English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Samantha

Samantha translate Turkish

2,785 parallel translation
Je suis Samantha. La baby-sitter.
Ben bebek bakıcınız, Samantha.
Samantha, je peux vous parler, s'il vous plaît?
Samantha, diğer odaya geçsek de sana bir şey söylemek istiyorum, lütfen?
Il faut que vous me pardonniez, je n'ai pas été tout à fait honnête.
Beni bağışlamalısın, Samantha çünkü tümüyle dürüst değilim.
N'est-ce pas?
Doğru değil mi, Samantha?
Samantha! Attends!
Samanha, dur!
Samantha, écoute-moi.
Samantha, beni dinle. Uzak dur benden!
- Samantha.
- Samantha.
- Moi, c'est Nikki.
- Selam, Samantha.
Quoi?
- Samantha...
Samantha.
Samantha.
Non, Samantha voulait que je t'appelle.
Hayır, Samantha seni aramamı istedi.
Alors, les gens n'ont pas le droit d'avoir leur avis, Samantha?
Yani insanlar kendi düşüncelerini söyleme hakkına sahip değiller mi, Samantha?
Maintenant, 7 ans plus tard, la plus jeune soeur de Donnie, Samantha... apparemment seule et perdue dans le monde... s'est sauvé d'un foyer détruit par la mort de son frère.
Şimdi, 7 yıl sonra, Donnie'nin görünüşte yalnız ve dünyada kayıp kız kardeşi Samantha kardeşinin ölümüyle dağılan evden kaçtı. Üzüntüsünde boğulup hayal kuramadan yaşarken git gide uykunun karanlık derinliklerine sürüklendi.
Systolique à 86. Tout le monde connaît Samantha Taggart des Urgences, hein?
Samantha Taggart'ı acil servisten herkes tanıyor, değil mi?
Samantha Loeb va te tuer.
Ne?
Sors de la maison, tout de suite.
Samantha Loeb seni öldürecek. Hemen evden çık.
À terre, Samantha.
Yere yat, Samantha.
Samantha, ferme-la et mets-toi à terre.
Lanet olsun, Samantha, kapa şu çeneni de yere yat.
Il nous faut le portable de Samantha Loeb qui est au dépôt.
Tamam, bize Samantha Loeb'in cep telefonu lazım. - Sanırım eşya bölümünde. - Bir bakayım.
Bonjour, Samantha Spade, du FBI.
Merhaba, adım Samantha Spade. FBI'da çalışıyorum.
Je cherche Samantha.
Samantha'yı arıyordum.
Samantha devait aller à... Bellevue.
Samantha, Bellevue'ya gitmek zorunda kaldı.
Je viens d'avoir la mère de Samantha.
Samantha'nın annesiyle konuştum.
Les médecins lui ont dit que les scans de Sam étaient bons.
Doktorun söylediğine göre Samantha'nın röntgenleri iyiymiş.
Bonjour, Samantha Spade du FBI.
Merhaba, ben FBI'dan Samantha Spade.
Samantha.
Samantha!
Samantha.
Ben Samantha.
On va juste remettre cette puce entre les bonnes mains... ou ils ne s'arrêteront jamais de chercher Samantha.
Sadece, o çip'in doğru ellere geçmesini sağlamalıyız, hem de hemen. Yoksa Samantha'yı aramaktan asla vazgeçmezler.
Sam, va avec Samantha, tu superviseras l'échange.
Sam, sen Samantha ile git, takası denetle.
J'ai connu Samantha avant toi.
Samantha'yı senden önce tanıyordum.
- Samantha, la puce que tu as volée... n'est pas juste chère, Elle peut coûter des vies.
- Samantha, çaldığın güdüm çipi sadece pahalı değil.
Samantha Keyes?
- Fi. Samantha Keyes.
Samantha et moi, on travaillait ensemble dans le temps.
Samantha ve ben eskiden birlikte çalışırdık.
Samantha et Michael couchaient ensemble.
Samantha ve Michael eskiden yatarlardı.
Je connais Samantha un peu mieux que vous.
Samantha'yı senden biraz daha iyi tanırım.
Samantha nous a dit qu'elle avait un bout de votre engin.
Samantha, sendeki o zımbırtıdan bir parçayı sakladığını söyledi.
Samantha m'a menti.
Samantha bana yalan söylemiş.
Ça simplifie certainement les choses pour Samantha.
Evet, Samantha için kolaylaştıracağı kesin.
Samantha vous examine.
Samantha seni izliyor.
Je veux 5 % du prix de vente pour fournir la sécurité contre Samantha.
Samantha'dan korunma için satış tutarının % 5'ini istiyorum.
Voilà l'entente. Vous m'aidez avec mon problème Samantha, point.
İşte anlaşma – Bana Samantha problemimde yardımcı olabilirsiniz.
Samantha, je sais que vous êtes occupée, mais quand ce sera fini... j'adorerais vous emmener dîner, juste pour bavarder.
Samantha, meşgul olduğunu biliyorum, ama bunlar sona erdiğinde Seni bir yemeğe davet etmek istiyorum, sadece biraz konuşmak için.
Ou votre sécurité a marché, a effrayé Samantha, donc je n'en ai pas besoin... ou elle ne lui a pas fait peur, elle s'y est préparée donc je n'en veux pas.
Senin önlemlerin Samantha'dan bizi korusa da, gerekli değil... korumazsa da, ben zaten istemiyorum.
Vous disiez que Samantha allait voler la puce.
Bana, Samantha'nın çip'i çalmaya çalışacağını söylemiştin.
La seule porte de sortie de Samantha c'était de voler la puce et la remettre.
Samantha'nın tek seçeneği, çip'i çalıp geri koymaktı.
Vous travailliez avec Samantha.
Sen eskiden Samantha ile çalışmıştın.
Stephen, voilà Samantha. Et voilà Zoe, c'est bien ça?
Stephen, bu Samantha. ve bu da zoey, değil mi?
Où est-il? Il est avec Samantha Roth dans son appartement.
Samantha Roth'la dairesinde görüşüyor, efendim.
- Samantha.
Samantha.
Samantha! Adieu tes petites pétasses!
Samantha!
- À terre!
- Samantha, hemen yere yat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]