English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Same

Same translate Turkish

127 parallel translation
" "WILL BE THE SAME" "
- # aynı olmayacak. #
ça marche bien... Mais pas autant que je ne l'espérais - thought Alice at the same time. -
"İyi çalışıyor, ama umduğum kadar iyi değil" diye düşündü Alice aynı zamanda.
Il n'ai plus été le même depuis.
Hasn't been quite the same since.
Il sera plus intelligent, plus confiant, mais il restera le même.
He'll be smarter, more confident, but he'll be the same.
Quelqu'un a dû arriver à la même conclusion.
Somebody else had apparently come to the same conclusion.
S Ž same, ouvre-toi.
Açıl susam.
Il est toujours aussi fou.
He's the same insane fellow...
? If I had to do the same again?
# Eğer aynısını tekrar yapmam gerekseydi. #
Tous ont subi le même sort que notre homme.
These people were all killed the same way as our guy.
Dans la monte à cru, Copenhagen William de Mike Sankey- -... pour un ruban de chapeau.
Eyersiz yarışlar. Kopenhag'lı William ve atı Same Deal. ... şapka şeridi için.
On dirait que c'est pas la même.
- It's not even the same person.
Elle s'est habillée pile poil comme moi!
- She's wearing the same outfit as me.
Je me fous qu'on ait la même mère
So what if we have the same mother
Je suis en phase avec toi.
I feel the same way.
{ C : $ 00FFFF } They're the ones that stay the same
# Dinlemem ben yine de
{ C : $ 00FFFF } They're the ones that stay the same
# Anla artık
Same price for the rest.
Gerisi için aynı bedel.
Same Shit, Different Day.
Selam Beaver. Aynı tas, aynı hamam.
Après, il m'a dit : "Je vais te payer pour chanter Same Song."
Yola çıkınca "Sana maaş vereceğim ve Same Song'u söyleteceğim" dedi.
J'ai rappé sur Same Song.
Same Song'u söyledim.
And the same time yesterday...
Ve dün aynı zamanda...
Je crois dans le même Dieu et prophète que vous.
I believe in the same God and prophet that you do
La religion en laquelle vous avez foi... peut paraître irrationnelle à la fois pour celui qui est tué comme pour celui qui est tué en raison de la religion.
The same religion you believe in... It is hasty when it comes to someone being killed... And for another person to be killed because of it
Et celui qui s'occupe de ce compte est un associé du conseiller municipal de la ville. C'est ce même conseiller qui autorise les permis de construire à ceux qui construisent beaucoup de batiments. Des personnes comme toi.
And the person who runs this trust happens to be an associate of the city councilman's office, the same city councilman that issues building permits... bir sürü bina yapan insanlar.
- J'aurai le same @
Teşekkürler.
"Je connais la chanson" au dos de leur blouson.
Kıyafetlerinin arkasında "The Song Remains the Same" yazısı var.
the same blood runs in every hand you see its not the wings that make the angel just have to move the bats out of your head.
Her damarda dolanır aynı kandan... Seni melek yapanın kanatlar olmadığını anlarsın... Tek yapacağın çıkarmak kötülükleri aklından...
Il se plaint des mêmes conneries encore et toujours.
He just whines about the same crap over and over.
the same as I love you you ll always love me too this love isn't good unless it s me and you box after box and you re still by my side the weather is changing and breaking my stride
the same as I love you you'll always love me too this love isn't good unless it's me and you box after box and you're still by my side the weather is changing and breaking my stride
Je ne crois pas que notre version de la "musique" était différente pour nous.. ... is different from those of the other groups emerged in the same years.
Bizim müzikal versiyonumuzun bizimle aynı zamanda çıkan başka gruplardan farklı olduğunu düşünmüyorum.
Everyone seemed to share the same ideals j'avais les meme idéaux et motivations
Temelde, herkesin amacı ve motivasyonu aynı gözüküyordu.
They say all the same thing.
Esasında, hepsi aynı şeyi söylüyorlar.
virtual in order to receive the same emotions.
aynı duyguları almak için değil diye düşünüyorum.
"Same race..."?
Peki aynı ırk?
# When you re growing old. # # The world is still the same. # # You'll never change it. #
# Dünya aynı kalacak # # Asla değiştiremeyeceksin #
Je posséde une boutique d'antiquités en ville, "Same As It Never Was".
Kasabada "Same As It Never Was" adlı bir antik dükkanım var
Je suis de la boutique d'antiquités.
Ben "Same As It Never Was"'dan geliyorum.
The sun don t rise the same
# Güneş her zamanki gibi doğmaz #
The birds don t sound the same
# Kuşların ötüşü artık eskisi gibi gelmez kulağa #
The words won t sound the same
# Sözler kulağa eskisi gibi gelmez #
- Isn't that the same thing?
- Bu aynı şey değil mi?
- No, it s not the same thing.
- Hayır, aynı şey değil.
No, same thing. Same as always.
Her zamanki gibi aynı şeyler.
- They don t respond to it the same way.
- Onlara aynı şekilde cevap vermiyor işte.
Unless we realise that we are the same
Eğer aynı olduğumuzu anlamazsak
Something is not the same
* Bir şey aynı değil *
That'70s Show - 4x24
The same old thing
That'70s Show - 4x21
The same old thing
# It s always the same #
# Her daim aynı #
# It s not the same # Wow!
Vav!
- "Tout comme neuf".
"Same As It Never Was" buyrun

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]