Translate.vc / French → Turkish / Series
Series translate Turkish
967 parallel translation
Cible : Tous les Nemesis Series.
Hedef tüm Nemesis Serisi'ndekiler!
On sera rentrés pour le World Series.
World Series için eve dönmüş oluruz.
Vous êtes l'officier scientifique. Trip a besoin de vous pour l'analyse.
"The Original Series" de sapmalı Mylar malzemesini ilk biz kullandık.
T'Pol était un rôle délicat à jouer parce que c'est une extraterrestre, parce qu'elle a été précédée par Spock et que son personnage est très complexe.
Spock, siyah bir kutudasın, ışınların etkisi altında, karmaşık bir kontrol paneli içinde. Sabah geç saatlerdi, belki 1 1.30, "The Original Series" in prodüksiyon tasarımcısı Matt Jefferies,
Vous ne pouvez pas commander un vaisseau terrien.
"The Original Series" de çok yenilikçi olmamız gerekti.
Je ne peux pas agir mécaniquement, à cause de la nature de la série dont je fais partie.
"The Original Series" i severim. Ünlü Spock aşk temasını mırıldanabilirim.
Ca nous a donné l'occasion d'avoir de réels échanges.
Çok sevmiştim. "The Original Series" deki mizah, bence...
J'ai tendance à préférer les épisodes plus centrés sur les personnages.
"The Original Series" olmasaydı, bu işi yapıyor olmazdım.
Il a truqué les World Series de 1919.
1919 Beyzbol Dünya Kupa'sına şike karıştıran oydu.
Le jour où ils oublieront l'incivilité du fan... qui a disqualifié les Cubs... ils laisseront peut-être papa revenir au stade.
Canım, belki bir gün şu seyirci olayını unuturlar da Cubs'ların World Series'den elenmesini sağlayan babanı stadyuma geri alırlar.
Les séries sont vérifiées?
- Seri numaralarına bakıldı mı?
Un petit scénariste qui avait fait une ou deux séries B.
Sadece bir, iki "B" filmi yazarı.
J'ai ici un extrait de toutes les séries en votre possession.
Sizdeki serinin her birinden örnekler var elimde.
Pas même dans vos séries B.
- Senin B filmlerinde bile yok
- De séries B, certes...
- B Sinemaları - Para ederler
Ces séries de questions sont sans rapport et sont sans fin matérielle.
Bütün bu sorulara itiraz ediyorum müvekkilime iftira niteliğinde.
J'ai fait deux séries de radios à plusieurs jours d'intervalle.
Birkaç gün arayla çekilmiş iki Röntgen filmine ihtiyacım vardı.
Nous avons retrouvé 2,5 millions des séries versées par M. Gondo.
Bay Gondo'nun 1,000-yenlik banknotlarından 2,500 tanesini bulduk.
Tous les événements devaient correspondre à la chronologie de la franchise et des diverses séries.
Joanna McCoy da kutsal kitaptaydı.
On a créé cet univers, on remonte à ses origines et on a du mal à montrer comment ces choses qui nous paraissent normales dans les autres séries ont pu commencer.
DC Fontana bir takma ad. Bir kadın olduğumu açığa vurmuyordum. İlk altı bölümde yazdığım her şeyde, ki hepsi de aksiyon-maceraydı,
Scott est arrivé où je veux aller. Scott a participé à un tas de séries en tant que guest, co-star, ou même héros de la série comme dans Code Quantum. Il a aussi fait des films.
Genelde iki kullanımlı setle sınırlandırılmıştık, bunlardan biri, gezegen seti adını verdiğimiz, uzaklarda dağların olduğu izlenimini veren, mekanın üç köşesinden gökyüzünün görüldüğü set.
Les gars qui font les séries TV à Paramount m'ont dit : "Nous refaisons une nouvelle série Star Trek." J'ai dit : "D'accord, pourquoi pas." Et ils ont dit :
Setin bu yönde olduğu bir plan çekiyorsanız, size bakıyorum ve bu açıdan resim almak istiyorum diyelim, yeni açının arkasında kırmızı fon ya da açık yeşilimsi bir ışık efekti kullanırsam, insanlar bunu kabul ederlerdi, çünkü bilim kurgu çekiyorduk.
EN AVANT TOUTE Doucement. Ils ont dit : " Nous voulons recréer la magie des séries originales
Geminin içindekilerse, eldeki dekor malzemelerinin tekrar düzenlenmesi yoluyla elde edilirdi.
