Translate.vc / French → Turkish / Presidents
Presidents translate Turkish
523 parallel translation
Il y a de l'action chez les Presidents.
Presidents'ın kalesinde olay var.
Je peux nommer tous les présidents du pays.
Amerika başkanlarının hepsinin ismini biliyorum, ya siz?
Si nous voulons l'ordre public dans l'Ouest, nous devons d'abord arrêter tous les présidents de chemins de fer et les abattre comme des chiens. À la ligne.
Eğer Batı'da hukuk ve düzen istiyorsak, ilk yapmamız gereken şey, tüm demiryolu başkanlarını köpekler gibi vurmaktır.
Des présidents, des rois...
Başkanlar, krallar...
C'est de Virginie que viennent les présidents?
Virginia'ya "Başkanların Annesi" dedikleri doğru mu?
Je presse des boutons, comme le reste des vice-présidents.
Bütün başkan yardımcıları gibi düğmelere basıyorum.
- J'ai déjà voté pour deux présidents.
Şimdiden iki tane başkanlık seçiminde oy verdim.
Je tromperai ma femme toutes les nuits avec des vice-présidents, des administrateurs et des comptables.
Karımı her gece başkan yardımcıları, yönetim..... kurulları ve muhasebecilerle aldatırım.
Les présidents ont des gardes du corps. Et des grands-pères?
Lütfen, hayır!
Vous pouvez commander vos ouvriers et vos vice-présidents, mais pas la Navy des Etats-Unis.
Belki sen borsacı arkadaşlarına başkanı itip kaktırabilirsin ama Amerika donanmasına dokunamazsın.
Il a montré la voie à des présidents.
O, başkanlara bile ne yapmaları gerektiğini söyleyebilir.
Savez-vous que la quasi-totalité des présidents des États-Unis étaient francs-maçons et protestants?
Birleşik Devletler'in hemen her başkanının mason ya da Protestan olduğunun farkında mısınız?
Vous avez déjà vu une horde de vice-présidents dans la panique?
Bir sürü müdür yardımcısının telaşla koşturduğunu gördün mü hiç?
Le ministre des Finances a rassemblé les présidents des banques. Suivez-nous.
Finans Müdürü ve Bankaların Müdürleri arzu ettiğiniz gibi toplandılar.
Voici les raisons pour lesquelles, messieurs, je vous ai sommés, vous, les présidents des banques suisses, ici même, à Zurich, aujourd, hui.
Sizi buraya toplamamın bir nedeni de bu beyler. Sizler İsviçre'deki bankaların Zürih temsilcileri ben de ülkenin Maliye Bakanıyım.
M. le ministre, présidents des banques, après des mois de travail méticuleux, nous avons reconstitué les actions que les escrocs vont entreprendre.
Sayın Bakan, sevgili Banka Müdürleri. 11 polis araştırmasının ardından parçaları bir araya getirdik. Ve gayet somut şeyler bulduk.
Vous savez qu'il est difficile de trouver de bons présidents d'université.
Bugünlerde iyi üniversite başkanları bulmanın ne kadar zor olduğunu hatırlamaya çalış.
Nous avions... en la personne de Teddy Roosevelt... le meilleur des présidents.
Geçmişe bakınca bu ülkenin tarihindeki en iyi başkan olan Teddy Roosevelt gibi bir şahsiyete sahiptik.
Et je connais tous les présidents. Je vais où je veux.
Tüm başkanları tanırım - ve nereye istersem oraya giderim.
II a dit : "C'est la voiture des présidents." C'est ce qu'il a dit, juré!
"Bu, lke ve Dick'in kullandığı arabanın aynısı." Yemin ederim böyle dedi Honey.
Occuppons nous des présidents.
Şimdi modern başkanlardan devam edelim. Bu tarih saçmalıklarının bana ne faydası olacak ki?
On fait juste les présidents.
Tanrım...
Elle fait élire ou chuter des présidents, des papes et des premiers ministres!
Bu ekran başkanları, başbakanları, Papa'yı rezil de eder vezir de!
Les présidents de cinq sociétés sont en route pour Chicago, y compris ceux d'Ocean View et de Wonderworld.
