Translate.vc / French → Turkish / Seas
Seas translate Turkish
35 parallel translation
Au South Seas, tant qu'on y est.
Hazır hayal kurmuşken Seas Kulübüne ne dersin?
Trop tard. Elle est au South Seas avec M. Neville Sinclair.
Öyleyse ona geç kaldığını söyleyin çünkü Jenny bay Neville Sinclair'le Seas kulübüne gitti.
Au South Seas, avec l'Angliche.
Neville'le birlikte Seas kulübüne.
En 1954, il vend des hot dogs sur Hollywood Boulevard, devant le restaurant Seven Seas.
1954te Hollywood'bulvarında küçük bir sosisçi arabası varmış. Seven Seas Lokantasının tam önünde.
Après, il a réinvesti le fric du Seven Seas dans deux autres endroits, et ça a décollé.
Seven Seas'den ve iki başka yerden gelen parayı kullanıp... Si.tirip gitmiş...
Lindsay est au Four Seas depuis un mois et c'est certainement la boîte qui paye.
Lindsay bir aydır Four Season'da kalıyor, muhtemelen ödemeyi de şirkete yaptırıyor.
Le Seven Seas va accoster pour une semaine.
Nedenin, bir haftadır burada bekleyen Yedi Deniz Gezgini.
Le célèbre diamant est toujours là. L'intrus a assommé un ouvrier de la maintenance du Seven Seas, a enfilé sa tenue et s'est glissé à bord.
Her ne kadar Napolyon Elması'na dokunulmadıysa da kimliği belirsiz davetsiz konuk Yedi Deniz Gezgini'nin bakım görevlisini bayıltıp, onun giysisiyle gemiye girmiş.
Écoute, je voudrais que tu prennes mon lot pour l'escapade à l'hôtel Four Seas.
Güzel, teşekkürler. Dinle, Four Seas Hotel'deki aşk paketimi almanı istiyorum.
Michael courut alors à l'hôtel Four Seas pour empêcher Tobias de découvrir le rendez-vous de Lindsay.
Bu yüzden Michael aceleyle Four Seas Hotel'e Tobias'ın Lindsay'nin randevusunu öğrenmemesini sağlamaya gitti.
OK, Dex, s'il te plaît, dès que tu rentres, je suis sur la scène d'un crime au motel merdique The Seven Seas, et j'ai besoin de toi ici.
Peki, Dex, lütfen, gelir gelmez ara, Şu anda lanet olası Seven Seas Motel'de suç mahallindeyim. ve burda sana ihtiyacım var.
# Wanna love you till the seas run dry
# Seni tüm denizler kuruyana kadar seveceğim
Si ce truc marche, tes deux prochaines sessions seront gratuites.
Eğer bu işe yararsa önümüzdeki iki seasınız ücretsiz olacak.
This is my hand will rather the multitudinous seas incarnadine, making the green ones red.
Bu eller bütün yeşil okyanusları kan kırmızısına döndürür de temizlenmez.
We sailed the seas and we ve been the world over
* Aştık denizleri, gördük dünyanın her yerini *
No seas tan pendejo, Hector.
Aptallık yapma Hector.
Nana viendra demander une autre récréation.
Nana da yakında başka bir rahatlama seası için bana gelecek.
Son employeur officiel est "Shining Seas Imports".
Resmi işvereni Shining Seas İthalat.
Motel des Sept Mers.
Seven Seas Oteli.
- l'll walk the seven seas - Walk the seven seas
* Bugün bir aşk şarkısı yazmaya *
Elle est où? Elle fait une dernière session de révision avant de passer l'examen du Barreau demain.
Yarınki avukatlık sınavı öncesi son çalışma seasında.
Un homme a dit qu'il y a eu une dispute devant le magasin de sport South Seas.
Bir erkek raporuna göre South Seas Sportswear önünde aile içi tartışma var.
Je viens d'avoir une séance de thérapie avec la Maggie Banks, la légende de Broadway?
Az önce Broadway efsanesi Maggie Banks ile bir terapi seası mı yaptım?
Un des membres du HI-SEAS a essayé de le réanimer mais il était mort le temps que les ambulanciers arrivent.
HUA üyelerinden biri suni teneffüs yapmaya çalışmış ama ambulans geldiğinde ölmüş.
C'est quoi le HI-SEAS?
HUAAS nedir?
HI-SEAS est l'exploration spaciale d'Hawaï analogique et simulatrice.
Hawaii Uzay Araştırmaları Analojisi ve Simülasyonu.
Des C. ( NDT : C, prononcé seas = mer )
Açık deniz.
No seas estúpido.
- No seas estúpido.
C'était pour une croisière sur le Nil.
Anthem of the Seas broşürü.
HI-SEAS est une station de recherche "Analogue et Simulation" de la NASA.
HI-SEAS, NASA finansmanlı bir araştırma analoğu ve simülasyonu.
Le but du HI-SEAS est d'être aussi ressemblant que possible à une mission sur Mars, ce qui veut dire que nous mettons beaucoup de contraintes sur l'équipage.
HI-SEAS'in hedefi, bir Mars görevine mümkün olduğunca yakın olmak. Yani ekibe çok sayıda kısıtlama getiriyoruz.
Envoi d'un navire maintenant, les 7 mers.
Bir gemi yola çıkıyor, Seven Seas.
J'ai une table au South Seas, si vous n'en êtes pas trop lasse.
Kulüpte bir masam var.
Il a grillé un stop à deux pâtés de la troisième scène de crime au motel The Seven Seas.
Seven Seas motelindeki suç mahallinden iki blok ötede "dur" işaretinde geçmiş.
Si on traduit "two seas"
Şimdi, "iki" nin anlamı Arapçada "iki denizin arasında" yani "Bahreyn" demek.