Il n'est pas aussi stéréotypé que d'autres personnages que j'ai joués dans ce genre de séries.
"Star Trek" te normalde küçük bir sanat departmanımız olur. Bazen sadece iki kişi. Ama sanırım, hepsi, yaptıkları işten zevk aldı.
Roddenberry avait une vision merveilleuse.
Lisedeyken, "The Original Series" in büyük hayranıydım. Bir gün "Star Trek" i yazacağım hiç aklıma gelmemişti.
On en refait une.
The Original Series " tarihini yazarken,
Ce n'est pas le cas pour la plupart des séries.
O kelimeleri ilk defa kullanmıştık.
Deux séries de six...
2 tane 6'lı set.
Il y a de nombreuses Alice, Trudie, Maisie, Annabel, et, d'après mes recherches, des séries Herman et Oscar.
Onları yöneten nedir, sence? Çok sayıda Aliceler, Trudieler, Maisieler, Annabeller var, ve araştırmama göre,
Une pléthore de séries.
Herman serisi, Oscar serisi ve böyle bir çok seri var.
Le problème avec ces séries, c'est qu'on sait toujours que le super-héros va gagner.
Bütün filmlerde de hep böyle sorunlar olur. Her zaman bilirsin ki süper kahraman bunla başa çıkmanın bir yolunu bulur.
Excusez-moi, j'aurais besoin des secondes séries... Du Pacific reporter...
Pasifik Raportörü, 2nci serisi... 75nci sayısına ihtiyacım var...
Elles viennent par séries de sept.
Yedili sıra halinde geliyorlar.
Les billets seront de séries différentes.
Paralardaki seri numaraları gelişigüzel olacak.
Le code des portes extérieures. Les séries de gauche.
Dış güvenlik kapısının şifresini istiyorum.
Pour de vrai, pas ce qu'on voit dans vos séries américaines.
Gerçek şey. Amerikan TV şovlarında gördüğümüz şeylerden değil, ha?
Voici quatre projets d'Universal pour des séries d'une heure.
Bunlar Universal'in getirdiği dört dizinin ana hatları.
Deux séries de trois nombres.
Üç sayılı iki dizi.
Des premières séries I.L., avant la mienne.
Önceki IL serisinden. Benden önceki seri.
Une telle réaction serait impossible pour les circuits des séries I.L.
IL serilerinin devrelerinde programlanmamış bir şey bu.
Sa vie se résume à manger des raviolis et revoir les mêmes séries télé.
Hadi ama. Neyden bahsediyorsun sen? Adamın tüm ev hayatı konserve makarnalardan ve "Baretta" dizisinin tekrarından ibaret.
Tu veux jouer aux musiques de séries télé?
TV şarkıları oyunu ister misin?
Eh bien, c'est la loi des séries.
Şu herşeyin kötü gittiği günlerden biri olmalı.
Je pourrai aussi voir qui gagnera les 25 prochaines Séries mondiales.
Önümüzdeki 25 yılın beysbol şampiyonlarını bile görebilirim.
J'adore tes nouvelles séries. Surtout celle des chiens morts.
Yeni modellerini çok beğendim, özellikle de ölü köpek serisini.
Pas de coups fulgurants, pas de séries de plus de 4.
Acele etme. Hiçbir zaman bu tip adamlarla çıkmadı.
Mais je pense qu'on va faire une autre séries de tests ce matin.
Ama bana kalırsa sabaha başka bir işlem daha yapmalıyız. Anlat.
Vous y placerez 500 000 dollars en billets de 100 dollars usagés, de séries différentes.
İçine 500 bin dolar koyacaksın. İşaretlenmemiş seri numarası peşisıra gelmeyen 100'lük banknotlar.
2,2 millions de dollars, en billets usagés et séries différentes, espèce de sale lotte pourrie?
2.2 milyon dolarlık işaretlenmemiş seri numarası takip etmeyen para. Seni iğrenç domuz herif!
Tu vas rater bien d'autres séries que Gumby, mon ami, car cette télé restera cassée.
Mortgage evlerinden çıkmıştı. Sadece balon alarak mı? Şimdi bunu konuşma zamanı değil.
J'ai regardé toutes mes séries
Tüm pembe dizilerimi izliyorum.