Translate.vc / French → Turkish / Primer
Primer translate Turkish
76 parallel translation
De quoi? Je pense que nous sommes prêts.
Bilgisayarı benim matrisimi ATH'ın primer devrelerine yükleyecek şekilde ayarladım.
Ça doit primer sur tout.
Kargaşada bunun kaybolmasına izin verme.
Une brèche dans la capsule extrême, fuite des fluides iriscents, fermeture immédiate des cloisons étanches!
Dış omurgada hasar. Primer ve sekonder parlatıcı sıvı bezlerinde yırtılma. Acil durum!
Le centre infectieux est ici, derrière l'ovaire gauche.
Primer tümör şurada, sol yumurtalığın arkasında.
Rétrécissement du berceau infectieux.
Primer tümör küçülmesi var.
Masse primaire franchement palpable lors de l'examen pelvien dans cette zone.
Rahim muayenesi sırasında primer kütle gerçekten hissediliyor... burada.
Je comprends la difficulté de suivre des cours en travaillant à temps plein, mais votre travail semble primer sur vos études.
Tam gün çalışırken mezun olmanın ne kadar zor bir şey olduğunu anlıyorum. Ama anladığım kadarıyla işin eğitiminden önce geliyor.
Merci du conseil. Primé, Primo.
Tavsiyen için sağol, Primer...
En public, les mythes nécessaires au sauvetage de l'Amérique devaient primer.
Amerika'yı dağılmaktan kurtarmak için, mitleri alenen öne sürmeleri gerekliydi.
L'émergence d'un monde plus sûr devait primer.
En önemli şey, güvenli bir dünya yaratmaktı.
Hypertension pulmonaire?
Primer Pulmoner Hipertansiyon.
Sans doute un cancer primitif des os. Difficile à déceler.
Muhtemelen primer kemik kanserinden bahsediyoruz.
Il a une méningo-encéphalite amibienne primitive.
Primer amibik meningoensefaliti var.
- Le sous-préfet a raison, l'autorité civile doit primer.
Vali haklı. Sivil otorite önce gelir.
J'ai travaillé dans l'eau et les procédés technologiques. Principalement dans les métaux premiers.
Eskiden su işleme teknolojilerinde, primer metaller üstüne çalıştım.
Il y a une chance qu'en vous ôtant un oeil on retrire la tumeur principale.
Gözü çıkarttığımız zaman, primer tümörü çıkarma şansımız var.
Hyperaldostéronisme primaire. - A moi.
Ah, primer hiperaldosteronizm.
L'apprêt ne s'est pas incorporé à la souche ADN.
Primer, DNA kalıbına uyum sağlamıyor.
- Ça va? ... permet aux cellules d'absorber momentanément l'énergie, qui se calme.
Primer molekülü, hücrenin enerjiyi geçici olarak almasını sağlıyor ve sonra azalıyor.
- Mais ils n'avaient pas l'amorce.
- Onlarda primer söz konusu değildi tabii. - Dur dur.
Et au final, je sais que ces lois doivent primer sur les 15 personnes du bus.
Sonuçta kanunların otobüsteki o 15 kişiden daha önemli olduğunun farkındayım.
Voici les Primer Two-K.
Bunlar 2 - K Primers.
Je connais les Primer.
Evet, Primers'ı bilirim.
C'est la toute première paire de l'édition finale Primer, sortie de la chaîne de montage.
Bunlar Primers'ın son üretiminin ilk çifti.
Personne ne savait que j'avais ces Primer.
Ama bu Primers'ların bende olduğunun bilinmemesi gerekiyordu.
Pour les bracelets Primer, il faut faire la queue.
Sıra numarası için geldiyseniz sıraya girmelisiniz.
Les nouvelles Primer sortent dans une semaine.
Son Primers'lar haftaya piyasaya çıkıyor.
C'était pour la première paire de la dernière édition de Primer.
Bakın, Primers'ın son üretiminin ilk çifti için yapılan bir açık artırmaydı.
Je sais tout sur les Primer.
Bak, Primers hakkında her şeyi bilirim.
Tout a commencé avec Primer Nelson.
Her şey Primer Nelson'la başlamış.
Les Primer sont un phénomène.
Primers bir efsane oldu.
Il n'y a pas d'édition finale de Primer.
son üretim Primers bulamazsınız.
Dans un quartier comme ça, où on ne connaît pas la différence entre des bubbas et des Primer, les préférences oscillent entre besoin et esthétique.
Lastik pabuç kalitesini ayırt edecek kimsenin yaşamadığı bir yerde pabuç tercihi ihtiyaç ve estetik değere göre dengededir.
Un type veut me revendre mes Primer.
Primers'ımı bana geri satmayı teklif ediyor.
Alors vous avez retrouvé mes Primer?
Primers'ımı buldunuz mu?
Diddums a volé une paire de l'édition finale Primer à un riche.
Diddums zengin birinden Primers'ın son üretimini çaldı.
Les Primer de Zetroc étaient des copies.
Zetroc'un giydiği Primers'da taklitti.
Si on trouve ces sacrées Primer, on le coincera.
Lanet olsı Primers'ı bulursak onu yakalarız.
Il suggère qu'on charcute une paire de Primer?
Primers'ın son üretimlerinden birini kesmemizi mi söylüyor?
Il me faudrait une paire authentique de Primer.
Var. Bana bir çift orjinal Primers lazım.
Oui, on compare les chaussures de l'entrepôt aux Primer authentiques.
Ve taklit ayakkabıları gerçek Primers'la test ediyorum.
Diddums a les Primer.
Primers, Diddum'da.
- Où sont les Primer?
Primers nerede?
- Primer quoi?
Ne Primers'ı?
J'avais les Primer, à l'imparfait.
Bakın Primers bendeydi. Di'li geçmiş zaman!
Le gros lot, c'est les Primer.
Asıl para eden Primers burada.
Voyez les Primer comme un flipper.
Primers'ı tilt topu olarak düşünün.
Une cholangite primaire sclérosante.
Primer sklerozan kolanjit.
Faites un séquençage.
Teşhis için "primer" ları bulun.
Es el primer dia de la escuela.
Okul için hazırlanmam gerek.
C'est plus long, mais le goût doit primer.
Daha uzun sürüyor.