Translate.vc / French → Turkish / Sas
Sas translate Turkish
28,179 parallel translation
Tout ça pour dire, c'est comme la patate chaude.
Uzun lafın kısası bu sıcak patates oyunu gibi.
Oui, donc en bref, nous apprécions l'intérêt de Hudler Motors, et si vous décidez d'aller avec une entreprise d'ingénierie standard pour vos nouveaux airbags... Eh bien, c'est stupide.
Evet, uzun lafın kısası, Hudler Motors'un ilgisini takdir ediyoruz ve eğer yeni airbaglarınız için standart bir mühendislik firmasıyla çalışmaya karar verirseniz, buna aptallık denir.
Jack est le diminutif de John.
Jack, John'un kısası.
Ils devraient nous faire un procès.
Madde ihlali yüzünden bizi dava etmediklerine şaşırdım.
Je dois le dire, elle m'a surpris.
Kabul etmeliyim, beni şaşırttı.
Tyrell me surprend toujours avec de petits cadeaux.
Tyrell ufak hediyelerle her daim beni şaşırtır.
L'hypocrisie n'est pas surprenante.
Riyakârlık insanı şaşırtmıyor.
Qu'a-t'elle encore fait?
Neden şaşırmadım acaba?
Je suis surpris que tu t'inquiètes tellement à propos de Regina... surtout après ce que tu as fait à ton autre fille.
Regina'yı bu kadar önemsemene şaşırdım özellikle diğer kızına yaptığından sonra.
Ça te surprend?
Bu seni şaşırtmadı mı?
Ça ne te surprend pas?
Seni şaşırtmamış gibi.
C'était il y six mois! Pas étonnant que tu n'aies pas remarqué le flirt.
Görevlinin flörtünü anlamamana şaşırmamak lazım.
Tu penses qu'en 25 ans je n'ai pas changé.
Şaşırmadım. 25 yıldır hiç değişmediğimi düşünüyorsun.
Si tu étais surpris, je ne le saurais pas, tu t'es arraché tous tes sourcils.
Şaşırsan bile, tüm kaşlarını yolduğun için anlamazdım zaten.
Ils vont aller bien. Les gens savent vous surprendre.
İnsanlar birçok açıdan sizi şaşırtabilir.
Je dois dire, je suis étonné.
Şaşırdığımı söylemeliyim.
Le problème c'est qu'il y a des lois sur le secret qui protègent les fournisseurs d'injections létales.
Şaşırtıcı durum ise zehirli iğne infaz yöntemi tedarikçilerini destekleyen gizli kanunlar var.
Nous ne manquons pas de suspects. Étonnant qu'Henry n'ait pas parlé de ces vols de brevets avant.
Biz şüpheli istemiyoruz Henry'nin daha önce patent-jacking'den bahsetmemesine şaşırdım.
Tu serais surprise par tout ce qu'on t'apprend dans la Marine royale.
- Kraliyet Donanması'nda neler öğrettiklerini bilsen şaşırırsın.
- Évidemment.
- Hiç şaşırmadım.
Je suis surpris.
- Şaşırdım.
J'ai été surprise.
Evet, şaşırttın beni.
Et c'est une découverte pour toi?
- Şaşırdın mı ki buna?
La mesure du problème.
- Miktarına şaşırdım.
Sans déconner.
- Aman ne kadar şaşırdım.
C'est vraiment tordu.
Bu çok şaşırtıcı.
Aies l'air surprise quand elle te l'annoncera. "
Açıklayınca şaşırmış gibi yap. "
J'étais un peu surprise quand tu as décidé de faire du beat-box.
Beatbox yapmaya karar vermene şaşırdım biraz.
C'est curieux que vous ne le réalisiez pas.
Bu özelliğini bilmemene şaşırdım doğrusu.
Comment les gens peuvent croire en cette soit-disant nouvelle science?
Bu yeni dönem saçmalıklarını alanlara şaşıyorum.
Très bien, je ne dis rien, mais je suis censé te distraire, donc fais-moi une fleur et joue le surpris en entrant.
Peki. Ne olduğunu söylemiyorum, ama seni oyalamam gerekiyordu, o yüzden bana bir iyilik yap ve şaşırmış gibi yap tamam mı?
Bien que nous n'ayons pas encore réglé le problème de ta marque, on a découvert une stupéfiante variété d'alcools tropicaux
Biz henüz yara durum çözülmüş değil varken, Bu keşfetmişlerdir. Tropikal alkoller şaşırtıcı bir çeşitlilik.
Ils sont surpris, mais ils s'y font.
Çok şaşırmışlar, ama sonra boşvermişler.
La réponse pourrait vous surprendre, vous savez.
Cevap sizi şaşırtabilir.
Mère, je suis surpris que vous ayez fait le voyage pour l'anniversaire de Sheldon.
Anne, bunca yolu Sheldon'ın doğum günü için tepmene şaşırdım.
Tu sais ce qui est aussi une surprise?
Şaşırtıcı bir şey daha var.
Je dois dire, Max, je suis vraiment surprise que tu n'aies pas cédé et vu Randy.
Şunu söylemeliyim Max, direk atlayıp Randy'le görüşmemene şaşırdım.
Ceux du dessus ont finalement détruit le dieu, égaré, de la mort... Mon frère Hadès.
Yukarıdakiler sonunda yolunu şaşırmış Ölüm Tanrısı'nı yok ettiler kardeşim Hades'i.
Tu n'as pas commandé une pizza pendant l'Ave Maria?
"Ave Maria" söylenirken pizza ısmarlamadığına şaşırdım.
Et puis moi. Logique.
Hiç şaşırmadım.
Mais je dois vous dire qu'après un certain nombre de recherches et un recensement officieux, nous avons découvert qu'il n'y a pas assez d'homosexuels dans notre ville.
Ancak kapsamlı araştırmalar ve gayriresmî bir nüfus sayımı sonucu şaşırtıcı bir keşifte bulunduk. Stars Hollow'da yeterince gey yok.
Mais c'est tout, bizarrement.
Şaşırtıcı ama bu kadar.
- Quelle surprise.
- Aman ne şaşırdım.
- Tu vois?
- Şaşırmadım.
- Je ne suis pas étonnée.
- Şaşırdığımı söyleyemem.
Franchement, vous me surprenez, Leanne.
Açıkçası beni şaşırttın, Leanne.
Ça ne m'étonne pas.
Şaşırdığına eminim.
Tu es une source constante de surprise.
Beni her seferinde şaşırtmayı başarıyorsun.
Cela te surprendra d'apprendre que tu en as eu au moins une et sans doute deux de plus que moi.
Bu durumun seni benden, 1-0 hatta belki 2-0 öne geçirdiğini bilsen şaşırırsın sanırım.
Son appétit est incroyable, sou ouïe s'améliore, il est lunatique, il est plus... agressif.
İştahı şaşırtıcı durumda, işitmesi keskinleşiyor, dengesiz durumda, çok fazla... - Saldırgan.
Je suis surpris que vous l'avez laissé jouer à la tannerie.
Tabakhanede çalar durumda bırakmana şaşırdım.