Ocean View ve Wonderworld dahil beş şirketin başkanları Chicago'ya gidiyorlar.
Avec l'assassinat des présidents des États libres... vient leur chute... et celle de mon frère.
Başkanın ölümü ile özgür ülkelerin... ve kardeşimin... sonu geldi.
Nous avons eu quatre présidents.
Burada 4 başkan konuk ettik
Je ne veux pas rejoindre toutes les ex-maîtresses d'ex-présidents, anciens assassins de la CIA et mères maquerelles,
Ve eski başkanların eski sevgililerine... Eski CIA ajanlarına, mutlu fahişelere... Katılmak ve...
Les présidents et les généraux prennent bien leur retraite, les chevaux aussi.
Bilirsin, başkanlar da, generaller de, atlar da emekli olur.
J'ai vu la CIA trinquer à la place des sept derniers présidents.
Son yedi başkanın suçları hep CIA'in üstüne atıldı.
Certains présidents entrent en fonction parce qu'ils sont impitoyables.
Bazı başkanlar merhametsiz oldukları için göreve gelir.
J'ai mon idée là-dessus. Si on passe en revue tous les présidents, on voit que la valeur numérique de chaque lettre de leur nom peut être divisée par l'année de leur élection.
Geçmişe dönüp tarihteki tüm başkanlara bakacak olursanız soyadlarındaki harflerin rakamsal değerinin seçildikleri yıla..
Les présidents?
Başkan?
Des présidents sont restés dans cette suite.
Bu odada Başkan bile kalmış.
Quels présidents?
Neyin Başkanı?
Moi! J'ai eu des éloges des présidents Hoover, Roosevelt, Truman.
Başkan Hoover'a, Roosevelt'a, Truman'a gösteri yapmış bir adamım.
Est-ce qu'il y a des présidents des étudiants?
Hiç öğrenci lideri yok mu?
Énumère les présidents américains!
Amerikan başkanlarını sayabilir misin?
Des présidents, des diplomates... des chercheurs.
Başkanlar, diplomatlar, araştırmacılar...
Quel État nous a fourni le plus de présidents? L'Illinois. - La Virginie.
* Bu temeldir diyeceklerdir *
Parmi eux, deux anciens présidents... qui s'étaient retirés dans la région de Santa Barbara.
Ölenler arasında, Santa Barbara bölgesinden emekli olan iki eski A.B.D başkanı da var.
Teldar Paper a 33 vice-présidents, chacun gagnant plus de 200000 $ par an.
Teldar Kağıt, Bay Cromwell, her biri yılda $ 200.000'ın üzerinde... kazanan 33 başkan yardımcısına sahip.
La moitié a dû passer en paperasses entre ces vice-présidents!
Ve bahse girerim yarısı bu başkan yardımcıları arasındaki dökümantasyona harcanmıştır!
O sont Harvey et ma boîte de présidents morts?
Harvey nerede... ve yeşil ölü başkanlarım?
L'un des moins bien perçus... ou des moins bien compris de nos présidents, a dit :
En çok saptırılmış ya da yanlış anlaşılmış diyeyim, başkanlarımızdan birisi şöyle demişti :
Ce sont les présidents.
Evet, Derneğin kurucuları gelmiş.
Deux, né le jour des Présidents.
İki.Başkanlar gününde doğdu.
Attends, tu te rappelles du'Hall des Présidents, à'Disney World'?
Hatırladın mı'Disney Dünyası','Başkanlar Geçidi'?
"Bienvenue dans le Hall des Présidents".
"Başkanlar geçidine, hoşgeldiniz.".
Et maintenant, en tant que dernier invité, voici un des plus grands Présidents de toute l'Histoire de l'Amérique :
Ve şimdide son konuşmacımız, Amerikan tarihindeki en iyi başkanlardan biri,
Les femmes des présidents étaient toutes fascinantes!
Tüm başkan eşIeri, çok etkiIeyici kişiIerdir!
Je veux tous les présidents de district à mes côtés.
Bütün ilçe müdürlerinin toplanmasını istiyorum. Benimle omuz omuza orada birlikte olmalarını istiyorum..