English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Position

Position translate Turkish

12,757 parallel translation
Tu n'es pas vraiment en position de faire des demandes.
Talepte bulunacak durumda değilsin.
Ici 21. Envoyez une équipe médicale sur ma position.
Burası 21, bölgeme tıbbi yardım yollayın.
Reçu. On amène une équipe médicale vers votre position.
Anlaşıldı, bölgeye tıbbi yardım geliyor.
Position vérifiée.
- Konum belirlendi.
- Position vérifiée.
- Konum belirlendi.
On passera au-dessus de vous quand vous serez en position. Bien reçu.
- Siz mevzilenince aranızdan sıçrayacağız.
Le silence envahit la foule tandis que le jeune Wade W. Wilson, tout droit sorti de Regina, Saskatchewan, se met en position.
Saskatchewan, Regina'lı yetenekli çaylak Wade W. Wilson... vuruşu yapmaya hazırlanırken stadyum sessizliğe gömülmüştü.
Mon appli te permet d'envoyer un SMS et, whoo! Tu reçois leur position exacte. Donc, il n'y a nulle part où se cacher, sœur de Jillian.
Uygulamam ise mesaj gönderdiğin anda, karşındakinin konumuna ulaşmanı sağlıyor demek istediğim, hiçbir yere saklanamazsın Jillian'ın kız kardeşi.
Dites-nous votre position.
Bob'ın tam olarak nerde olduğunu bize söyleyeceksiniz.
Remorqueur lunaire 10, veuillez confirmer votre position.
Ay Çekicisi-10, konumunu teyit et.
Ils sont en position, Monsieur.
Konumdalar efendim.
- Mettez le canon en position de tir.
- Bombardıman ateşi nişanı al.
On maintient une position défensive.
Savunma hattınızı koruyun.
Convoi leurre. Attendez en position.
Tuzak konvoyu, pozisyonunuzu koruyun.
Nous n'essayons d'aucune manière de vous reléguer dans une position moins favorable.
Kimsenin arka koltuğa geçmesi gerektiğini söylemiyoruz
Vous avez sa position?
Görebiliyor musunuz şu anda?
{ \ 1cH00ffff } Quelle est votre position?
Lokasyonunuz nedir?
Position confirmée.
Lokasyon doğrulandı.
La dernière position connue du Pendleton est là.
Burası Pendleton'ın bilinen son mevkisi.
36500, quelle est votre position, à vous?
36-500 konumunuz nedir? Tamam.
Position de sécurité!
- Çarpışmaya hazırlanın! - Çarpışmaya hazırlanın!
Si l'ennemi envoie un Kaiten, il peut recalculer votre position sur-le-champ.
Eğer düşman bir kaiten ateşlerse pozisyonunu anında ayarlayabilirler.
On n'envoie personne si leur position n'est pas confirmée.
Pozisyonlarını doğrulamadan oraya kimseyi göndermeyeceğiz.
Allons sur les hauteurs prendre position.
Tepeye çıkıp savunmamızı oradan yaparız.
Quand les tambours signalent la bataille, les gardes partent prendre position sur la Muraille.
Savaş davulları çaldığında muhafızlar görev yerlerinden ayrılıp Duvar'da konuşlanacaklar.
Prévenez-nous quand vous êtes en position.
Pozisyon alınca onaylayın, Çavuş Davis.
Restez en position.
Olduğunuz yerde kalmanızı tavsiye ediyoruz.
Davis, gardez votre position.
Davis, pozisyonunu koru.
Quelle est votre position?
Davis, durumun nedir?
On aura un meilleur point de vue sur une position élevée.
Eğer onu yüksek bir yere koyarsak, güzel bir kontrol açısı elde edebiliriz.
Prenez position!
Silahlar hazır olsun!
ZZZ... Pas la meilleure position dans les Pages Jaunes.
ZZZ ismi telefon rehberi için pek akıllıca bir seçim değil.
Pour l'instant, vous restez en position.
Görüş açımız hâlâ net değil. Beklemede kalın.
Je t'envoie tout de suite sa position.
Sana şu an yerini gönderiyorum.
- Tu n'es pas du tout en position de négocier.
Pazarlık yapacak durumda değilsin.
Vérifie ta position.
Duruşunu kontrol et, lütfen.
Eagle One en première position.
Burası Kartal Bir, ilk pozisyondayım.
Fox 2 est en position?
Fox 2, yerini aldın mı?
Cible en position.
Hedef pozisyonda.
Ah, les revoilà à 3 ou 4 degrés près selon la position du soleil!
Döndüler işte geri ~ Nedir güneş konumlandırmaya dayalı eksi 4 derece ~
Sans vouloir t'apprendre à conduire... surtout dans ma position, tu peux accélérer?
Dinle sana arabayı nasıl süreceğini anlatmaya çalışmıyorum. Zaten kesinlikle araba kullanamam da biraz daha hızlı gidemez misin?
Crois-moi, tu n'es pas en position de négocier.
İnan bana, pazarlık yapacak konumda değilsin.
Horus possédait d'énormes attributs, qui pourraient peut être, l'aider dans sa position de monarque.
Horus çeşitli vasıflar geliştirdi bunlardan bazıları liderlik mevkiyle pekâlâ örtüşebilir.
Trouve-toi une position en hauteur avec une vue bien dégagée, tu garderas Bogue dans ta mire dès que le chaos s'installe.
Net bir görüş imkânı sunan yüksek bir yer bul. Kaos başladığında Bogue'a nişan al.
je sais pas trop pourquoi on est dans cette position.
Bu şekilde durmak zorunda mıyım sence?
Je crois surtout qu'il essayait d'indiquer notre position aux insurgés.
Ancak, şahsen ben sesini gerçekte, isyancıların havanlarının boncuk gibi kafamıza inmesi için kullandığını düşünüyorum.
- En position.
- Yerlerinize.
- L'équipe Alpha en position.
Alfa ekibi pozisyon aldı!
Janus n'est pas une position enviée.
Janus, gözde bir memuriyet yeri değildir.
Mettez-vous en position.
Yerlerinizi alın.
elle va sortir elle vient il est temps de prendre position
Kalçalarımı salladığımda, diyorum ki geliyor Geliyor

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]