English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Radio

Radio translate Turkish

11,753 parallel translation
- Oui, l'émission de radio.
- Gözleme. Anladık.
Je veux garder la radio éteinte.
- Duyulsun istemiyorum.
Très bien, nous allons prévenir toutes les patrouilles par radio.
Tamam, tüm birimlere bir çağrı göndermemiz gerekecek.
( l'homme à la radio ) C'était la dernière chanson de In-Flight Safety
Bu, In-Flight Safety'nin son albümündendi.
Allumez la radio!
Radyoyu açın.
Un signal radio à bande étroite depuis la constellation Chi Sagittarii
Narrowband radio from the Chi Sagittarii star group.
- On verra ça après la radio.
- Bunu CAT taramasından sonra halledelim
- OK, Krista, on l'emmène à la radio.
- Tamam, Krista, onu tarayıcıya sok.
J'ai eu l'idée en t'observant discuter avec Harrison... Utiliser la radio de ta combinaison contre toi.
Seni kendi mikrofonunu kullanarak öldürme fikri Harrison ile konuşmanızı izlerken aklıma geldi.
- Oui, je sais comment la radio satellite marche.
Evet, radyonun nasıl çalıştığını biliyorum.
- James, passe-moi LBC, Radio London ou Capital.
James, beni LBC Frekansına bağla. Londra Frekansı, Merkezdeki...
C'est probablement déboîté, mais vous devriez l'emmener en radio.
Muhtemelen bir çıkıktır ama bir röntgen çektirseniz iyi olur.
On écoute la radio et on joue aux dames.
Radyo dinleyip dama oynuyoruz.
Je me suis toujours demandé si chaque poste de radio appartenait à Hydra.
Bütün radyo evleri birer Hydra bölgesi mi? Her zaman şüphelenmiştim.
Le match de ce soir est retransmit en direct sur A.M 520... ♪ W.A.S.Y ♪... votre radio de sports locale.
Bu geceki oyun aynı anda uzun kanal 520'den W.A.S.Y. yerel spor radyonuzdan da yayınlanacak.
Toujours silence radio?
Hâlâ telsizine ulaşılamıyor mu?
Une interférence radio?
- Radyo paraziti mi?
C'est comme... appeler la radio, et ils sont genre, " vous êtes à l'antenne avec votre père décédé.
Bu sanki radyoya bağlandıktan sonra, onların, "Ölü babanızla, yayındasınız".
La salle de radio?
- Telsiz odası?
Écartez-vous doucement de la radio.
Telsizden yavaşça uzaklaş.
Fennhoff s'est échappé de la salle de radio.
Fennhoff telsiz odasından kaçtı.
Vous aviez raison, quand vous m'avez dit à la radio l'autre soir,
Bana o gece telsizde söylediğin şey konusunda haklıydın.
Et bien, j'ai appelé Nadine par radio.
Nadine'e telsizden haber verdim.
Je vais voir si je peux lui parler par radio et avoir ta mère sur la ligne.
Ona telsizden bağlanıp annene ulaşabilecek miyiz bir bakalım.
Regarde les deux radio. elle ont été prises à douze heures d'intervalle.
Şu iki röntgene bak. 12 saat arayla çekilmişler.
- À la radio, ils ont dit que c'était plus dangereux.
Hiç bilemiyorsun bu zamanlarda.
On est connectés à la radio du cockpit.
Kokpitin telsizine ulaştık.
Elle passe tout le temps à la radio.
Radyoda sürekli çalıyor.
La vache. Tu peux pas avoir ça chez Radio Shack.
Vay be, Radio Shack'te satılanlara benzemiyor bu.
Arrêtez avec la radio.
Teybi rahat bırak.
Il a une radio de police.
İçinde polis radarı bile var.
Il est brusque, mais j'ai décroché une pub à la radio pour du paintball.
Zor adamdır ama geçen ay paintball sahası için radyo reklamı işi aldım.
L'animatrice radio qui était ma meilleure amie.
Eski dostum sohbet programı sunucusu olabilir.
Merci de votre appel à l'émission radio numéro 1.
New York'un bir numaralı sohbet radyosunu aradığınız için teşekkür ederiz.
C'est pour faire fuir les clients, la radio?
- Müşterileri kaçırmaya mı çalışıyorsun?
Je ne peux pas dire à la radio : "On peut contrôler un esprit."
Radyoya çıkıp "zihin kontrolü gerçektir" diyemem öyle.
Je voudrais vous interroger au sujet de l'agression survenue près de la radio WNEX.
WNEX radyo istasyonunun çıkışında yaşandığı iddia edilen saldırı olayıyla ilgili birkaç soru sormam gerekiyordu.
Tu es riche et belle. Tu as une émission de radio et des fans, certes collants, tout le monde te connaît. Que veux-tu de plus?
Paran var, güzelsin, radyo programın var, ürkünç ya da sevgili hayranların var hem de herkesin bildiği bir ünlüsün, daha ne istiyorsun?
Il faut un expert, pas une animatrice radio.
- Eğitimli biri lazım, radyocuyla olmaz.
Je ne suis qu'une animatrice radio.
Ben alt tarafı bir radyocuyum.
La dernière fois qu'on s'est parlé, tu pistais un assassin fou furieux, et puis silence radio...
En son görüştüğümüzde cani, zihin kontrol edebilen bir deliyi avlama peşindeydin sonra sesin kesildi.
Il pourra contrôler les gens à travers les murs, par la radio.
İnsanları binaların içinden, duvarlardan, radyodan kontrol edebilecek.
Il pourrait avoir des réponses sur le brouillage radio particulièrement sur Fayetville et Washington.
Volm'un aldığı telsiz parazitinin ne olduğunu biliyor olabilir. Özellikle Fayetteville ve Washington'dan.
Ne parle pas, raconte pas de conneries, allume la radio.
Konuşma, saçma sapan şeyler yapma, radyoyu aç.
Ne parles pas, pas de conneries. Allumes la radio.
Konuşma, saçma sapan şeyler yapma, radyoyu aç.
- ( Homme à la radio ) :... scène d'un autre assassiner bizarre qui a coûté la vie un jeune couple à Brooklyn qui ont été trouvés dans leur sous-sol...
Brooklyn'de yine genç bir çiftin öldürüldüğü tuhaf bir cinayet daha gerçekleşti.
En 1912, Guglielmo Marconi prédit que son invention, la radio, mettrait fin aux guerres.
1912 yılında, Guglielmo Marconi icadı radyonun savaşlara bir son vereceğine inanıyordu.
On peux te trouver une casquette de camionneur, prendre la route, transporter des marchandises, jouer avec la radio, ou n'importe quel truc que font les camionneurs.
Hadi ama, sana bir kamyoncu şapkası alırız. Otoyola çıkar yük taşırız. Telsizle falan oynarız.
- Tu as quelque chose à la radio?
- Radyodan bir şey buldun mu?
C'est une radio à courte portée, mais je peux appeler n'importe qui dessus.
Hallo?
- ( Homme à la radio ) :
Zavallılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]