Translate.vc / French → Turkish / Pétra
Pétra translate Turkish
520 parallel translation
- Les caravanes de Pétra.
- Petra kervanları.
Tu as réussi à avoir des ennuis dans chaque ville entre Petra et ici.
Petra'dan başka her kasabada sorun çıkarmayı başardın.
Tu as réussi à me faire la morale dans chaque ville entre Petra et ici.
Sen de Petra'dan başka her kasabada kaşlarını çatmayı başardın.
Et votre voyage à Petra?
Petra yolculuğu nasıl geçti?
Rien qui concerne les affaires, mais il a goûté tous les vins de la région.
İş hakkında değil ama burasıyla Petra arasında bütün şarapları öğrendi.
Asham, je me suis enivré de tous les vins d'ici à Petra et j'ai eu de nombreuses conquêtes.
Asham, ben buradan Petra'ya kadar şarap içip sarhoş oldum, ve kadınlardan payıma düşeni aldım.
- Quel âge as-tu?
- Kaç yaşındasın, Petra?
- Tu roules les hanches. - C'est vrai?
- Kalçalarını sallıyorsun, Petra.
Aide-la.
Yatmasına yardım et, Petra.
Tu sais ce qu'elle m'a dit? Meilleure chance la prochaine fois!
Petra çok kibardı. "Bir dahaki sefere bol şans!" dedi, ve güldü.
J'arrive.
- Tamam, Petra.
Tu es une bonne fille.
Sen iyi bir kızsın, Petra.
- Bonjour, Petra.
- Günaydın, Petra.
Brosse mes cheveux, c'est si bon.
- Saçımı tara, Petra, çok güzel oluyor.
- Tu es vierge?
- Bakire misin, Petra?
- Quel âge avais-tu?
- O sırada kaç yaşındaydın, Petra?
Au moins, je suis aussi bien faite que toi.
Güzel bir vücudum var. En azından seninki kadar güzel, Petra.
Une femme a certaines obligations quand même.
Bizim de görevlerimiz var. Öyle değil mi, Petra?
Puis une gifle pour t'apprendre à lutiner Petra.
Bu da Petra'yla flört ettiğin için. Kendinden utanmalısın!
- C'est vous, Petra?
- Sen de Petra'sın demek.
Mithridate, roi de Petra.
Petra Kralı Kitritdarte,
Bienvenue, Mithridate, bienvenue à Petra.
Hoşgeldin Kitritdarte, Hoşgeldin Petra.
LES LARMES AMÈRES DE PETRA VON KANT Un cas de maladie
Çeviri : "klute"
"votre Petra von Kant."
Petra von Kant.
Je m'appelle Petra von Kant.
Adım Petra von Kant.
Ici Petra von Kant.
Petra von Kant!
Je ne sais pas, Petra.
Bilmiyorum, Petra.
La pauvre Petra qui semblait désespérément amoureuse de cet homme, si soumise, et c'est elle qui demande le divorce!
Kocası olmadan yapamayan... umutsuzca ona âşık, neredeyse bir köle durumundaki... zavallı Petra... ve boşanmayı o istedi.
Vois-tu, Petra, Lester et moi avons eu aussi une période où tout semblait fini.
Biliyorsun, Petra ; ben ve Lester her şeyin bitmiş gibi... göründüğü zor zamanlardan geçtik.
Oui, ce sont des tours.
Sadece hile, Petra?
Ne te moque pas, Petra.
Küçümseme!
Non, Petra!
Petra, lütfen!
Voici Petra von Kant, dont je vous ai tant parlé.
Bu, Petra von Kant. Sana onun hakkında çok şey anlatmıştım.
Je t'aime beaucoup, moi aussi.
Ben de senden hoşlanıyorum Petra.
Ne pleure pas, Petra.
Ağlama, Petra.
"La nouvelle collection de Petra von Kant."
"yeni kreasyonlarıyla Petra von Kant'tan geldi."
Je voudrais une place sur le vol de 14 h 25 pour Francfort.
Ben Petra von Kant. 14 : 25'teki Frankfurt uçağına bir rezervasyon yaptırmak istiyordum.
Je ne t'ai pas menti.
Seni kandırmadım, Petra.
Je t'ai dit que je t'aimais.
Seni sevdiğimi söyledim, Petra.
De tout coeur, Petra.
Tüm kalbimle, Petra!
Je ne crois pas, Petra.
Sanmıyorum.
Fais attention à toi, Petra.
Kontrolünü kaybetmemelisin, Petra.
Tout le monde sait que Petra en est folle.
Herkes Petra'nın Karin için çıldırdığını biliyor.
Calme-toi enfin, Petra!
Onu sakinleştirmemiz gerekiyor.
Tu me le paieras, Petra.
Bunun bedelini ödeyeceksin, Petra.
Qui?
Petra von Kant'ın evi. Kim?
Puis-je aller le montrer à Petra?
Gidip Petra'ya gösterebilir miyim?
Au cours du repas, Petra déclara :
Masada Petra şöyle dedi :
Petra.
Petra?
- Petra?
- Petra?
Petra?
Petra?