Translate.vc / French → Turkish / Raya
Raya translate Turkish
3,145 parallel translation
On est arrivés dans une salle de répétitions, et je me souviens de tous ces guitaristes qui faisaient la queue.
Bir prova stüdyosunda toplandık sıraya dizilmiş gitaristleri hatırlıyorum.
Nous nous engageons à placer les intérêts de l'Église au premier plan de nos actes.
Geciktirmeden hükmümüzü verdik. Kilisemizin ihtiyaçlarını hareketlerimizde ve düşüncelerimizde ilk sıraya koymak için.
Et d'où on était, ça puait le crottin!
Sonra bizi en ön sıraya oturturdun. Bok kokuyordu.
Organisez une confrontation, je serais ravi de l'identifier.
Onu, cam ardından sıraya sokarsanız teşhis etmekten mutluluk duyarım.
Il siffle et les moutons suivent.
Yalakalarını yardıma çağırınca hepsi birer birer sıraya girmiş.
je fais que regarder.
Ben sadece sıraya sokuyorum.
Prenez vos tickets.
Biletleriniz için sıraya girin!
- Faites la queue.
Sıraya girin!
Vous restez là ou vous commandez?
- Sıraya geç. Orada öylece dikilecek misin yoksa bir şey mi alacaksın?
On se sépare, chacun prend une rangé.
Ayrılalım, herkes bir sıraya baksın.
J'ai juste été dans les gradins lors de la fête de la police.
Ancak Polislere Saygı Günü'nde en arka sıraya oturabilmiştim. Teşekkürler.
Parmi les suggestions les plus débiles que tu as jamais faites, celle-ci est la numéro un.
Şu ana kadar yaptığın en salakça on öneri içinde bu birinci sıraya kazık çakar.
On la dépose et on la récupère chacun notre tour.
Zola'yı bırakıp alma işini sıraya bindirdik.
Les mascottes s'alignent.
Maskotlar sıraya diziliyor.
Faites la queue.
Koridorda sıraya geçin!
Désolé, mais pour une fois de ma vie, je vais m'occuper de mes propres besoins.
Pardon ama hayatımda ilk defa, Kendimi ilk sıraya alıyorum.
Pour qu'ils puissent bien s'organiser.
.. böylelikle işlemleri sıraya koymaya başlayabilirler.
Wow, heureuse de voir que tu as tes priorités en ordre, Rick
Önceliklerini sıraya koymuş olman hoş ama bitti, Rick.
Elle a tout trié par ordre.
Her şeyi alfabetik sıraya göre düzenlemiş.
Mettons-nous face à face, comparons et on verra bien.
Bakın nasıl bulacağız. Sıraya geçip karşılaştıralım, bakalım bir şey dikkatimizi çekecek mi?
J'ai d'autres acheteurs.
Diğer alıcılar sıraya girmeye başladı.
- Et si on arrive pas jusqu'à lui?
- Sıraya girmesek ne olur? - Sıraya gireceğiz.
Les collectionneurs se bousculaient.
Kolleksiyoncular ondan mal satın almak için sıraya dizilmişlerdi resmen.
Personne d'autre ne vous fera sortir d'ici.
Seni buradan çıkarmak için sıraya giren başkasını göremiyorum.
Mais pour faire mine, vous m'avez mis cinquième, et vous avez collé un nul comme Andre sixième. Ta main.
Sonra da doğal görünsün diye de onu 5. sıraya koyarız, ardına da Andre gibi bir hanımevladını bırakırız, diye düşündünüz.
Je suis toujours fâché contre toi, mais là, je dois concentrer ma haine, et ce sera d'abord elle, les poivrons verts, et puis toi.
Sana hala kızgınım. Ama şimdi öfkemi sıraya koymam gerek ve şu an sıralama ; o, pişmiş yeşil biber ve sonra sen, şampiyon.
- Homme : Hey, on ne double pas!
- Sıraya kaynak yapmak yok!
Honnêtement, arrêtez d'exagérer au resquillage!
Gerçekten, sıraya kaynak yapmaya aşırı tepki vermeyi bırakın!
J'ai fait passer mon devoir envers Camelot en premier.
Camelot'a karşı görevlerimi hep ilk sıraya koydum.
Chacun son tour.
Sıraya girelim.
Elle déteste les coupures
Sıraya kaynak yapanlardan nefret eder.
Excusez-moi, vous devez faire la queue.
Üzgünüm, efendim. Sıraya geçmelisiniz.
Allons faire la queue.
Hadi sıraya girelim.
Surtout la veille de Noël. Il s'agit d'une tradition familiale des O'Brien. Mes sept soeurs et frères... nous nous alignons sur l'escalier dans notre tout nouveau pyjama de Noël et prenons une photo.
Özellikle Noel arifesinde O'Brien ailesinin bir geleneği olarak yedi kız ve erkek kardeşim yepyeni Noel pijamalarımızla merdivenlerde sıraya girer ve fotoğraf çektiririz.
Je veux être sûre qu'ils sont en ordre, paginés et numérotés.
Hepsine sayfa numarası verip sıraya koyacağım ve listeleyeceğim.
En concert, je dirai : "Seul, je t'aime!"
Listede ilk sıraya çıkarsam "Seni Seviyorum, Seul!" diye bağıracağım.
J'avais l'habitude d'être le plus heureux quand j'étais au top et je chantais encore ma chanson.
Öncelerden ilk sıraya çıkmak beni en mutlu kişi yapardı.
Retournez en file!
Sıraya geçin!
Allez, à vos rangs!
Hadi, sıraya!
J'ai dit à vos rangs!
Sıraya gir dedim!
Trois millions de gens envahiront les rues.
Şehrin sokaklarında 3 milyon insan sıraya geçmiş durumda.
Je m'en chargerai avant ça.
İşte onun için sıraya geçmen gerek.
Ils s'arrachent mon Dunkaccino
Dunkaccino için giriyor sıraya
C'est les lettres dans l'ordre alphabétique.
- Louisiana'daki harfleri alfabetik sıraya göre dizdim.
Ma fille et mon fils ont 3 et 2 ans, ils ont leur propre ordinateur, juste à côté des ordinateurs de maman, et ma petite fille est très intelligente.
Kızım 3 oğlum 2 yaşındalar. Ve kendi bilgisayarları var. Ve annelerinin bilgisayarının önünde sıraya giriyorlar.
En rang! Tu sais pas qui je suis?
- Herkes tekrar sıraya girsin.
Une fois qu'ils sauront ça, ils ne mettront pas longtemps et ce qu'on manigance.
Bir kere anladıklarında, Abigail'in kim olduğunu bulmaları çocuk oyuncağı olur. Sonra da sıraya biz geliyoruz.
Je croyais en vous. Je savais qu'un jour, les gens feraient la queue pour voir ce que nous seuls avions imaginé.
Görüşünüze hâlâ inanıyorum gelecekte sadece ben ve sizin gibi insanların görebileceği şeyleri görmek için, insanların nerede sıraya gireceklerini.
Ça me va.
Tabi sevgilim olmazsa çünkü sizi sonra ikinci sıraya atıyorum. Aferin.
Opération Game Change, janvier 2004.
Doktoru arayıp dışarı çıkış için herkesi sıraya sokmasını söyledik. Gelen katillerin aslında bir kurtarma ekibi olduğunu sandılar.
La victime l'a identifié positivement lors d'une séance d'identification...
Sıraya diziliyken kurban kimliği teşhis etmiş...