Translate.vc / French → Turkish / Ruth
Ruth translate Turkish
2,864 parallel translation
Ce n'est pas ce que je crois, c'est ce que je lis.
Ben çıkarmadım Ruth, okuyorum.
" C'est lors des élections à Londres que j'ai connu Ruth.
" Ruth'la ilk tanışmamız Londra seçimleri sırasında oldu.
Voyons, Ruth!
Tanrı aşkına Ruth!
Si la sagace Ruth ne le saisit pas, comment le pourrions-nous?
İşte bu. Ruth gibi bir kurt da tanımazsa, geridekiler ne yapsın?
Ruth vous dit coincé au terminal du ferry.
Ruth feribot terminalinde olduğunu söyledi.
Ruth m'a dit que vous aviez vu Maddox à New York.
New York'a, Maddox'u görmeye gitmişsin.
L'histoire de votre affiliation au parti grâce à Ruth...
- Senin şu partiye katılman Ruth ve pankartlarla ilgili hikayende de tarihler tutmuyor.
Mon coeur pleure pour Ruth et sa famille.
Kalbim Ruth ve ailesiyle birlikte.
"À Ruth, mes enfants et le peuple britannique."
Ruth'a, çocuklarıma ve İngiliz halkına
Vous connaissez l'homme avec Ruth?
Ruth'la konuşan şu adamı tanıyor musun?
C'était le professeur de Ruth à Harvard.
Harvard'da full burslu öğrenciyken, Ruth'un hocasıymış.
Ruth... avait été recrutée... comme... agent de la CIA par... le professeur Paul Emmett de l'université de Harvard.
Önemli bir CIA ajanı olarak. Harvard Üniversitesi'nden profesör Paul Emmett tarafından.
- Ruth, surveille ton frère.
- Ruth, kardeşinle ilgilen. - Tamam, anne.
Ruth, tu es très jolie.
Önemli değil. Ruth. Çok güzel gözüküyorsun.
Vous cherchez Ruth?
Ruth'umu arıyorsunuz?
Où habite Ruth?
Ruth, nerede oturuyor?
Ses petites voisines l'avaient surnommée ainsi.
Bu İbrani ismi. Komşusu olan kız vermiş. Ruth.
vers les Cottages, vers Hailsham et ce qu'on a vécu là-bas, Tommy et Ruth.
Kır Evleri'ni ve Hailsham'ı, bize orada olanları düşünüyorum. Ben, Tommy, ve Ruth.
Ruth a décidé que Tommy était le garçon qu'elle préférait.
Ruth en beğendiği erkeğin Tommy olduğuna karar vermişti.
Peut-être l'avait-elle toujours aimé?
Belki de Ruth ta başından beri ondan hoşlanıyordu.
Tommy, Ruth et moi sommes allés à l'ancienne ferme appelée "Les Cottages".
Tommy, Ruth ve ben Kır Evleri denilen çiftlik evlerinin olduğu bir yere gönderildik.
Ruth, pourquoi tu fais ce geste?
Ruth, neden öyle yaptın?
Donne-le à Ruth.
Al, Ruth'a verirsin.
Qu'y a-t-il, Ruth?
Ne oldu Ruth?
- lncroyable!
- Aman Tanrım. Ruth!
Bien sûr.
Ruth, tabii ki gelirim.
- Ruth, tais-toi!
- Ruth, yapma.
Avec Ruth?
Ruth'la mı?
Quand Tommy et Ruth se sont séparés, ma formation avait déjà commencé.
Ruth ve Tommy gerçekten ayrıldıklarında benim bakıcılık eğitimim çoktan başlamıştı.
Mes donneurs ne me laissaient plus le temps de penser à Tommy et à Ruth.
Donörlerimle çalışmaya başladıktan sonra Tommy ya da Ruth'u düşünecek pek vaktim olmadı.
Ruth n'est pas aussi forte que nous voudrions, à ce stade.
Bu aşamada, Ruth umduğumuz kadar güçlü çıkmadı.
Ce n'est pas la dernière fois.
Bu beni son görüşün değil Ruth.
- Ruth est dans la voiture.
- Ruth arabada.
Ruth, détends-toi.
Ruth, rahatla.
Comment le pourrais-tu?
Bunu nasıl yapabileceğini bilmiyorum Ruth.
Il est trop tard pour ça.
Bunun için çok geç Ruth.
Après être allés voir la Possible de Ruth.
Ruth'un, Muhtemelini bulmaya gittiğimiz günden hemen sonra.
Ruth dit que tu ne comprenais pas.
Ruth senin ne yaptığımı anlamadığını söylemişti.
Ruth a vu juste.
Ruth adresi doğru bulmuş.
Babe Ruth l'a frappée pour son dernier "home run" dans le match des Red Sox contre les Yankees en 1919.
Babe Ruth 1919'da Red Sox onu Yankilere satmadan önce 29. ve son sayı koşusunu yaparken bu topa vurmuştu.
Ma tante Ruth m'a craché au visage.
Ruth Teyzem yüzüme tükürdü.
Ruth, c'est moi.
- Ruth, benim.
Bon sang, tu lui as dit où me trouver?
Lanet olsun, Ruth, ona benim yerimi mi söyledin?
Ruth et moi avons sauté le pas mardi à Las Vegas.
Ruth ile Vegas'ta tetiği çektik.
- Ruth. - Ruth.
Ruth'a.
Tu veux que je fasse subir ça à Ruth tout de suite?
Ruth'a bunu nasıl yaparım?
Des trucs habituels. - Qu'en dis-tu, Ruth?
- Ne diyorsun Ruth?
L'épouse... de Lang...
Lang'in karısı Ruth işe alındı.
Ruth a laissé la fenêtre ouverte.
Anne, Ruth banyonun penceresini yine açık bırakmış. - Dondum.
Je vais bientôt me marier.
Evlenmek üzereyim, Ruth.
À Nate et Ruby.
- Ruth.