Translate.vc / French → Turkish / Péndant
Péndant translate Turkish
72,920 parallel translation
- Pendant longtemps?
- Çok kalacak mısın?
Je t'ai vu par la fenêtre, pendant que je nettoyais.
Etrafı temizlerken seni pencereden görmüştüm.
Pour signaler une voiture immatriculée à votre nom garée la nuit sur le parking au bout de la rue de Trish, toutes les nuits pendant dix nuits d'affilée.
Trish'in evinin yolunda arabanla uyuşan bir arabanın tüm gece beklediğini söyledi. On gece boyunca her gün, aralıksız.
Pendant que ma femme était à l'agonie, on s'est séparés.
Eşim ölümün eşiğindeyken ayrıldık.
Laissez-moi voir son fichier client pendant que vous interrogez Ed.
Sen Ed ile görüşürken ben de tamirci müşteri kayıtlarına bir bakayım.
Tu peux attendre ici avec Lizzie pendant que je parle à ton père?
Ben babanla konuşurken Lizzie ile burada bekler misin?
J'étais à la fête à Axehampton pendant un moment.
O gece kısa da olsa ben de Axehampton'daydım.
J'étais en face de vous pendant vos interrogatoires.
Bu görüşmelerde hep karşındaydım. Dediklerini dinledim, tepkilerini izledim.
Pendant un instant, vous êtes en harmonie avec le monde et c'est... C'est beau.
Dünyayla uyum içinde hissettiğin an gelir ve bu bu çok güzel bir his.
- Pendant trois heures. - Tu espionnais Mikey?
Yine Mikey'yi mi gözetledin?
Merci de respecter leur intimité pendant leur deuil.
Bu yas döneminde mahremiyetlerine saygı duymanızı rica ediyoruz.
Pendant la traque de l'homme qui a tenté de m'assassiner, le vice-président MacLeish a donné l'ordre unilatéral de l'abattre, malgré les fortes objections du FBI et de mon chef de cabinet Aaron Shore.
Bana suikast teşebbüsünde bulunan şahsın takibi sırasında Başkan Yardımcısı MacLeish, FBI ve Özel Kalem Aaron Shore'un şiddetli itirazlarına rağmen ölümcül güç kullanma emri verdi.
Pendant tout le passage, je ressens...
Ben de... sürekli şöyleyim...
Mon père t'aide pendant toutes ces années et là, tu me dis qu'il est un indic?
Babam yıllardır senin götünü kolluyor. Sen şimdi ona gammaz mı diyorsun?
Et il m'a accompagné... pendant toutes ces putain d'années.
Dört yıl boyunca benimle konuştu.
Quand on te dit pendant aussi longtemps que tu peux être pardonné...
O kadar uzun süre boyunca birisi sana affedilebileceğini söylerse...
Et ce qui s'est passé pendant et après, eh bien... C'est une histoire et une querelle qui a eu des proportions bibliques.
Bunun gerçekleşme aşamasının ve sonrasında yaşananların altında ayrı bir hikaye ve devasa boyutta bir düşmanlık yatar.
Pendant que Joan avait les meilleurs rôles pour les femmes matures, c'était Bette qui devait jouer les vendeuses et les souillons.
Belli yaşlardaki kadın karakterlerin olduğu güzel rolleri artık Joan oynuyordu. Pasaklı kadınlar ve kibritçi kız rolleri ise Bette'ye kalmıştı.
Pendant des années, en grandissant, tout ce que j'entendais de toi, c'était " Seigneur, quand cette vieille buse
Çocukluğumdan beri yıllardır senden duyduğum tek şey...
J'ai accompli la cérémonie pendant que vous étiez parti.
Sen yokken töreni bitirdim.
Tu pourras te tenir pendant une année entière?
Bir yıl boyunca uslu durabilecek misin peki?
Selon lui, Jimmy a volé les documents sur la succursale de Rosella, et pendant que Charles était souffrant, il les aurait trafiqués.
Charles, Jimmy'nin Rosella şubesi ile ilgili belgeleri aldığına ve kendisi hasta yatarken fotokopileyip üzerinde oynadığını savunuyor.
Et pas de téléphones pendant votre déposition.
Tanık ifadenizi verirken tüm cep telefonlarını toplayıp dışarıda tutacağız.
Elle s'est démenée pour décrocher Mesa Verde pendant qu'Howard et toi gloussiez, un verre à la main.
Mesa Verde'yi almak için canını dişine takarken Howard ile sen viskilerinizi yudumlayıp kahkahalar atıyordunuz.
Et pendant ce temps, l'animosité irrationnelle de Charles envers son frère a pris des proportions gigantesques.
Ancak tüm bu süreçte Charles McGill'in kardeşine yönelik anlamsız düşmanlığı muazzam boyutlara ulaştı.
J'ai dû frapper à sa porte pendant une bonne heure.
Neredeyse bir saat boyunca dışarıda çaldım durdum.
Il ne sera pas avocat pendant un an.
