English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Psyché

Psyché translate Turkish

126 parallel translation
Mon analyse de cette âme, la psyché humaine, m'amène à croire qu'en vérité, l'homme n'est pas un, mais deux.
Bu ruh üzerindeki araştırmam, yani insan ruhu... bana şunu gösterdi ki insan aslında bir değil... iki kişiliktir.
Je vais essayer d'analyser ma psyché.
Kendi ruhumu incelemeye çalışacağım.
Quel coup dur pour mon psyché.
Ruhuma vurulan büyük bir darbe bu.
" Je pacifiai et embrassai Psyché
" Yatıştırdım Psişe'yi ve dudaklarımız kavuştu
"Psyché-arrêté", c'est comme "Lolita-voilà"?
"Tatlı kız" lafı sanki "Lolita cicim" dermiş gibi.
Dans la pendule d'Amour et Psyché.
Bu aşk tanrısı ve insan ruhu saatine.
Le savon Psyché est le seul savon qui vous nettoie à l'intérieur.
Psykhe sabunu içinizi... temizleyen tek sabundur.
Pour Edvard Munch lui-même, le contact humain est devenu un sujet d'anxiété, peur que son propre ego ne se fonde dans la psyché et dans le corps d'un autre.
Edvard Munch'un kendisi için insan teması bir korku meselesi hâline gelir. Kendi benliğinin başka bir ruhta ve bedende yok olma korkusu.
Munch a enfin le soutien de nombre de ses contemporains qui comprennent que son art explore de nouveaux terrains d'analyse de la psyché humaine.
Munch'un çoğu çağdaşı ona destek için toplandı sanatının insan ruhunu anlamada yeni bir devrim olduğunun farkına vardılar.
Tu te rends compte que tu ravages ma psyché?
Yolunu keserek medyum güçlerime ne kadar zarar verebilirdin biliyor musun? Anahtarlarını ver.
C'est à la mode. Nous avons des Psyché et des César à volonté.
Etrafta Sezar ve Psyches'lerin dolanması yeni moda oldu.
Il m'appelle des profondeurs de la psyché.
Bana zihnimin kara mağarasından seslenip duruyor.
Quand j'aurai construit sa psyché il prendra le contrôle de votre programme.
- Yerine geçecek... - Yerine geçmek mi? Birazcık yardımla.
ceux-là sont comme ceux des années 60. psyché de chez psychédélique.
Aynı 60'lardaki gibiler. Antikalar. Gerçek birer antika.
Dans la Grèce antique, Ie papillon symbolisait l'âme, la psyché.
Antik Yunanda kelebek, ruhu simgelerdi.
Nous avons appris comment permettre aux autres de découvrir des sentiments cachés au plus profond de leur psyché.
Biz, insanların, ruhlarının derinliklerindeki duyguları nasıl inceleyeceklerini... öğrenebilmelerini sağladık.
Vous voulez dire une émotion enfouie au plus profond de votre psyché?
Ruhunuzun derinliklerinde gömülü bazı duyguları mı kastediyorsunuz?
Et il lit l'Ode à Psyché de John Keats.
Ruha Övgü, John Keats.
Les engoulevents... les plongeons, et les moineaux... sont les cicérones du psyché.
Serçeler dahil bazı kuş türleri. Psikopomptur.
- Une partie de la psyché bétazoïde, un mécanisme filtrant qui nous protège des traumas psychiques.
- Betazoid ruhunun bir bölümü. Bizi ruh travmasından koruyan bir çeşit filtrelemedir.
Maques croit que la psyché de ma mère s'est refermée sur elle-même, qu'elle s'est réfugiée dans son mental métaconscient.
Maques annemin zihninin kendi kendisinin üzerine çöktüğüne inanıyor. O, bazı nedenlerden dolayı, metabilincinin içine doğru çekilmiş durumda.
Si sa psyché s'est effondrée, accéder à son esprit pourrait-il vous mettre en danger?
Eğer zihni kendi üzerine çöktüyse, onun bilincine erişmen senin için herhangi bir tehlike yaratmaz mı?
On est de la même essence, le reflet du psyché de l'autre.
Bir ayna gibi, tam bir vücudun yansıması gibi.
La force de sa psyché le pousserait donc à tuer encore.
Onu 50 yıl sonra bile cinayet işlemeye sürükleyen psikozunun gücünü bir düşünsene.
