English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Rônin

Rônin translate Turkish

174 parallel translation
Plus maintenant. C'est un samouraï sans maître.
Eskiden öyleydi ama artık bir ronin.
Je m'appelle Kambei Shimada. Je suis un ronin.
Ben sadece bir RONIN'im.
Cependant, vers midi... un ronin de l'ancienne province de Geishu frappa à notre porte.
Buna karşın öğlen 4 sularında Hiroshima'daki Fukushima klanının eski uşağı olduğunu iddia eden bir samuray kapımıza dayanır.
Au début de l'année, en janvier, je crois, Chijiwa frappa à notre porte.
Bu yılın başlarında, muhtemelen ocak ayının sonlarında Motome Chijiiwa isimli bu ronin çıkıp gelmişti ve ziyaretinin sebebi de seninkiyle aynıydı.
Le ronin qui s'est présenté chez les Sengoku était sincère.
Sengoku evine giden o eleman, bağırsaklarını deşme konusunda oldukça ciddiydi.
Edo grouille de ronins sans attache en quête du riz quotidien.
Sekigahara savaşından bu yana Edo ronin, efendisiz samuraylardan geçilmez oldu. Başıboş gezinip av arayan vahşi köpek gibiler.
Et moi-même, Chijiwa, un ronin.
Benim adım da Motome Chijiiwa, Hiroshima'dan bir ronin.
Pardonnez-nous de souiller notre sol avec du sang impur.
Konağın bahçesini değersiz ronin kanıyla doldurup kötüye kullanacağımdan ötürü affınızı istiyorum.
La vie d'un ronin ruiné vous semblera sans intérêt, mais les jours se suivent et ne se ressemblent pas.
Yarı aç bir roninin boşa kürek çekiş hikayeleri pek dişe dokunur gelmeyebilir ama bugün birilerinin başlarına gelenler gelecekte kaderinizin bir parçası olabilir.
Je dois avouer que ce Chijiwa ne m'est pas tout à fait inconnu.
Hiroshima'lı ronin Motome Chijiiwa tanışıklığım olan biriydi.
Mais qu'allons-nous faire de ce ronin?
Ama onunla nasıl ilgileneceğiz?
Devenu ronin, je suis venu m'installer à Edo.
Efendimin hanedanlığı düşünce hemen ikametgahı terk edip Edo'ya taşınmıştık.
As-tu entendu parler de ce ronin qui s'est présenté chez les Sengoku pour faire harakiri?
Şunu duydun mu? Bir tanesi Sengoku Klanının kapısında harakiri yapmaya kalkmış. Eskiden Kurume Klanına bağlı Shume Ooi isimli bir ronin.
La vie de ronin a ses bons côtés. Nous sommes notre propre maître.
İş bulma konusunda bu kadar kaygı duyması kesersen yetkililere cevap vermeden bu şekilde oturur kimsenin kölesi olmazsın.
Je connais un ronin qui est prêteur d'argent.
Kato klanının eski hizmetlilerinden birisi şimdi Nihonbashi'de yaşıyor ve tefecilik yapıyor.
Le ronin au sabre de bois!
Ona "bambu ronin" diyecekler.
Comment pourrions-nous écouter un ronin pour qui l'honneur est une façade? Nous ne comprendrions pas.
Samuray onurunun gerçek anlamda büyük bir yanılgı olduğunu düşünüyorsan o halde bizi etkilemek için hiçbir zaman bir şansın yoktu.
Vous ferez dire que le ronin Tsugumo a fait harakiri.
Hiroshima'lı ronin Hanshiro Tsugumo, harakiri yaptı.
Je n'admets pas que nos guerriers se fassent tuer par un ronin.
Iyi evinin, yarı aç bir ronin tarafından öldürülüp yaralanan hiç bir hizmetlisi yoktur.
Le ronin de Geishu, Tsugumo se fit harakiri dans la soirée.
Fukushima Klanının eski hizmetlilerinden Hanshiro Tsugumo akşam saat 6'da harakiri yaparak ölmüştür.
- Tout de suite. Mais moi aussi, je fais confiance â ce ronin. Ecoutez-moi!
Garip gelebilir ama Hanım duvarı aşmak... zorunda kaldığında ona yerde... çömelerek yardım etmek istedi.
Mais ce ronin qui dormait lâ-bas, qui est-ce?
Komsomol'da 130 adam mı?
Je suis la fille d'un ronin avec un seul kimono à mon nom.
Adıma tek bir kimonosu olan, fakir bir samurayın kızıyım.
Je suis d'une famille de militaires, mais mes parents étaient des ronins.
Ailem ordudandır ama ebeveynlerim Ronin'di.
Même si je me marie à un ronin, aussi longtemps que je vivrais, je l'aimerais toute ma vie, C'est la plus belle chose que je puisse recevoir.
