Translate.vc / French → Turkish / Sentinel
Sentinel translate Turkish
190 parallel translation
M. Randall, je suis Donovan du.. Sentinel...
Bay Randall, ben Donovan, Sentinel'den.
J'ignore comment.. The Sentinel.. a eu vent de votre expédition.
Sentinel'in sevkiyat hakkındaki ipucunu nasıl bulduğunu hiç anlamıyorum.
Je resterai là tant que je ne serai pas reporter du "N.Y. Sentinel".
The New York Sentinel'in ilk kadın muhabiri olana kadar da burada kelepçeli kalacağım..
"Morte de faim devant les toilettes du'N. Y. Sentinel'."
The New York Sentinel'in erkekler tuvaletinde açlıktan ölen kadın.
Le "Sentinel" va secouer le monde.
The Sentinel tüm dünyayı atlatacak!
Je suis reporter au "Sentinel".
Ben bir muhabirim. The Sentinel'den.
Je représente le "Sentinel".
- The Sentinel'i temsil ediyorum. - Ne?
La voiture du "Sentinel" échappe aux accidents
Albany'e İlk Varan Leslie.
Le "Sentinel" est un des quotidiens à conquérir.
İlk görüşmemiz gereken The Sentinel gibi kuruluşlardır.
Le "Sentinel" en tête, à 900 km à l'ouest de Chicago.
Sentinel'in arabası Şikago'nun 600 mil batısında liderliği ele aldı.
- Oui? Hellman, Gazette de Tesota.
- Hellman, Tesota Sentinel.
Hellman, de la Gazette de Tesota.
Hellman, Tesota Sentinel'den.
Tu ferais mieux de lire le journal allemand.
Danzig Sentinel'i okumalısın.
A 19h hier, l'USS Lalo a quitté Zeta Alpha II pour se rendre sur Sentinel Minor IV.
Dün saat 19'da USS Lalo Zeta Alpha II'den ayrıldı... ve Sentinel Minor IV'e doğru nakliye seferine çıktı.
La une de La Sentinelle!
Sentinel'in manşetine bak.
A l'offre de La Sentinelle?
Sentinel'deki iş meselesi mi?
Comment le sais-tu?
Sentinel'deki işi nereden biliyorsun?
Je sais que tu es au courant de mon rendez-vous à La Sentinelle.
Bak Bernie. Sentinel'e iş görüşmesine gideceğimi biliyormuşsun.
Henry a un entretien à La Sentinelle.
Çünkü Henry iş görüşmesine gidecek. Sentinel'de!
Rien de neuf pour vous, mais pour nous... Nous sommes La Sentinelle.
Bu sizin için yeni bir şey değil elbette, ama bizim için... eh, biz Sentinel'iz.
Dis-moi, tu as tiré un trait sur La Sentinelle?
Sentinel'i gözden mi çıkardın?
Je l'ai volé sur le bureau de Bladden, à La Sentinelle.
Sentinel'de Bladden'ın masasından bilgi çaldım.
Celui de La Sentinelle pleure dehors.
Sentinel'in muhabiri bile orada durmuş ağlıyor.
Paul Bladden, Sentinelle sur la 6.
Sentinel'den Paul Bladden altıncı hatta.
Vous avez une taupe?
Umarım Sentinel'in burada köstebeği yoktur.
Martha nous a parlé de La Sentinelle.
Martha bize Sentinel'deki işten söz etti.
La Sentinelle de New York, ça, c'est un journal!
New York Sentinel. Gazete diye buna denir işte.
La Sentinelle, c'est râpé. J'ai volé la une au rédacteur en chef.
Sentinel işi yattı... çünkü yazı işleri müdürünün masasından bilgi çaldım.
Danny Padilla du Sentinel, cette clique-là.
Sentinel'den Danny Padilla ve onun takımı.
J'ai demandé au journal d'étouffer l'histoire.
Sentinel'den Eddie Richter bu hikayeyi basmayacak.
On a lu un article dans le Sun-Sentinel.
Jerry? The Other Side of Darkness adlı filmi hiç izledin mi? - Hayır.
Bridget Riordan, reporter au New York Sentinel. Zane vous a contactée?
Bridget Riordan, "New York Sentinel" den araştırmacı gazeteci.
Je ressusciterais la "Sentinelle".
"The Waterford Sentinel" `i desteklemeye başla.
La Sentinelle ", voix des montagnes. "
"The Waterford Sentinel," dağların sesi.
Comment ai-je arrêté les Sentinelles par la pensée?
Sadece düşünerek dört Sentinel'i nasıl durdurduğumu anlat.
Tu l'as ressenti en touchant les Sentinelles. Mais tu n'étais pas prêt.
O Sentinel'lere dokunduğunda bunu hissettin ama buna hazır değildin.
- Avant l'arrivée des Sentinelles.
- Sentinel'ler bizi bulmadan önce.
Leur IEM peut pulvériser les Sentinelles.
EMA'ları buradaki tüm Sentinel'leri yok edebilir.
Les Sentinelles sont entrées.
Rıhtımda Sentinel'ler var.
A la place des Machines, j'enverrais toute mon armée.
Makinelerin yerinde olsam tüm Sentinel'leri buraya yollardım.
Elles approchent.
Daha çok Sentinel geliyor.
Des Sentinelles!
Sentinel'ler.
- Des sentinelles.
- Sanki Sentinel gibiler.
Je lis The Globe, j'écris pour The Sentinel, je n'envoie pas de cartes de vœux et je ne mange pas d'oignons. Merci.
Yazmayı severim ama asla noel kartı atmam ve soğan yemem.
Sentinel.
Sentinel. ( Nöbetçi )
Sentinel est un agent décédé.
Sentinel denen kişi ölmüş.
Ce qui veut dire que nos soupçons à propos de Sentinel sont fondés.
Sentinel hakkındaki şüphelerimiz doğru demektir.
Au "Lowell Sentinel-Bee".
Lowell Sentinel-Bee.
POUR INTERVLEW EXCLUSLVE SUR CONTENU DE LA BOITE NOÎRE
New York Sentinel'den Donovan.
"Frontière de Carpanie franchie."
" Karpanya sınırını geçtik. GAZETE-SENTİNEL KADINLARI İŞE ALDI!
"Aucun contact avec Leslie."
"3 haftadır Leslie'nin arabasına rastlamadık." GAZETE-SENTİNEL KADINLARI İŞE ALDI!