Sabrina translate Turkish

Et il avait une fille dont le nom était Sabrina.

Ve şoförün bir kızı vardı, kızın adı... Sabrina'ydı.

Descends de là, Sabrina.

İn oradan aşağı, Sabrina!

- Allons-y, Sabrina.

Haydi gidelim, Sabrina.

- C'est toi, Sabrina.

- Ha, sen misin Sabrina?

Sabrina.

Sabrina!

Sabrina.

Sabrina...

Et c'est la meilleure école de cuisine au monde, Sabrina.

Ve dünyanın en iyi ahçılık okuluna gidiyorsun.

Sabrina, sors de là.

Sabrina, çık oradan.

- Une lettre de Sabrina, monsieur.

- Sabrina'dan mektup var.

- Pauvre Sabrina.

- Zavallı Sabrina.

Sabrina!

Sabrina!

- Oh, et Charles! - Bienvenue chez toi, Sabrina.

Hoşgeldin Sabrina!

Navré de t'avoir ratée, Sabrina, mais j'ai dû emmener Mme Larrabee chez le coiffeur.

Özür dilerim. Bn. Larrabee'yi berbere götürmem gerekti.

Viens dans la cuisine, Sabrina.

Mutfağa gelir misin?

- Sabrina.

- Sabrina?

C'est Sabrina. Incroyable, non?

Bak, Sabrina.

Sabrina, je sais que j'aurais dû t'en informer dans ma dernière lettre... - Voilà.

Sabrina, bir mektupta yazmam gerekirdi...

Sabrina, David est fiancé.

Sabrina, David nişanlandı.

Sabrina. David.

Sabrina!

Sabrina, si seulement j'avais su.

Sabrina, keşke bilseydim.

Sabrina, Sabrina, où étiez-vous pendant toute ma vie?

Sabrina, Sabrina, bugüne kadar nerelerdeydin?

Il faut que vous voyiez Sabrina!

Sabrina'yı bir görseniz!

Allons voir là-haut.

Gel. Gidip gizlice Sabrina'yı görelim.

- Sabrina?

- Sabrina?

Vous ne me reconnaissez pas, si?

Sabrina. Tanımadınız, değil mi?

- Vous êtes ravissante, Sabrina.

Ne güzel olmuşsun, Sabrina.

Elle était à Paris.

- Sabrina Paris'teydi.

Vous viendrez nous voir à l'occasion et vous nous ferez un bon petit plat, Sabrina.

Gel de bizim için güzel bir şeyler pişir, Sabrina.

Je suis ravi que vous soyez revenue, Sabrina.

Eve döndüğüne çok memnunum.

- Sabrina, sortons d'ici.

- Sabrina, buradan çıkalım.

Si Sabrina est la fille qu'il...

- Madem o kızı uygun görüyor...

Sabrina?

Sabrina?

Nos rencontres sont des plus insolites, Sabrina.

Hep garip koşullarda karşılaşıyoruz.

Vous êtes ravissante, Sabrina, et vous avez tant grandi.

Çok güzelsin, Sabrina. Ve çok büyümüşsün.

- Nous sommes au 20e siècle, Sabrina.

Yirminci yüzyıldayız, Sabrina.

25 000 $ nets d'impôts. C'est beaucoup d'argent, Sabrina.

25.000 dolar net, az para değil.

Sabrina.

- Sabrina.

Sabrina était-elle fâchée parce que je ne suis pas venu?

Gelmediğim için Sabrina kızdı mı?

- Que penses-tu de Sabrina?

- Sabrina'yı nasıl buluyorsun?

Si seulement Sabrina pouvait être là.

Ah Sabrina burada olsa.

Je sais combien cela t'ennuie, mais pourrais-tu garder un oeil sur Sabrina pour moi?

Seni sıkabilir ama, Sabrina'ya göz kulak olur musun?

Oh, Sabrina.

Ah, Sabrina...

Mais on est faits l'un pour l'autre.

Çocukluğumdan beri Sabrina'ymış sevdiğim.

- Sabrina. - Oui?

Sabrina, şunu...

Sabrina, trouvez-vous incroyable qu'on puisse vouloir en finir pour des histoires de coeur?

Sabrina, bir insanın gönül nedenleriyle her şeyi..... silmeye çalışmasını inanılmaz mı buluyorsun?

Margaret a préparé ton dîner, Sabrina.

Margaret mutfakta sana yemek hazırladı.

Un chauffeur regarde la route, Sabrina.

İyi bir şoför gözlerini yoldan ayırmaz.

- Je sors de nouveau avec Sabrina.

- Sabrina'yla çıkıyoruz yine.

Sabrina, tu ne peux pas continuer avec David toute ta vie, tu comprends?

Bu böyle devam edemez.

- Sabrina.

- Sabrina.

- Bien sûr. Sabrina.

Tabii.