English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Saniye

Saniye translate Turkish

32,018 parallel translation
Attends, le rythme cardiaque de Katie était normal, non?
Bir saniye. Katie'nin kap atışı normaldi, değil mi?
Vous avez une seconde?
Diane bir saniye bekleyebilir misin?
Attendez.
Dur bir saniye, dur.
Une seconde.
Bir saniye.
Paige, nous ne sommes pas prêts.
Paige, hazır değiliz. Onu 30 saniye daha oyalamanız lazım.
Non, donne-moi une seconde. Je reviens tout de suite.
Bir saniye ver, hemen dönerim.
Attends!
- Bekle bir saniye.
Attendez, investir quoi ailleurs?
Durun bir saniye, başka yere mi yatırım yapacaksınız?
M. le Président, vous serez en direct dans cinq, quatre, trois...
Sayın Başkan beş saniye içinde canlı yayındasınız.
Je reviens.
Bir saniye.
Pourquoi je le comprends?
- Bir saniye, nasıl anlayabiliyorum?
Attends, quoi?
Bir saniye, ne?
Tu as violé toutes les règles en moins de dix secondes.
On saniye içinde her kuralı bozdun.
Attends une seconde.
Bir saniye dur.
Attends une seconde.
Bir saniye.
Juste un instant, ma chérie.
Bir saniye, sevgilim.
Attends une seconde.
Bir saniye bekleyin.
- Laisse moi lui parler deux secondes à l'extérieur.
- Onunla bir saniye dışarıda konuşayım - Evet.
Chaque seconde transmise par wifi.
Her saniye Wi-Fi üerinden transfer edilmiş.
- 30 secondes s'il vous plaît.
- 30 saniye, lütfen. - Bu o mu?
Quand il a décidé de se lancer en politique, il m'a prévenu d'à quel point cela pourrait être grave, mais je n'ai pas hésité, pas une seconde.
Politikaya atılmaya karar verdiğinde bunun ne kadar kötüleşebileceği konusunda beni uyarmıştı ama ben tereddüt duymadım, bir saniye bile hem de.
Comment va-t-elle? Nous le saurons dans quelques secondes.
- Birkaç saniye içinde öğreneceğiz.
Imagine ce que j'ai ressenti quand un paquet d'herbe est tombé de sa mallette. 10 secondes après qu'il soit rentré en entretien
Görüşmeye girmesinden 10 saniye sonra çantasından otlar çıkınca benim ne hissettiğimi hayal etsene.
Un moment s'il vous plait.
Bir saniye lütfen. Sana.
Pouvez-vous juste m'excuser une seconde?
Bir saniye müsaade eder misiniz?
Buzz, baissez le son pendant une seconde.
Buzz monitörlerin sesini kıssana bir saniye.
Une seconde, s'il te plait.
Bir saniye, lütfen.
♪ Get another piece of pie for your wife ♪
Eğer bir saniye bile geç kalırsanız size yemin ederim bu şehirde bir daha sahte avukat olamazsınız.
À mon retour, s'il y a un trou dans le miroir couvert par un poster de Rita Hayworth, je ne serai pas heureux.
Anlaşmayı ister imzala ister imzalama ama senin gibi bir parazitle bir saniye daha harcamayacağım.
Sais-tu épeler "responsabilité financière"? Je sais épeler "radin". Ça suffit.
Çünkü 10 saniye içinde buradan elimde ya 20 milyonla ya da o şeyle beraber ayrılıyor olacağım.
- Une seconde.
- Nate. - Bekle bir saniye
Juste une seconde.
Bir saniye.
Dix secondes, après allons-y.
On saniye, sonra başlıyoruz.
Juste... juste attendez une seconde, d'accord?
Yalnızca bir saniye bekle, tamam mı?
Ouais, uh, seulement une seconde.
Evet, bir saniye.
C'est un piège?
Bir saniye, neler dönüyor burda?
Tu peux être sérieuse juste une minute?
- Bir saniye için ciddi olabilir miyiz?
Attends une seconde.
Bekle bir saniye.
Je jure qu'ils ont étincelé verts une seconde.
Yemin ederim bir saniye için yeşil yeşil parladı.
Attends un peu.
Bekle bir saniye.
Vous avez jamais signalé sa disparition.
Bekle bir saniye. Onu kayıp olarak rapor etmedin.
Venez.
Bekleyin bir saniye.
C'est bon. Attendez... Je vous ai déjà vu, n'est-ce pas?
Bir saniye, seni daha önce görmüştüm, değil mi?
Attendez.
Dur, bir saniye.
30 secondes, Capitaine.
- 30 saniye, Kaptan.
Tu t'es débattue avec la serrure pendant 30 secondes environ.
Evet, 30 saniye kilitle uğraştın.
Attends.
Bekle bir saniye, dur orada.
Attendez une seconde. Qu'est ce que vous faites encore là?
- Bir saniye sen hala burada ne yapıyorsun?
Penses-y une seconde.
Bir saniye düşün.
Il a dit 400 000.
- Bir saniye, daha az önce 400 dedi.
Excusez-moi.
Durun bir saniye, affedersiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]