Translate.vc / French → Turkish / Progressive
Progressive translate Turkish
126 parallel translation
A midi, vous visitez une Ecole Progressive.
Saat 12'de Deneme Erkek Lisesini gezeceksiniz.
L'Ecole Progressive développe l'individualité, permet à l'enfant d'exprimer tous ses désirs, partant du principe que l'individualité est liée au génie.
Deneme Okulu'nun gayesi çocuğun ferdiyetini geliştirmek. His ve isteklerini serbestçe ifade etmesini sağlamak. Teoride ferdiyet ve deha aynı kökenli.
"Le besoin d'enregistrer " sa désintégration progressive...
"Yavaş yavaş eriyişini tam olarak aklımda tutabilmek için, hastalığının gelişimini yazmaya itilişimi görüyorum."
De la myopie progressive.
Galiba ileri derece miyop diyorlar buna.
"La justice est progressive " et à mesure que la société progresse,
"Şunu biliyoruz ki, yavaş ilerleyen toplumlara göre adalet ilericiliktir."
Une régression infantile progressive commençant vers l'âge de dix ans et s'aggravant inexorablement tout au long de la vie du malade.
On yaşlarında başlayan ve mağdurun ömrü boyunca süren yaş gerilemesi rahatsızlığı.
C'est une sorte de régression. Une détérioration progressive des facultés mentales. Une putréfaction du cerveau pour ainsi dire.
Bu bir tür gerileme zihinsel kuvvetlerin gittikçe kötüleşmesi tabiri caizse beynin çürümesi.
Paralysie progressive.
Yayılan felç.
On dirait que nous sommes en proie à une paralysie progressive.
Ürpertici bir felç yaşıyor gibiyiz.
C'est lui qui a la charge de veiller sur l'equilibre et la réadaptation progressive de votre parent.
Kendisi, akrabanızın psikolojik kararlılığına ve kademeli olarak tekrar uyumuna nezaret ediyor.
Je suis une actrice... et la pièce que nous jouons en ce moment, parle de la diminution progressive de mon pouvoir de femme, qui va de pair avec la maturité.
Ben bir oyuncuyum ve şu anda oynadığımız oyun benim bir kadın, bir yetişkin olarak yavaş yavaş gücümü kaybetmemle ilgili.
Une augmentation progressive de 30 pour cent.
Toplamda yüzde 30 arttı.
Nous étudierons notre propre histoire... notre découverte progressive du cosmos... son influence sur notre évolution, notre culture... et notre avenir.
Bizimle ilgili bir hikaye olacak. Şu anki evren ile ilgili bilgilerimize nasıl ulaştık, Evren şu anki evrimimizi ve kültürümüzü nasıl şekillendirdi, hatta belki kaderimiz de etkiliyordur.
Paralysie progressive et euphorie.
Gittikçe ilerleyen felç ve öfori, aşırı keyif hali.
C'est quoi l'école progressive?
Yüksek lisans sınıfı ne demek?
L'école progressive?
Yüksek lisans mı?
Maman dit qu'elle enseigne à l'école progressive.
Evet. Annem yüksek lisanstaki çocuklara ders verdiğini söyledi.
D'abord l'école progressive. Maintenant les larves de fond.
Önce yüksek lisans öğrencisi, şimdi de deniz kara kurbağası.
Écoute, Oscar, tu avais raison, la mutation est progressive.
Bak Oscar, mutasyon durumunun ilerlemekte olduğu konusunda haklıydın.
Moi, j'ai un plan de secours et je fais une transition progressive pour éviter le choc. Et je suis toujours à l'affût.
Benım bir yedek stokum var ve yavaş yavaş kullanıyorum ki buyuk bir şok yaşamayayım.
La maladie de Creutzfeldt-Jakob provoque une démence progressive.
Creutzfeldt-Jakob hastaları, ileri derecede delilik krizleri geçirirler.
Progressive Knife, équipé!
Progresif bıçak çekildi!
perte du Progressive Knife. Profondeur limite plus 200.
Unit 02 kullanışlı bıçağını kaybetti maksimum seviye artı 200 derinlik
S'il résiste à une température et à une pression aussi élevées alors... le Progressive Knife est inutile!
