English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Prédator

Prédator translate Turkish

125 parallel translation
- Le "Prédator".
- "Yırtıcı".
Le "Prédator"?
Yırtıcı mı?
Marcie, je voudrais remettre du piment et de la spontanéité dans notre vie sexuelle.
Neyimiz var, The Predator, The Terminator? Ah, Heavenly Dog!
Regarde ce qu'elle fait.
Bak, The Predator, Dirty Harry,
The Predator, Dirty Harry, Judy et son gros rancard?
Çorapları kaybolduğunda Steve seni suçlar mı?
Tu te souviens dans Predator,
Predator filmini bilir misin?
Il faut agir maintenant pour ne pas le perdre, comme le Prédateur, l'an dernier.
Predator olayında olduğu gibi onu elimizden kaçırırız.
En utilisant un planeur "Predator" inhabité à basse altitude... nous nous infiltrerons sur Ezo et larguerons une bombe PL à explosion contrôlée, équipée d'une tête chercheuse afin de détruire la tour.
İnsansız uçan predator uçaklarından birini alçaktan uçurarak Ezo'ya sızacağız ve akıllı füzeye sahip bir bombayla kuleyi ortadan kaldıracağız.
C'est ce qu'un Predator utilise.
Predator kullanımı ile benzer.
D'accord, on appelle les Gardes Côtes, dis-leur de guetter un Predator au large, et préviens-les qu'on veut visiter leur Centre de Commande.
Tamam, Kıyı Güvenliğini arayıp, açıkta olan Predator'u ve komuta merkezlerini ziyaret etmek istediğimizi söyleyelim.
Fatal attraction contre Predator.
Öldürücü Cazibe, Avcı'yla karşılaşıyor.
Vous allez chasser le grand prédateur il y a 65 millions d'années.
Sizi dünyanın en muhteşem Predator'unu avlamak için 65 milyon yıl geriye götüreceğiz.
Comme Alien avec Predator.
Oh, hem de avının peşinden koşan avcı gibi.
Ecoute, tu es un prédateur et j'ai besoin d'un conseil.
Ee, sen, açıkçası bir--predator gibisin, ve benim bir kaç tavsiyeye ihtiyacım var.
Le mariage d'Alien et de Predator.
Yaratık'la Avcı'nın düğünü.
Douglas est un Prédateur de Newark, au New Jersey... qui tire une grande fierté de sa collection de trophées.
Douglas bir Predator ve Newark, New Jersey'den katılıyor. Topladığı av kolleksiyonuyla gurur duyuyor.
L'une est une Alien, l'autre un Prédateur.
Bir tarafta Alien, diğer tarafta Predator.
Mon père n'approuverait sans doute pas qu'on se fréquente, par contre... vu que je suis juive et que tu es Prédateur-américain.
Babam seni uygun bulmayabilir. Ben Yahudiyim, sense Predator-Amerikalı.
C'est une unité de contrôle pour le nouvel avion espion US, nom de code, Aurora, le remplaçant du S71. Il existe.
Bu bir Predatör kontrol birimi değil, bu S 71'in yerine yapılan Aurora kod adlı yeni bir Amerikan casus uçağı.
Ce n'est pas l'unité de contrôle.
Bu bir Predator kontrol ünitesi değil.
Le Predator s'en vient.
Bir dakikaya kadar avcı geliyor.
Arrivée du Predator dans deux minutes.
Avcı uçağının varmasına iki dakika kaldı.
- On a un Predator en vol?
Gözcün var mı?
Un prédateur d'embuscade hautement évolué.
Pusuya yatan oldukça gelişmiş bir predatör.
Predator!
Predator!
Tu as vu l'enculé qui ressemble à Predator, là-bas?
Şuradaki hayvan kılıklı herifi görüyor musun?
Ni le Predator ni le Reaper n'ont une présence comparable à celle de ces drones.
Avcı, Biçici... Hiçbiri bu cismin yaptıklarının yanına yaklaşamaz.
{ \ pos ( 194,190 ) } Le Predator est OK, mais je pense que le Broyeur Californien est surestimé.
Predator tamam ama California ezicisi fazla abartılıyor.
Envoyez les Predators.
Predator'lar kalksın.
Predator 01.
Predator 01.
Une fois, on avait pour mission une cible difficile et on lançait des missiles de croisière, des Predator.
En iyisiydi. Bir keresinde zorlu bir hedef üstündeydik.
Chuck Versus The Predator
- Sezon 2 :
Orion a prit le contrôle d'un drone Predator * basé à Edwards.
Orion, Edwards yakınlarındaki bir insansız avcı uçağın kontrolünü ele geçirdi.
On dirait qu'on pilote un vrai Predator.
Sanki gerçek uçak uçuruyormuşuz gibi.
Quand Fulcrum l'a poursuivi à Hong Kong, il a détruit presque tout l'immeuble avec un Predator volé.
Dayanak Hong Kong'da ona karşı harekete geçtiğinde çalıntı bir Avcıyla neredeyse bütün bir binayı yok etti.
Un Predator * se dirige par ici.
Bir Avcı bize doğru yaklaşıyor.
Je peux reprogrammer le Predator.
Avcıyı yeniden programlayabilirim.
Facile : souviens-toi dans le film Predator...
Basit : Predator filmini hatırla.
Pour le Predator!
Predator'a göre.
- Le Predator voit la chaleur.
Predator vücut ısımızı algılayabilir.
On dirait que Predator perd son sang sur moi.
Sanki yaratığın kanı üstüme akmış gibi oldu.
Il me rappelle Le Prédateur, ce qui est bizarre, car c'est toi la chasseuse... et tu es invisible pour lui. Tu sais ce que je fais?
Rastaları bana Predator'ı çağrıştırıyor, bu da garip çünkü asıl avlanan ve ona görünmeyen sensin.
Comme si Alien et Predator s'associaient pour ouvrir un bar.
Evet, Alien ve Predator ortak olup lokanta işine girmiş gibi.
À 9 h 10 GMT, un drone predator a lancé deux missiles.
Greenwich saati ile 09 : 10'da insansız bir predator iki tane roket yollamış.
Tu as des moments de paranoïa quand t'es défoncée?
Yoksa Predator hava saldırısını kafan iyiyken mi önerdin? - Hayır.
DRONE PREDATOR AUTOMATIQUE HELMAND, AFGHANISTAN
Birleşik Devletler Savunma Bakanlığı Belge # USGX-8168-006 İnsansız Hava Aracı # 3Amerika Hava Kuvvetleri Helman, Afganistan
- Pour avoir l'air intelligent. On dirait que tu sors de To Catch a Predator.
O kıyafetle, "adamı" olduğun halk, nasıl bir halk acaba?
- Dis ton nom. Oui.
To Catch a Predator programına konu olan adamlara benziyorsun.
Predator contre Batman.
Predator Batman'a karşı.
Comme dans "Predator"?
"Predator" gibi mi?
Et tu t'es vue avec tes tresses pourries?
Beyaz fakir turist örgüsünden yaptırdığına inanamıyorum. Predator'a benzemişin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]