Translate.vc / French → Turkish / Scrub
Scrub translate Turkish
66 parallel translation
Fais gaffe, Scrub.
- Aman dikkat et, Scrub.
Scrub, bon sang!
- Scrub. Scrub!
Scrub White, poignardé en plein coeur!
- Bakın Scrub White! - Tam kalbinden bıçaklanmış!
- Scrub White.
Scrub White!
- Ces deux-là se battaient avec lui.
Şuradaki iki adam. Scrub ile dövüşüyorlardı.
Scrub était une ordure, mais je l'aimais bien.
Scrub'ı severdim. Kötü biriydi, ama yine de severdim.
Lequel des deux a tué Scrub White?
Çocuklarınızdan hangisi Scrub White'ı öldürdü?
Ils ont tué Scrub White.
Scrub White'ı öldürdüler.
J'ai entendu dire que Scrub aimait beaucoup se battre pour quelqu'un oeuvrant pour la paix.
Duyduğuma göre Scrub White barış sever biri olarak müstesna bir kavganın içindeymiş.
Scrub White était un homme. Un vrai Américain, digne héritier des pionniers de ce pays, qui ont bravé la nature hostile pour fonder notre grand Etat.
Scrub White canını dişine takmış damarlarında akan asil kan bu çorak toprakları vatan yapmasına öncülük etmiş eşsiz bir insan, saygıdeğer bir Amerikalıdır.
Car Scrub White aimait la vie plus que tout.
Ki O... Scrub White yaşamayı severdi.
Oui, ils s'en sont servi pour tuer Scrub White.
Evet efendim. Scrub White'ı öldürdükleri bıçak.
Dites-moi, Scrub White avait-il un pistolet?
Söyle bakalım Scrub White'ın tabancası var mıydı?
Et que Scrub soit comme ce chien.
Scrub White ise çiftçinin köpeği.
Ne diriez-vous pas qu'il s'agissait de légitime défense s'ils ont utilisé ce couteau et que Scrub n'a pas utilisé la crosse du pistolet?
Scrub White müvekkillerime tabancayı kullanmak istediği tutmadığı sürece o bıçağı kullanmak nefsi müdafaaya girmez mi?
Vous n'êtes pas en mesure d'affirmer que Scrub ait pointé le canon du pistolet sur eux, n'est-ce pas?
Siz Scrub White'ın onlara saldırdığını ve tabancayla üzerlerine yürüdüğünü kafanızdan uydurmuyorsunuz değil mi?
Vous connaissiez bien Scrub White?
Scrub White'ı tanıyordunuz değil mi?
Ils ont commencé à s'en prendre à Scrub. - C'est faux.
Hatırladığım ilk şey ikisi de Scrub'a küfür ediyor ve kavgaya çağırıyordu.
Je me suis fâché avec Scrub et il est parti de son côté.
Scrub'a ben ufak bir tartışma yaşadık ve kendisi yalnız başına ayrıldı.
Mais Scrub était déjà allongé sur le sol et ils étaient au-dessus de lui.
Scrub yerde yatıyordu ve bu iki adam başında dikiliyordu.
J. Palmer Cass, vous dites vous être fâché avec M. White.
J. Palmer Cass dediniz ki Scrub White ile ufak bir tartışma yaşamışsınız.
J'ai changé d'avis depuis, mais je lui soutenais que vous étiez meilleur que Douglas. Mais Scrub n'était pas d'accord.
İnsan neler öğreniyor bilseniz, neyse senin politika konusunda Steve Douglas'tan daha akıllı olduğunu söyledim ve Scrub öfkeden deliye dönerek hiç de öyle olmadığını söyledi.
Cependant, dans l'intérêt de la justice, l'accusation souhaite interroger à présent un témoin oculaire du meurtre de Scrub White.
Fakat savcılık adalet kadar merhameti de önemsemektedir. Dolayısıyla şimdi Scrub White'ın öldürülmesine şahit olan kişiyi buraya çağırıyorum.