Se peut-il que Trimble ait développé une âme fantôme, une psyché malveillante qui se vengeait de ceux qu'elle jugeait responsables?
Trimble'ın bu görünmez ruhu yaratması mümkün mü? Cani bir ruh, onun sorumlu tuttuklarından vahşice intikam almış olabilir mi?
Très simple, ils représentent une étape dans le procédé... de suppression des éléments destructeurs... que l'on trouve dans le psyché humain.
Çok basit. Bu insan ruhunda bulunan yıkıcı unsurların yok edilmesinde bir aşamayı temsil ediyor. Ve ben neredeyse mükemmeli elde ettim.
Sa démolition de la psyché de l'Américain est génialement acerbe.
Orta sınıf insanları çözümlemede çok başarılı.
Voici un bracelet... qui vient du temple de Psyché, à Olympe.
Bir bilezik. Psyche'nin Olimpos'taki tapınağında bulundu.
Alors comment ce conflit se manifeste-t-il dans la psyché?
Peki benlikle yaşlanan bu çelişki kendini insan ruhunda nasıI gösterir?
Il avait pris du STP, un cocktail psyché délique.
Hayaller gördüren STP kokteyli içmiş.
Pensez à l'effet que ça a sur le psyché d'une personne noire... et sur ses possibilités.
Bunun siyah bir insanın ruh haline yaptığı etkiyi düşün.
Je parle de Bébé, le fils de Cupidon et de Psyché.
Bebek Bliss'den bahsediyorum. Bilirsin, Cupid ve Psyche'nin oğlu.
C'est une sorte d'exploration du psyché de sa mythologie.
Bu efsanenin derinliklerinin incelenmesi falan gibi bir şey olacak.
Vu la complexité de la nature humaine, de la psyché...
İnsanın doğasını karmaşık yapan, ruhudur.
Un double de la psyché de John qui existe uniquement à l'intérieur de l'implant. Et actuellement...
John'un ruhunun bir kopyasısın, sadece sinir yongasının içinde... ve bir de artık
Nous assistons à Covent Garden, à la Première de "L'Amour et Psyché"
Şu an Londra, Covent Garden'daki Kraliyet Opera Salonu'ndan konuşuyorum.
le nouvel opéra de Julian Craster dont la seule œuvre connue est la partition des "Chaussons Rouges".
Bu gece, tek bilinen çalışması Kırmızı Ayakkabılar'ın partisyonu olan İngiliz besteci Julian Craster'ın yeni operası Eros ve Psyche'nin ilk gecesi.
Un super "psych-out"!
Mükemmel bir psyche - out!
J'ai droit à un psych-out.
Bir psyche-out daha kazanacağım.
Coop va vers la ligne triple et Jansen se lève pour le psych-out.
Coop üçlü çizgisine gidiyor, ve Jansen psyche-out için hazırlanıyor.
Hé Jansen, pas mal, ton psych-out, gros nul!
Hey, Jansen, çok güzel bir psyche-out, sefil herif! Evet, içerde!
Dirk Jansen a encore raté son psych-out.
Şimdi sadece 2 run kaldı. Dirk Jansen bir psyche-out daha harcadı.
Les Felons gagnent pour la 2e fois la coupe Denslow, grâce au psych-out de Jansen.
Denslow kupasını 2. kez Felons kazandı. Dirk Jansens'ın güçlü psyche-out'yla.
La clé du succès a été sans doute mon psych-out contre Cooper.
Başarının anahtarı kesinlikle, benim Coop'a uyguladığım psyche-out idi.
Un super psych-out!
Çok iyi bir psyche-out!
Remer en est encore à son psych-out.
Remer halen psyche-out'ta.
Tes psych-out sont vraiment les meilleurs!
Senin psyche - out'lar hepsinden iyi!
Je suis censé faire le psych-out?
Bundan bir psyche-out yapayım mı?
Lls passent aux éliminatoires grâce au psych-out de Squeak Scolari.
Play-off'lara geçtiler, Squeak Scolori'den bir psyche-out ile.
Les Beers restent en jeu grâce à un psych-out de Coop Cooper.
Beers Coop Cooper'in yapacağı bir psyche-out ile oyuna devam edebilecek.
Avec une technologie aussi poussee et sa connaissance de Ia psyche, ce fou est un homme tres dangereux.
Bu tür bir teknolojik üstünlükle ve insan psikolojisinin bilgisiyle bu çılgın herif çok tehlikeli olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]