Eğer böyle sıcak ve basınca dayanıklı ortama dayanabiliryosa bıçağın onun üzerinde etkisi olamaz!
Toux, température, plus fatigue progressive depuis 8 semaines.
Öksürük, ateş, iki ay boyunca halsizlik. Kan basıncı 1 50 / 70.
Raideur progressive.
Ölü sertliği oluşmakta.
Mais si la montée est progressive, le corps s'adapte de lui-même au faible taux d'oxygène ambiant.
Ancak, kademeli olarak yukarı çıkarlarsa vücut kendini düşük oksijen seviyesine ayarlar.
L'Alan Parsons Project est un groupe de rock progressif de 1982.
The Alan Parsons Project 1982'de bir progressive rock grubu.
Et une démence progressive.
Ve de ilerleyen bunamaya.
Cela se rapporte à la dégénérescence progressive de l'appareil... fondation d'une colonie. Ce paragraphe traite avant tout de leur arrivée sur P4X-639.
Tamam, metnin bu kısmı öncelikle P4X-639'a gelişlerinden bahsediyor.
Une fête de remise en forme progressive.
İlerleyen bir spa partisi.
Tu fais une incursion injustifiée... une entrée progressive ou furtive dans la sphère de quelqu'un d'autre.
Yetkin olmadan bir başkasının alanına, gizlice veya aşamalı olarak girmektesin.
Ma différence est génétique, progressive et impossible à prédire.
Benimki de genetik ilerleyen ve öngörülmesi imkansız.
Vous aviez une dyspnée d'apparition progressive, évocateur d'iskénie cardiaque.
Kardiyak iskemiyi işaret eden dispne belirtisi vardı. Gallant.
... qui est une maladie génetique qui pourrait mener à la consommation progressive de Crème fouetté.
Proprilon. Muscarlone. Ne kadar küçük, küçüktür?
Ils saisirent l'opportunité parfaite : la chute progressive de l'influence politique américaine à l'étranger, et aux USA.
Onlara bu şansı tanıyan da Amerikan siyasi iktidarının hem yurt dışında hem yurt içinde çöküşünün büyümesiydi.
Progressive?
İlerliyor mu?
La plaque reste la même Mais l'alimentation est maintenant progressive.
Levha aynı kalıyor. Yaptığın şey ona yavaşça güç vermek.
la leucoencéphalopathie multifocale progressive
İlerlemiş çok odaklı lökoensefalopati.
Je pensais qu'une transition progressive...
Sadece, daha yavaş bir geçiş daha akıllıca...
Avec une échelle progressive.
Artan oranlı.
On veut prôner l'éducation progressive pour les illettrés, pas la violence.
Biz cahillere ilerici eğitim vermeye çalışıyoruz. Şiddete başvurmuyoruz.
.. suivi par des attaques sévères de la constipation, la vomissure.. .. l'enflure des selles saignantes et la faiblesse progressive.
Sancı, mide bulantısı, ağrı kanama ve halsizlik.
Les docteurs appellent ça démence sénile progressive.
Doktorlar "ilerleyen aşırı bunama" diyorlar.
Karev. Oh, Annie Connors est une femme de 43 ans qui s'est présentée la nuit dernière avec une baisse progressive du souffle depuis 3 mois.
- Annie Conners, 3 aydır nefes darlığı çektiği şikâyetiyle dün gece hastanemize yatan 43 yaşında bir bayan.
Une paralysie progressive implique une pression.
İlerleyen felç, basınç lezyonu olduğu anlamına gelir.
La paralysie est progressive.
Pnömoniyi bile açıklıyor. Felç ilerliyor.
Ca explique la faiblesse musculaire progressive.
İlerleyen kas güçsüzlüğünü açıklar.
La maladie de la vache folle entraîne une dégénérescence progressive du cerveau.
Deli dana beyin dejenerasyonuna neden olur.
Toute dépendance est progressive.
Bütün bağımlılıklar yenilikçidir.
Ca va. je suis juste un peu crevée
"Progressive rock" ın artık modası geçti.