Vous étiez là, le soir du meurtre.
Scrub White'ın öldürüldüğü gece oradaydınız değil mi?
Au nom de notre grand Etat de l'illinois et de ses habitants, je suis prêt à vous offrir la vie de l'un de vos deux fils si vous nous dites lequel d'entre eux a poignardé et tué Scrub White.
O zaman büyük İllinois eyaleti adına halk adına size oğullarınızdan birinin hayatını teklif etmeye hazırım ama bize Scrub White'ı hangisinin bıçaklayıp öldürdüğünü söylerseniz.
Il vous suffit de nous dire lequel des deux a tué Scrub White.
Kabul et ve hangisinin Scrub White'ı öldürdüğünü söyle!
La défense sera ravie d'apprendre que d'autres témoins ont assisté au meurtre de Scrub White.
Bayan Clay'in Scrub White cinayetindeki tek görgü tanığı olmadığını duymak şüphesiz Bay Lincoln'un hoşuna gidecektir.
M. Cass, où étiez-vous quand Scrub a été tué?
Bay Cass. Scrub White öldürüldüğünde neredeydiniz?
Lequel de ces deux hommes a poignardé et tué Scrub White?
Srub White'ı hangi sanık bıçaklayarak öldürdü?
M. Cass, hier, vous avez identifié Matt Clay comme étant le meurtrier.
Bay Cass dün bize Matt Clay'i Scrub White'ın katili olarak teşhis ettin.
M. Cass, qu'aviez-vous contre Scrub White?
Cass, Scrub White ile olan anlaşmazlığın neydi?
Vous avez menti : Votre dispute avec Scrub n'avait rien de politique.
Yalan söyledin çünkü Scrub ile kavga ettin ama konu politika değildi.
- Pourquoi avoir voulu le tuer?
Scrub'dan kurtulman gerekti.
- C'était mon ami!
- Sen delirmişsin. Scrub arkadaşımdı.
En fait, vous avez entendu une altercation et à votre arrivée, ils se battaient.
Ben sana anlatayım. Münakaşayı duydun ve kavganın başladığını gördün koşarak geldin ve Scrub'ın hala yaşadığını gördün.
Scrub était encore vivant. Et vous avez vu par terre le couteau que Matt avait lâché.
Tam yerde Matt'in düşürdüğü bıçağı gördün.
Qu'est-ce qui t'arrive, Scrub?
Senin neyin var, Scrub?
Mimi Cracra.
Scrub-dub-dub.
Oubliez pas le détergent, au citron.
Limon kokulu "Soft Scrub" ı kullan.
Et Mme Dobson dans Scrub-a-Dub, au Pantages.
Ve Pantages'deki Scrub-A-Dub oyununda Bayan Dobson'ı.
Instead of a scrub like you Who don t know what a man s about
* Erkek olmanın ne anlama geldiğinden bihaber senin gibi bir tembel olmaktansa *
Il m'a dit qu'il se sentait comme un Strymon acis essayant de retourner dans son cocon de soie.
Bana bir Bartram's Scrub-Hairstreak gibi hissettiğini söyledi ipeksi kozasına geri girmeye çalışan.
A scrub is a guy that can t get no love from me.
Tırışka bir adam benden bulamaz aradığı sevgiyi.
A scrub is a guy that thinks he s fly And is also known as a buster
* Beleşçi kendini havalı sanan bir erkektir, pozcu da bilinir ya da *
No, I don t want no scrub
* Hayır, istemem beleşçi filan *
A scrub is a guy that can t get no love from me
* Beleşçi asla hoşlanmadığım bir erkek tipidir *
Trying to holler at me I don t want no scrub
* Bana seslenmeye çalışır * * İstemem beleşçi filan *
On réglera ça plus tard.
- Hadi gidelim, Matt. Hadi, Adam. - Hadi, Scrub.
- Le voilà.
Şerif, bu Scrub White!
- Shérif, c'est Scrub!
Ölmüş!
Scrub.
Scrub.