Translate.vc / French → Turkish / Protège
Protège translate Turkish
4,942 parallel translation
– On te protège.
- Seni korumaya çalıŞıyoruz.
"Où est l'équipier qui me protège?"
"Arkamı kollayacak ortağım nerede?"
Qui me protège
Beni arıyor, beni arıyor.
Qui me protège, me protège
Beni arıyor, beni arıyor.
Sauve-moi, aide-moi, protège-moi.
Kurtar, yardım et, koru beni.
Je te protège. C'est fait.
Seni güvende tutacağım.
Cest vraiment quelqu'un de bien, il nous protège.
O, çok çok iyi birisi, bizi koruyor.
Je sais qu'elle te protège du monde.
Senin için bir koruma gibi. Kullan onu.
Que Dieu vous protège.
Tanrı seni korusun.
Protège ta mère, d'abord et avant tout.
Anneni koru!
Protège ta mère.
Anneni koru.
Protège-les tous.
Hepsini koru.
Notre premier protocole demande que l'on vous protège.
İlk kaidemiz sizi korumamız gerektiğini söylüyor.
Et sur le territoire allemand la loi le protège.
Hem, Almanya sınırları içinde Alman yasalarınca korunuyor.
Mon frère protège des convois de nourriture dans la Navy.
Kardeşim Donanma'da gıda konvoylarını koruyor.
Le ministère de l'Intérieur vous protège peut-être encore, mais tôt ou tard vous ferez une erreur.
İçişleri Bakanlığı şu anda seni koruyor olabilir ama er veya geç bir hata yapacaksın.
Protège-toi!
Kendini Koba'dan koru.
Protège-nous du feu et du soufre.
Bizi cehennem ateşiyle kül etme.
La loi protège les squatteurs pendant l'hiver.
Kışın ortasında insanları evden atmak yasalara aykırı.
Et sa main me protège d'un sort que je connais déjà.
Ve onun eli, geleceğini bildiğim kaderden beni nazikçe koruyor.
Mais on protège les nôtres.
Ama yine de kendimizi koruyacağız.
Ton silence ne me protège pas.
Anlatmayarak beni korumuş olmuyorsun.
On protège plus que ce désert.
Bu çöplükten daha fazlasını koruyoruz.
Protège nos femmes, hein?
Kızlarımıza bakıyorsun tamam mı?
Il ne me protège Pas si bien que ça
Olması gerektiği gibi seni korumazlar.
Le cuivre protège des radiations électromagnétiques.
Bakır, elektromanyetik radyasyonu önlüyor.
Si tu veux que je le protège, tu n'as pas envie que je sache ce que c'est?
Yani bu şeyi korumamı istiyorsan, ne olduğunu bilmemi de istemez misin?
Ils veulent être sûrs que leur père les protège.
Çocuklarım sadece babalarının onları koruduğunu bilsin yeter Bu atla deve değil..
Il sait qu'un homme te protège, ce soir.
Bu gece seni gerçek bir erkeğin koruduğunu biliyor.
Un beau héros la porte, et protège la ville.
Yakışıklı bir kahraman, kasabasını korumak için onu takıyor.
- Que Dieu protège la Reine.
Tanrı kraliçeyi korusun. Siktir git Ben!
Protège le brouilleur de signal.
Buradan yukarıya Thorn. Sinyali bozmaya devam etmelisin.
On récupère Jesse et on le protège s'il accepte de témoigner.
Jesse'yi tekrar ikna edeceğiz ve tanıklık ederse tam koruma sağlayacağım. Bu asla olmaz.
Merci. Protège-dents.
Teşekkürler.
Protège-toi, protège-toi!
Kapan!
Protège bien.
Sağlam bir çenesi var!
Reste sur tes gardes, protège-toi.
Hazırlıklı ol, genç ve çenene dikkat et.
Notre père, nous te demandons de nous délivrer par cette épreuve, protège-nous en ces temps de feu et de sang, de confusion et de désespoir.
Sevgili Kutsal Babamız bizi bu imtihandan başarılı bir şekilde geçmemizi sağla bu umutsuzluk ve kargaşanın ateşli ve kanlı döneminde bizi koru.
Que Dieu vous bénisse et vous protège.
Tanrı sizi korusun ve kötülüklerden sakınsın.
Seigneur, nous Te remercions pour cette pizza miraculeuse, mais surtout, protège notre sœur Abital pour qu'elle soit en sécurité à Boston où ses frères ne sont pas là pour la protéger.
Yüce Tanrım... bu mucize yiyecek, pizza için şükürler olsun ama daha da önemlisi kız kardeşimiz Abital'e göz kulak ol ki kardeşlerinin onu korumak için yanında olmadığı Boston'da güvende olsun.
Dieu nous protège. - On peut le dire. - Oui, m'sieur!
Başardık, çocuklar.
- Pas besoin qu'une femme me protège.
- Arkamı kollayacak bir kadına ihtiyacım yok.
Et depuis, cette chaise est rester ici au sommet de mon Fort duquel je surveille le port Que je protège pour le bien d'une île ingrate.
O zamandan beri bu sandalye, iyilikten anlamayan bu adanın bekasını korumak için limanı gözlediğim hisarımın üzerinde bulunuyor.
On se protège, pourtant!
Biz herzaman önlemini alıyoruz. Bunu biliyorsun.
Un champ de force protège le biologiciel.
BioWare'yi koruyan bir güç alanı var.
On protège Woodhaven de cette bête.
Woodhaven! ı bu canavardan biz koruyoruz.
Protège toi!
Kendinizi koruyun.
Je nous protège tous.
Hepimizi koruyorum ben.
Vous êtes une relique qui protège des ruines. Pitoyable.
Kalıntıları koruyan bir kalıntısın sadece.
Je protège notre Futur.
Geleceğimizi güvence altına alıyorum.
- Qui le protège?
- Arkasında kim var peki? - Bilmiyorum.