Translate.vc / French → Turkish / Ragé
Ragé translate Turkish
3,233 parallel translation
Une rage incontrôlable. Comme si je n'étais plus moi-même.
Kendimde değil gibiydim, kontrol edemediğim bir öfke vardı.
Il est entré dans une rage folle.
Tek hatırladığı öfke içinde olduğu.
Zephyr... ta rage est si forte au point de détruire le monde?
Zephyr... Hiddetin dünyanın sonunu getirecek derece kuvvetli mi?
Tu sais, la salive de chauve-souris, la rage de chauve-souris.
Yarasanın tükürüğü, kuduz hastalığı falan olur...
La rage de chauve-souris, j'adhère.
- Yarasa kuduzunu anlarım.
La rage de chauve-souris.
- Yarasa kuduzu.
- Eh bien, celui qui l'a tué avait beaucoup de rage en lui.
- Onu kim öldürdüyse epey sinirliymiş.
Toute cette rage, cette honte, ont enfin trouvé leur vraie cible.
Alma'nın utancı yüzünden oluşan öfken, sonunda asıl hedefini buldu.
- Avec la rage et prêt à...
- Öfkeli ve şey yapmak üzere -
Il avait la rage.
Kuduz olmuştu.
Cela veut dire que maintenant l'un de ces hommes à la rage?
Bu demek oluyor ki o adamlardan biri kuduz mikrobu taşıyor.
Celui avec la rage.
Kuduz olan.
Le virus de la rage...
İyi değil.
Les humains peuvent lutter contre la rage beaucoup plus longtemps que les chiens.
İnsanlar kuduza köpeklerden daha uzun süre dayanırlar.
Bonnie, pousse-moi de rage.
Gel de öfkeli çıkışımı yapmama yardım et!
Je compense ma rage envers Brody.
Brody'e olan öfkemi karbonhidratlarla besliyorum.
Et maitenant je ne sais pas s'il me reste encore de la rage pour le faire. Assez!
- Ama artık savaşacak bir şeyim dahi kaldı mı bilmiyorum.
Et quand ils sont piégés... leur rage de détruire.
Köşeye sıkıştırıldığında ise nefreti yok edici.
Rage au volant.
- Aşırı hızdan.
Une guerre fait rage.
Şiddeti artan bir savaş var.
Regarde moi! Tu m'as aidée en me permettant de me concentrer de manière inapproprié sur huit ans de rage et de rejet sur vous.
8 yıldır seni inkâr edişimi ve sana karşı hissettiğim öfkeyi yok etmemi sağladın.
Use cette rage, Lukini.
Bu öfkeyi kullan, Lukini.
Rage d'intello!
Ezik öfkesi!
Et parfois cette envie deviendra de la rage.
Bazen bu isteğin sınırları zorlayacak.
Mais parfois, sa rage refaisait surface.
Ama şimdi öfkesi yeniden kabardı.
Devrais-je être folle de rage?
Öfkeden kudurmam gerekiyor mu?
Donc, la rage au volant.
Yani, yol verme kavgası *.
Cela pourrait être un accès de rage au volant.
Yol verme kavgası olabilir.
J'évacue ma rage.
Öfkemin orta yerindeyim.
Tae San était en rage.
Tae San da deliye dönmüştü.
Il était en rage à cause de cela.
Alnındaki bir yara yüzünden çılgına dönmüştü.
On ne peut qu'attendre que la rage d'oppa se calme.
Bizim bir şey yapmamız için, Abimin biraz sakinleşmesi lazım.
Ils sont fous de rage qu'on les ait trompés.
Sanırım onları kandırdığımız için hala kızgınlar.
Peut-être que le suspect les connaissait et a pris le temps de planifier son effraction, mais quand le contact a eu lieu, sa rage l'a débordé et il a craqué.
Belki zanlı onları tanıyordu, içeri girme kısmını planladı ama karşı karşıya gelince öfkelendi ve gözü döndü.
Alors que le suspect connaissait la meilleure façon de les tuer, il les a poignardé plusieurs fois à la suite pour exprimer sa rage.
Olağandışı bir şey daha var.
Pourquoi tu ne lui dis pas "Tu pourrais attraper la rage ou la peste bubonique à cause de nos rats?"
Sen neden, kuduz olabileceğini ve sıçanlarımızdan hıyarcıklı veba kapabileceğini söylemiyorsun?
tu te demandes probablement comment j'ai eu la rage.
Muhtemelen kuduzları nasıl yakaladığımı merak ediyorsundur.
Bébé Joy Rage n'est pas de la merde.
- Neşeli-Sinirli Bebek dandik değil.
Sandy Matteo maintenant adore et soutient notre Baby Joy Rage.
Artık Sandy Matteo, Neşeli-Kızgın Bebek'e bayılıyor ve onu destekliyor.
je me demandais, si par hasard vous auriez un de ces baby Joy Rage...
Şu Neşeli-Kızgın Bebek'ten elinizde var mı acaba onu öğrenmek istiyordum da.
non, "Joy rage".
Yok, adı Neşeli-Kızgın.
J'ai besoin de ce Baby Joy Rage.
Şu Neşeli-Kızgın Bebek'ten almam gerek.
"Baby Joy Rage."
Neşeli-Kızgın Bebek diyorum.
La cote média de Baby Joy Rage stage à environ 62 %.
MEDYA DUYUMU Neşeli-Kızgın Bebek'in medya duyum oranı yüzde 62 civarında geziniyor.
je les ai aligné dans mon entrepôt comme ne petite armée de joie et de rage.
Hepsini depomda sıraya dizdim. Sanki neşeli ve öfkeli iki ordum varmış gibi.
Une fois qu'il découvrira qu'elle a été kidnappée à cause de lui, il deviendra fou de rage et viendra la sauver?
Kızın kendisi yüzünden kaçırıldığını öğrenirse gözü döner tuzağımıza düşer.
Elle est parfois plus douloureuse qu'une rage de dent.
Bazen diş ağrısından daha çok acı çekerim.
Ce Républicain radical et autocrate qui gouverne par des décrets et la loi martiale a paraphé son odieuse et illégale Proclamation d'Émancipation censée hâter la fin de la guerre... qui, à l'heure qu'il est, fait toujours rage.
Buyruklarıyla ve askeri kanunla hükmeden radikal Cumhuriyetçi diktatör, savaşın sonuçlanmasını hızlandıracağı vaatleriyle, yasalara aykırı ve iğrenç Özgürlük Bildirisi'ni adına kara bir leke olarak ekledi. Ne var ki, savaş tüm hızıyla devam ediyor.
Il y a 3 ans, la guerre faisait rage, et nous devions... faire bonne figure.
Üç yıl önce savaş çok kötü gidiyordu. Rol yapmaya mecburduk.
Et je suis un grand fan de la façon dont vous perdez le contrôle et devenez un énorme monstre vert de rage.
Ayrıca kontrolü kaybedip öfkeli, dev bir yeşil canavara dönüşme yönteminize hayranım.
La première fois que je suis venu sur Terre, la rage de Loki m'a suivi ici et votre peuple en a payé le prix.
İlk kez Dünya'ya geldiğimde Loki'nin öfkesi beni izledi ve halkınız bedelini ödedi.