Translate.vc / French → Turkish / Savannah
Savannah translate Turkish
736 parallel translation
Je n'avais qu'un jour de retard à Savannah.
Savannah'ta onun yalnızca bir gün gerisindeydim.
Palm Beach, Savannah, Jacksonville,
Palm Beach, Savannah, Jacksonville...
Aller à Savannah?
Mesela Savannah'ya.
Que ferais-je à Savannah?
Orada ne yapayım?
Vous aurez des ennuis à Atlanta.
Savannah daha iyi. Atlanta'da başını derde sokarsın.
Mon père la tenait de son oncle... dont la femme était aussi parente... des Wilkes.
Amcası Savannah'lı Amiral Will Hamilton'dan devralmış. Amiral, Carrolton'lu kuzeni Jessica Carroll'la evlenmiş. İkinci kuzeniymiş ve Wilkess'ların hısmıymış.
Horace a un cousin qu'il aime bien a Savannah.
Horace'ın Savannah'da çok sevdiği bir kuzeni var.
Et de toute facon, le train ne passe pas par Savannah.
Ayrıca tren Savannah'tan geçmiyor.
Elle parcourait 24 km jusqu'à la rivière Savannah, traversait les plus riches plantations de coton et de tabac de tout le Sud, longeait les magnifiques demeures construites par les Lester.
Savannah Nehrine kadar 25 kilometre uzanır tüm Güney'in en zengin pamuk ve tütün tarlalarını aşar Lesterların bizzat yapıp içinde yaşadığı büyük evleri geçerdi.
Tu sais qu'il n'y avait pas plus grand pécheur entre ici et Savannah.
Bilirsin, buradan Savannah'ya kadar benden büyük günahkâr yoktu.
- Nous allons à Savannah tirer la caille.
- Bıldırcın avlamaya Savannah'a gidiyoruz.
Même à Savannah, ça se sait.
Savannah'da yaşayanlar bile bilir.
- Je vais vivre à New York maintenant.
- Artık New York'ta yaşayacağım. - Savannah'dan sıkıldın mı?
- Tu en as assez de Savannah? Eh bien, après la mort de maman, plus rien ne m'y retenait.
Şeyy, annemin ölümünden sonra beni orada tutacak bir şey kalmadı.
Tout ce que je sais c'est qu'elle se disait de Savannah, en Géorgie... et que son père et sa mère étaient tous les deux décédés.
Savannah, Georgia'dan geldiğini biliyorum sadece... ve annesinin ve babasının öldüklerini.
Ralph était en déplacement. Je me suis saoulée au Big Apple.
Ralph'ın Savannah'ya gitmesi gerekti ben Büyük Elma'ya gittim, kafayı çektim.
Quai un, Florida Limited à destination de Washington, Charleston, Savannah, Jacksonville et Miami.
Florida Limited, Washington, Charleston, Savannah, Jacksonville ve Miami'ye gitmek için birinci perondan kalkıyor.
Cette nouvelle se répandit sur le continent, à Boston, New York, et traversa l'océan, jusqu'à Londres, Paris, Berlin.
Ve onun bu keşfi, kıtanın öbür ucunda Boston'da, New York'da, Savannah'da ve okyanus aşırı diyarlarda Londra'da, Paris'te, Berlin'de yankılandı.
Savannah, Géorgie.
Savannah, Georgia.
On dirait que t'écoutes une radio de Savannah.
Sanki Savannah'ta bir radyo istasyonu dinliyor gibisin.
Le croiseur Savannah, à des kilomètres de la côte.
Bu millerce açıktaki Savannah'ın mürettebatıydı, değil mi?
De ma bonne copine Savannah.
Sevgili, biricik arkadaşım Savannah'dan.
- Savannah...
- Savannah...
Savannah dit que j'ai un certain style.
Savannah'ya göre dikkat çeken tarzım varmış.
Etj'ai eu vraiment peur, Savannah.
Ve çok korktuğumun farkına vardım, Savannah.
Savannah!
Savannah!
Ce n'est pas moi qui ai trouvé Walker, c'est Savannah.
Ama Walker'i bulan ben değilim. Savanah.
Savannah, Gekko qui peut à peine marcher...
Savannah ve Gekko. Yürümekte güçlük çekiyorlar.
Aux dernières nouvelles, à Savannah.
En son duyduğumda Savannah'daydı.
Madame Stone m'a demandé de la suivre à Savannah.
Bayan Stone onunla Savannah'a taşınmamı bile istedi.
Ne crie pas, Savannah.
Cıyaklamayı kes Savannah.
Allez, Savannah!
Hızlan Savannah.
Savannah m'attaquera.
Savannah muhtemelen beni suçlar.
Savannah n'est pas cynique.
Savannah kötümser değil.
Dans ses poèmes... êtes-vous le pêcheur ou l'entraîneur?
Savannah'nın şiirlerinde karidesçi mi, koç musunuz?
Savannah a tenté de se suicider à sa mort.
Son intihar girişimi Luke'un ölümünden sonra mıydı?
Je ne traite Savannah que depuis quelques mois.
Sadece birkaç aydır Savannah'nın doktoruyum.
On s'est fait cambrioler deux fois.
Özür dilerim. Savannah'yla bu yıl iki kez soyulduk.
Savannah a été un ange.
Savannah bir melekti.
Tu savais que Savannah voyait un psy?
Savannah'nın psikiyatra gittiğini biliyor muydun?
Savannah.
Merhaba Savannah.
Or, il s'agit de la garder en vie.
Savannah'yı yaşatmazsak bunun hiç bir anlamı yok.
Savannah a répété ce mot en sortant du coma.
Savannah komadan ilk çıktığında bunu tekrarlayıp durdu.
Savannah, apporte-lui une robe.
Savannah, bu kıza bir elbise ver.
Fais fondre du beurre.
Bu yağı erit Savannah.
Elle a appelé, elle était inquiète.
Bugün aradı. Savannah'yı çok merak ediyor.
- Absolument, comme Savannah.
- Evet, tabii. Savannah da.
Qu'elle a encouragé Savannah à être poète.
Savannah'yı şair olmaya kendisinin teşvik ettiğini.
Sa fille déloyale décrivait notre horrible famille.
Çünkü Savannah, iğrenç ailesini yazarak ihanet ediyordu.
Si ça peut aider Savannah.
Savannah'ya yardımı olacaksa, evet.
Un haricot, Savannah?
- Savannah, fasulye ister misin?