 mois de Pop culture.
Lemon, Avery popüler kültürün son 12 ayını kaçırdı.
mes enfants! Je veux que vous donniez naissance à un tas de Pop Greens!
Haydi bakalım millet, bir sürü "Patlayan Yeşil" oluşturmanızı istiyorum!
Bien, on sait qu'il n'aime pas les "Pop tarts" ( déjeuner nord américain ). mais il a certainement un goût pour la chaire humaine.
Eh, turta değil ama kesinlikle insan etini seviyor.
On a mangé du pop-corn?
Hayır. "O gece patlamış mısır yedik." dedin, değil mi?
- Pourquoi des chocos?
Niye Pop-Tarts seçtin?
Trois billets le pop.
Paketi üç papel.