Translate.vc / French → Turkish / Prospéro
Prospéro translate Turkish
171 parallel translation
Peut-être penses-tu avoir impressionné le Prince Prospéro mais ne comptes pas sur mon aide.
Prens Prospero'yu etkilediğini sanıyor olabilirsin ama benden fazla yardım bekleme.
Mais si on les tue... je mourrai... et le Prince Prospéro... aussi.
Ama ölecek olurlarsa ben de öleceğim. Ve Prens Prospero da.
Vous pouvez vous estimer chanceux d'être ici dans ce château sous la protection du Prince Prospéro.
Yani, bu şatoda, Prens Prospero'nun koruması altında olduğunuz için kendinizi şanslı sayabilirsiniz.
Les invités de Prospéro.
Prospero'nun davetli misafirleri.
Prince Prospéro, je t'en prie, offre-nous protection.
Prens Prospero, size yalvarıyorum, bize barınak sağlayın.
Comme un petit chien aux ordres de Prospéro?
Prospero'nun köpeklerinden biri gibi?
Tue-moi et Prospéro veillera à ce que tu meures pour avoir gâché son amusement.
Beni öldürürsen, eğlencesini mahvettiğin için Prospero da seni öldürecektir.
Mon Seigneur Prospéro me procure des compagnes, de temps en temps.
Efendim Prospero zaman zaman bana refakatçiler sağlıyor.
Souhaiterais-tu quitter le service de Prospéro?
Prospero'ya hizmeti bırakmak mı istiyorsun?
As-tu parlé à Prospéro de cette nouveauté?
Prospero'ya bu yenilikten bahsettin mi?
Un autre jouet dont le prince Prospéro s'est lassé.
Prens Prospero'nun artık ilgi duymadığı oyuncaklardan bir tanesi.
C'est Prospéro qui t'a fait ça?
Bunu sana Prospero mu yaptı?
Bientôt... toute l'innocence aura disparue et je serai immortelle et j'aurai Prospéro.
Yakında masumiyet yok olacak o zaman ölümsüzlüğe kavuşacağım ve Prospero benim olacak.
Prince Prospéro, laissez moi partir avec lui.
Prens Prospero, izin verin ben de onunla gideyim.
Prospéro.
Prospero.
Quelle arme puis-je utiliser contre Prospéro?
Prospero'ya karşı hangi silahı kullanabilirim?
J'ai peur de Prospéro dans son château.
Şatosundaki Prospero'dan korkuyorum.
Prospéro?
Prospero?
Nous implorons la pitié du Seigneur et Prince Prospéro.
Prens Prospero'dan merhamet dilemeye geldik.
Toi, tu n'as pas vu les cachots de Prospéro.
Siz de Prospero'nun zindanlarını görmemişsiniz.
Il craint plus Prospéro que la Mort Rouge.
Prospero'dan, Kızıl Ölüm'den daha çok korkuyor.
Vraiment, Prospéro, tu ne me reconnais pas?
Gerçekten Prospero, beni tanımadın mı?
Oui, Prospéro.
- Evet Prospero.
Une chose rare de ta part, Prospéro.
Hiç sana göre değil Prospero.
Ton Enfer, Prince Prospéro... et le moment de ta mort.
Senin cehennemin, Prens Prospero ve ölüm anın.
Prospero le Magicien!
Sihirbaz Başarılı!
On ne peut considérer le comte Prospero B. comme le gentilhomme napolitain typique.
Kont Prospero B. Normal bir Napoli centilmeni sayılmazdı. "
Faites place au Prince Prospero!
Prens Prospero'ya yol açın!
Prince Prospéro.
Prens Prospero.
Qui souhaite entrer dans le château du prince Propéro?
Prens Prospero'nun şatosuna girmek isteyen kimdir?
Prospéro!
- Prospero!
Je ne suis pas sûr d'avoir bien compris le personnage de Prospero.
Şu Prospero karakterini tam olarak anladığımı sanmıyorum.
Prospero se retrouve dans un monde où ses pouvoirs n'ont plus d'utilité.
Prospero kendisini, artık güçlerine ihtiyaç olmayan bir dünyada bulur.
Mais que faisait-il sur l'île de Prospero?
Ama Prospero'nun adasında ne işi vardı?
Le bouclier météo de Prospero est en panne.
Prospero Programının iklim kalkanı çalışmıyor.
Dr Emma Peel Ex-chef du Programme Prospero
Prospero Projesinin Eski Başkanı
Je suis au courant de l'incident, chez Prospero.
Prospero olayını biliyorum. Şeker, bir tane.
Prospero.
Prospero.
Le magicien de Shakespeare.
Prospero. Shakespeare'in büyücüsünün adı.
Si ce n'est pas vous, trouvez qui a détruit Prospero.
Eğer Prospero'yu yok etmediyseniz, kimin yaptığını bulun.
Babbington, chef de Prospero Research.
Babbington, Prospero Projesinin başıydı.
Une société écran recrute vos savants de Prospero, mais ce n'est pas Mme Peel.
Diyordum ki birisi sizin Prospero'da çalışan bilimadamlarınızı... gizli bir örgütte topluyor. Ama bu Bayan Peel değil.
J'aimerais en savoir plus sur le programme Prospero.
Prospero Projesi hakkında... daha fazla şey öğrenmek istiyorum.
Chef de Fission et antimatière au programme Prospero.
Prospero'da, antimaddenin parçalanması... işinin başındaydı.
Salut Prospero, comment ça va mec?
Hey Prospero! Neler oluyor dostum?
Doux Prospero, pourquoi m'as-tu abandonné?
Tatlı Prospero, neden beni terk ettin?
Je suis bien plus que Prospéra, souveraine d'une misérable grotte, et que ta simple mère.
Şu zavallı mağaranın efendisi ve senin naçiz annen Prospero'dan daha üstün olduğumu da bilmiyorsun.
- Tu as supplanté ta sœur Prospéra.
Hatırladığıma göre, sen de kardeşin Prospero'nun yerine geçmiştin.
Une fois Prospéra éliminée.
Prospero yok olduğu zaman.
Que vous avez tous trois chassé de Milan la bonne Prospéra. Ainsi que son innocente enfant.
Değerli Prospero'yu Milano'dan sürdüğünüzü ona ve günahsız kızına yaptıklarınızı yukarıdaki güçler unutmadı, sadece cezanızı ertelediler.
Et le tonnerre... de sa voix redoutable, tous prononcer le nom de Prospéra.
Ve gök gürültüsü o derin ve dehşet verici sesiyle "Prospero" diye haykırdı.