Jimmy bir yıl boyunca avukatlık yapamayacak.
Bonjour, ici Jimmy McGill. Pendant...
"Merhaba, ben Jimmy McGill, sınırlı bir süre için..." Yok olmadı.
Ils l'ont appelé, et pendant qu'on attendait sa réponse, un des types m'a tenu en joue.
Onu aradılar. Ne söyleyeceğini beklerken de adamlarından biri kafama silah doğrulttu.
Je vous explique ma situation. Il y a deux mois, j'ai payé pour un an, mais des circonstances imprévues m'empêchent d'exercer pendant un an.
İki ay önce ben bir yıllık ödeme yaptım ama beklenmedik bazı olaylar yüzünden önümüzdeki 12 ay boyunca avukatlık yapamayacağım.
Puis vous versez petit à petit pendant qu'il mélange.
Sonra sen azar azar el arabasına dökerken sen de çapayla karıştır.
- Pendant Arabesque.
"Murder, She Wrote" tekrarı sırasında... - Yapma!
Il a fait une crise de nerfs pendant l'audience.
Duruşmada tamamen kendini kaybetti.
Vous faites durer, vous obtenez un millier de plus par client, et pendant ce temps, HHM touche le pactole.
Bekliyorsunuz belki her müvekkil için birkaç bin daha koparırsınız. Bu arada HHM de birkaç milyon alır.
Ces congressistes... parlent pendant 10 heures de matériel agricole, et après, ils veulent s'éclater.
Fuara gelen o tipler 10 saattir durmadan tarım malzemesi konuşuyor. Şimdi parti yapmak isteyecekler.
On m'a donné la preuve, en public et sans l'ombre d'un doute, qu'il y avait une batterie, une batterie chargée à 100 % tout près de ma peau pendant près de deux heures.
Herkesin içerisinde hiçbir şüphe götürmeksizin, iki saat boyunca cildimin hemen yanında bir pil olduğu tamamen dolu bir pil olduğu bana kanıtlandı.
Pendant la production.
Çekimler sırasında oldu.
Et juste pour rigoler, j'ajouterai défaut de traiter et apaiser des blessures subies pendant votre garde.
Sırf eğlencesine de belki senin gözlemin altında yaşanan sakatlıklar sebebiyle şahsımı mağdur eden zararları karşılamakta zühul ekleyebilirim.
On ne m'a pas tripotée avant d'avoir 25 ans, et j'ai attendu encore deux ans avant de le faire, et c'était pendant ma foutue nuit de noce.
Ben 25 yaşına kadar yanına bile yaklaşmamıştım. O işi yapana kadar da iki yıl daha beklemiştim. O da lanet olası balayımdaydı.
Elle a insisté pour être ramenée aller et retour dans un motel. pendant que le reste d'entre nous devons l'attendre sous un soleil de plomb.
Geri kalanımız kavuran güneşin altında oturup onu beklerken motele mekik dokumakta ısrar etti.
Alors, tu veux dire... que pendant tout ce temps nous aurions pu être amies?
Yani bunca zamandır dost olabilir miydik?
Cette zone que vous avez trouvée, les flics ont travaillé pour cela pendant 20 ans, et recueilli toute information qu'ils pensaient être utile.
Bu bulduğun bölgede, polisler 20 yılı aşkın süredir çalışıyor. buradan bulacağımız bir bilginin yararlı olacağını düşünüyorlar.
J'ai lancé une analyse de régression pour observer Hatcher pendant les six dernières heures, comme vous pouvez le voir, on a reçu des trucs, mais la majorité est inutile, des gens qui voient des ombres.
Son 6 saatte Hatcher'ı görenler hakkında bir inceleme yaptım ve gördüğünüz gibi, ihbar alsakta çoğu işe yaramıyor. insanlar gölgeler gördüğünü söylüyor.
Et pendant ce temps, derrière mon dos, tu lui offrais le titre qu'elle méritait : productrice.
Ama bu arada arkamdan iş çevirip ona tam hak ettiği şeyi veriyormuşsun. Yapımcılık.
Pendant ce temps, la production de son dernier film, Chut... chut, Chère Charlotte de la 20th Century Fox est en pause.
Bu arada son filmi olan 20th Century Fox yapımı Sus Sevgilim de süresiz olarak durduruldu.
Ou la nounou pourrait garder Agnès pendant qu'on part en vacances.
Biz tatildeyken dadı Agnes'e bakabilir.
Pendant 30 ans, je t'ai cherché, et...
30 yıldır, araştırdım ve
Pendant mon stage?
Stajyerliğimde mi?
Regarde qui est devenu un homme pendant l'été.
- Bak yaz boyunca kim büyümüş.
Pendant mes heures de permanence officielles.
Çalışma saatlerimde, resmi çalışma saatlerimde.
C'est bizarre. Cet été, on devait faire une virée en bagnole. Pendant le week-end du 4 juillet.
En garibi, bu yaz, 4 Temmuz hafta sonunda bir yolculuğa çıkmamız gerekiyordu.