Bir Ronin ile evlenecek dahi olsam, ömrüm boyunca beni sevecekse bu isteyebileceğim en büyük mutluluk olurdu.
Je suis d'une famille de soldats, mais mes parents étaient des ronin.
Ailem ordudandır ama ebeveynlerim Ronin'di.
Si je me marie à un ronin, je l'aimerai toute ma vie. C'est la plus belle chose que je puisse recevoir.
Bir Ronin ile evlenecek dahi olsam, ömrüm boyunca beni sevecekse bu isteyebileceğim en büyük mutluluk olurdu.
Le 3 mars 1860, un jour de neige, alors que Ii passait la porte Sakurada du palais shogunal d'Edo, 18 extrémistes du clan Mito attaquèrent son cortège. Ii fut assassiné.
3 Mart, 1860'da Edo'da caddenin orta yerinde ofisine gitmekte olan Başbakan Li bir grup emperyalist Ronin'in suikastına uğradı.
Grâce à son charisme exceptionnel.
Ronin'leri ancak o kişi seferber edebilir.
Humilié deux fois par un bouseux, devant tous les disciples, en plus!
Öğrencilerinin gözü önünde sıradan bir Ronin tarafından bir değil iki defa dayak yemek ha?
Mais cet homme avait plutôt l'air d'un samouraï vagabond.
Fakat, Kiyokawa sama, o adam bana bir Ronin'miş gibi geldi, efendim.
Il veut seulement nous embobiner pour être logé et nourri!
Basit bir Ronin, Şogunluk'un yanında çalışalım diye bizi kandırmaya çalışıyor.
L'embauche des gardes se passe mal.
İşe alınacak Ronin'ler konusunda ivedi bir durum var, efendim.
C'est par centaines que les samouraïs vagabonds ont répondu à l'appel.
İlanı gören Ronin'ler avluya akın ediyorlar.
"À l'occasion du voyage du Shogun à Kyoto, " nous embauchons des gardes pour l'escorter.
"Şogun ailesinin Kyoto gezisi için muhafızlık yapacak istidatlı Ronin'ler davet ediliyor."
Les extrémistes rebelles des clans du Sud infestent la ville.
İmparatora Tapma sloganlarını haykırmak için Satsuma'dan asker kaçakları, Choshu ve Doshu aşağı tabaka Ronin'lere katıldı.
Assassin!
Bekle, Ronin piçi!
Kyoto grouillait de samouraïs errants.
Kendimi bir Ronin denizin içinde bulmuştum.
Des extrémistes.
Ronin'lerin, İmparatora Tapanlardan oldukları belliydi.
Kyoto s'est subitement remplie d'errants.
Demek Kyoto bir anda Ronin'lerle doldu.
Avec ma brigade, je veux attaquer le gouverneur de Kyoto.
Kyoto valisine saldırı düzenleyecek Ronin'leri örgütlüyorum.
Les vagabonds font la loi à Kyoto.
Her geçen gün açlıktan ölmek üzere olan daha çok Ronin buraya toplanıyor.
Dites-leur... de ne pas écouter les extrémistes.
Dinleyin, diğer Ronin'ler onları ilgilendirmez.
Kiyokawa est allé jusqu'à tuer ses camarades exprès, pour faire croire qu'il est notre allié.
O Ronin'leri öldürdüğüne de inanmıyorum. Bizi kandırdığına eminim.
Cette Brigade, jusqu'à présent, n'était qu'un rassemblement improvisé de vagabonds vivant au jour le jour.
Şimdiye dek, Özgür Samuray Ordusu, bir grup ayaktakımı Ronin'den müteşekkildi. Para için dilenen paralı askerlerdiniz.
Mais à partir de demain... vous ne serez plus des vagabonds.
Ancak yarından itibaren bir Ronin olmaya son vereceksiniz.
Vous serez des soldats du Shogun et vous recevrez un traitement.
Sizden pis Ronin kıyafetlerinizi çıkarıp atmanızı onurlu Şogunluk savaşçıları olarak Askerî Komiser'e katılmanızı istiyoruz.
C'est votre dernière nuit sans statut social. Demain, vous aurez des devoirs.
Fakat öte taraftan, yarına dek hâlâ Ronin olacağınızdan o vakte dek canınız ne istiyorsa onu yapabilirsiniz.
Car demain, la Brigade sera au Shogunat. Il nous reste une nuit.
Ronin'ler resmî olarak Şogunluk güçlerine katılmadan evvel bunu yapmalıyız.
Après, il sera trop tard. Car le Décret shogunal de recrutement arrivera.
Otuz dakika sonra Komiser'in adamları Ronin'lerin işe alım mektubunu getirecek.
Mais comment être sûr qu'ils nous suivront?
Buyruk'u alsak bile bu Ronin'ler emirlerinize uyacaklar mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]