Translate.vc / French → Turkish / Recherche
Recherche translate Turkish
18,770 parallel translation
On scanne le bâtiment à la recherche de Giyera.
Giyera'yı bulmak için binayı arıyoruz.
Je ferai une recherche d'algues mais mon opinion est faite.
Yanılıyor belli ki. Diyatom testi yapacağım.
Là, vous dites être allé à sa recherche.
Şimdi de kalkmış bize arabadan inip elinde kürekle onu aradığını söylüyorsun.
C'est que de la recherche.
O sadece bir araştırma.
Nous sommes à la recherche de Kevin Grey, suspecté de meurtre.
Kevin Grey'i arıyoruz, cinayet zanlısı.
Les hommes de Golding sont sûrement à la recherche de Jed en ce moment.
Golding'in adamları muhtemelen şu anda Jed'i arıyorlardı.
En tant que spécialiste du FORTRAN, à la frontière de la recherche informatique, elle était considérée comme un des esprits les plus brillants de la NASA.
FORTRAN uzmanı olarak elektronik hesaplama öncülüğünde NASA'daki en parlak zekalardan birisi olarak kabul edildi.
Grâce à Barman, Franz a été arrêté et la recherche intensive de la police a cessé.
Batman sayesinde Franz, polis tarafından tutuklandı ve şehir çapındaki yoğun arama sona erdi.
C'est ton expertise qu'on recherche.
Senin uzmanlığına ihtiyacımız var.
Je l'ignore. Je suis également à sa recherche.
Bilmiyorum, ben de onu arıyorum.
Je suis à la recherche de Vanessa Ives.
Vanessa Ives'ı arıyorum.
Je recherche un moyen de partir.
On ay. Çıkış yolunu aradım.
Que recherche-t-il?
Ne arıyor?
La même chose qu'il recherche toujours.
Her zaman aradığı şeyi. Bir avantaj.
Je recherche un hellhound.
Ben Cehennem Köpeği arıyorum.
Le reste d'entre nous sont à la recherche d'une taille 10 avec une semelle sanglante.
Kalanlarımız da tabanında kan olan 41 numara bir ayakkabı arayacak.
Mon père à obtenu un avis de recherche...
Babam arama emri çıkarttı.
Singh vient de lancer un avis de recherche le concernant.
Singh just put an APB out on him.
Je ne pense pas que c'est ce qu'on recherche.
Evet, her nasılsa bunların dikmeleri olmadığını düşünüyorum Biz arıyoruz.
Et tu sais de ta propre expérience que n'importe quel vampire qui recherche le vrai pouvoir aura inévitablement besoin l'aide d'une sorcière.
Sen de bilirsin ki gerçek gücü isteyen her vampir cadının yardımına ihtiyaç duyar.
C'était la recherche d'un glorieux nouveau monde.
İhtişamlı yeni bir dünya arayışıydı bu.
Elle a utilisé un faux nom. et elle recherche quelque chose.
Takma adla giriş yaptı ve hala bir şeyler arıyor.
Si Shadowspire est à la recherche de ce type de cargaison..
- Yanisi eğer Shadowspire'ın öyle bir plânı varsa -
Malcolm et la Ligue font profil bas. Nyssa est un mur, John et Laurel sont sortis à la recherche du Lotus, mais on va manquer d'endroits à fouiller.
Malcolm ve Birlik ortadan kayboldu Nyssa taş duvar John ve Laurel, Lotus'u aramaya çıktılar ama bakacak yerlerimiz tükeniyor.
Le paradis que je recherche n'est pas au dessus mais plutôt sous nos pieds.
Aradığım cennet yukarıda değil daha ziyade ayağımızın altında.
Mettre en place un profil de recherche.
- Arama profili çıkarırız.
Où en est notre recherche sur notre adversaire?
Rekabet araştırmamız nasıl gidiyor?
Il y a une connexion directe entre lui et l'homme que l'on recherche.
Aradığımız adam ve onun arasında doğrudan bir bağ var.
J'ai déjà lancé une recherche.
- Aramaya başladım bile.
Le laboratoire de recherche est sécurisé.
RD Laboratuvarı temiz.
Honnêtement, je trouve qu'ils auraient pu utiliser une photo plus flatteuse pour l'avis de recherche.
Aslında bakarsan Aranan resmi için daha iyi bir resim kullanabilirlerdi.
Le Dr Railly recherche des Primordiaux.
Dr. Railly, Önemlileri arıyormuş.
Nous étudions des plantes rares qui pourraient révolutionner la recherche médicale.
Burada tıbbi araştırmalarda devrim yaratabilecek nâdir bulunan bitkiler üzerinde çalışıyoruz.
- On recherche le pilote?
Adını bulur bulmaz çıkartırız.
Alors. On recherche toujours le pilote, mais on ignore son nom, alors...
Pilot hâlâ kayıp ama adını öğrenir öğrenmez...
Nous devrions être là-bas à la recherche de Savage, au lieu de jouer au docteur.
Bizim Savage'i aramamız gerekiyor, doktorculuk oynamak değil.
Je... ne recherche pas vraiment un mari.
- Ben koca aramıyorum pek.
Je suis recherché par le gouvernement américain. Est-ce que ça compte?
Amerikan hükümeti tarafından aranıyorum, sayılır mı o da?
Recherche des antécédents.
- İnternet yüzünden.
Cet homme est recherché pour meurtre.
Cinayetten aradığımız adam bu.
Je trouvais que les fonctionnaires de police de mon pays étaient stupides, mais même ces bons à rien ne seraient pas assez bêtes pour croire qu'un homme recherché viendrait aux funérailles de sa victime.
Geldiğim yerdeki yetkililerin aptal olduğunu düşünürdüm. ... ama o tüylü işe yaramazlar bile bir kaçağın kendi kurbanını ziyerete gelmesinin aptalca olduğunu bilirdi.
On recherche un ami.
Bir dostumuzu arıyoruz.
L'homme le plus recherché par le FBI.
FBI'ın en çok aranan adamı.
HASTING RECHERCHE D'OPPOSITION
HASTINGS'E KARŞI ARAŞTIRMALAR
Recherche et développement.
Araştırma geliştirme.
Au centre ville de Star City où la police a arrêté un fugitif recherché pour meurtre...
Star City şehir merkezinde SCPD bir katili tutukladı.
Tu étais recherché par la police, et tu ne voulais pas aller en prison.
Polis seni arıyordu ve hapse girmek istemiyordun.
Il n'y a qu'une seule partie de ton histoire que je sais être vraie, et c'est que tu es recherché par la police.
Hikayende gerçek olduğunu bildiğim tek bir kısım var. O da polis tarafından arandığın.
Vous savez, c'est drôle parce qu'il y a ce super hacker qui est recherché par le FBI qui s'appelle aussi Noah Kuttler.
Gariptir, FBI tarafından aranan bir Noah Kuttler daha vardı.
Mettons un avis de recherche sur Slade.
Slade için arama emri çıkartalım.
Soyez avisés, le suspect est Kyle Slade, recherché pour de multiples homicides.
Şüpheli Kyle Slade, birden çok cinayet suçundan aranıyor.