Translate.vc / French → Turkish / Seat
Seat translate Turkish
31 parallel translation
With a comfy seat and lots to eat Boy, it s just the best
Rahat bir koltuk ve bir sürü yiyecekle. Bu en iyisi.
- Ok. l'll have a seat.
- Tamam, oturacağım.
- We are beginning our descent to Papeete, * please keep your seat and fasten your seatbelt.
Mösyö Kerbec? - Caslelot?
Ce siège est confortable.
This seat is very comfortable.
{ \ pos ( 194,215 ) } Seth est mort, hein?
Seat öldü, değil mi?
Seat.
Kalk.
"Un siège", par exemple, est un endroit où quelqu'un s'assied.
Koltuk ( seat ), oturmak ( sit ) için yapılmış nesnedir.
Mon bindi brille sur mon front.
My bindi shimmers in its forehead seat.
Devant la maison, une Seat Ibiza immatriculée 06 AIC.
Evin önünde... 06 AIC plakalı bir Seat Ibiza, otomobil bulunuyordu.
Le père est parti en Land Rover immatriculée 05 AIC les deux autres, dans une Seat Ibiza immatriculée 06 AIC.
Diğer ikisi 06 AIC plakalı Seat Ibiza'ya bindi ve ayrıldılar. Böyle bir durumu beklemediğim ve arabasız geldiğim için takibi sonlandırdım.
Take a seat.
Lütfen oturun.
Are you hanging on the edge of your seat
* Tutundun mu sandalyene sıkıca *
Got a couple of couches, sleep on the love seat
* Aldım birkaç kanepe ama, yatıyorum koltukta *
You'd climb in the back seat really had a good time bless my soul
Arka koltuğa tırmanır, çok iyi vakit geçirirdin. Ateşli manitam, kutsa ruhumu
♪ Kickin'in the front seat, sittin'in the back seat ♪
* Keyif sürüyorlar ön koltukta, oturuyorlar arka koltukta *
♪ Got to make my mind up, which seat can I take? ♪
* Karar vermeliyim hangi koltuğa oturacağıma *
♪ R-T, Artie Abrams, so chillin'in the front seat ♪ ♪ In the front seat ♪ ♪ In the back seat ♪
* R-T Artie Abrams, keyif çatıyor ön koltukta *
♪ In the back seat ♪
* Ön koltukta arka koltukta * * Yol alıyorum, akıyorum *
Asseyez-vous.
Seat.
Mets des chaises sur la scène, il est temps pour "Hot Seat"!
Sandalyeleri getirin. Sırada ne var? "Seksi Sandalye" zamanı geldi.
♪ So get a ringside seat ♪
♪ Ringin kenarında yerinizi alın ♪
♪ sit yourself down and take a seat ♪
* Sevgi hakkında her şeyi * * Otur bakalım bir sandalyeye *
♪ the smell of cold ♪ ♪ car seat is freezing ♪
* Havada kış kokusu * * Oturdum buz gibi arabada *
- Oh! Pouvez-vous? Seat en?
Canlı müzik grubu?
Qui est sur le siège éjectable?
Kim jump seat'te oturacak?
De retour dans "The hot seat" avec mon invité, Lawrence Creff.
The Hot Seat'te konuğum Lawrence Creff ile karşınızdayız.
C'est pourquoi nous avons inventé le fauteuil à élévateur de pieds, qui rend l'action de se lever par vous-même...
İşte bu yüzden kendi başınıza kalkmanızı sağlayan Seat-to-Feet Lift koltuğu icat ettik.
â ™ ª'tain t no use to keep your seat for you simply can t â ™ ª â ™ ª control your feet when Erastus plays his old kazoo. â ™ ª Regarde maman!
Bak anne!
Bonne soirée.
♪ Never missed a beat, he'll swing you out your seat ♪'yakşamlar.