Translate.vc / French → Turkish / Sharp
Sharp translate Turkish
531 parallel translation
Vous êtes bien jeunot pour être Cadet, caporal?
- Çok şakacı bir öğrencisin Sharp.
À titre confidentiel... C'est mieux que chez moi!
Laf aramızda Bay Sharp burası alışık olduğum yerlerden çok daha iyi.
Si Lincoln est élu en novembre, il y aura la guerre, et Sharp en sera.
Çünkü eğer Lincoln seçilirse savaş çıkacak. Sharp da katılacak. - Palavra.
Il vous faudra davantage.
- Sharp. - Tanışıyor musunuz?
Sharp, pas vous! Nous ne plaisantons pas.
Nasıl oldu Tanrı bilir ama general olmuşsun.
Le nom c'est Sharp. Merci Jane.
İki bey General Custer'ı görmek istiyor.
Des fleurs à couper, au jardin.
Teşekkürler Bay Sharp.
J'ai plaisanté à votre sujet avec le Commandant.
Babam William Sharp. General Custer. - Nasılsınız?
Ces Winchester sont une offense à nos fusils!
Dost yerli. Umarım haklısın Sharp.
M. Sharp a tout à fait raison.
Askerler, bir dakika. Bir dakika.
Je n'ai pas à fermer, légalement.
Bay Sharp kesinlikle doğru söylüyor.
Et je ne le ferai pas, si M. Sharp se laisse attraper par le cou et flanquer dans la glace chaque fois que je viendrai!
Bunun için yasal bir nedenim yok. Kesinlikle yok. Kapatmayacağım da.
Tout Indien qui a 75 $ est un ami pour Sharp!
O pis, yalancı dost yerliler onu kurtardı.
Fermez ce commerce d'armes!
75 doları olan yerli sadece Sharp'ın dostudur.
Custer peut se fâcher. Je ne pars pas.
Bay Sharp, ben olsam kaçarım.
Le Commissaire est acheté par Sharp.
Soruşturma Bugün. CUSTER SENATO'YA ÇIKIYOR.
Il n'y aura pas de dégâts.
Bay Sharp'ı çağır ve bizi yalnız bırak.
Ça va, Sharp. Je vous l'avais dit :
Görevi aldığını duyunca barın kapatılması için emir vermiştim.
Mais il y a un avantage à la gloire.
Sharp, haklı olabilirsin.
C'est un meurtre.
Haklısın Sharp, kaynıyor.
Ton vieux Sharp ne vaut pas un clou.
Bu senin eski Sharp'ı kullanmak taş atmak gibi.
Ça s'est passé comme ça. J'ai testé mon pistolet sur Buffle au Galop, et mon Sharp calibre.50 n'a pas fait feu.
Tıpkı bu şekilde Koşan Buffalo'nun kafasına nişan almıştım ama benim 50 kalibre tutukluk yaptı.
C'est un plaisir, M. Sharp.
Büyük bir zevkle, Bay Sharp.
Jacob Sharp.
Jacob Sharp.
Sharp.
Sharp.
Luke Sharp.
Luke Sharp.
Je parie que rien n'échappe à Look Sharp.
Eminim okulda sana Jilet Sharp diyorlardı.
M. Sharp, vous êtes un type bien.
Bay Sharp, sen sağlam adamsın.
Ils ont un Sharp calibre 50, on dirait.
Ellerinde Sharp tüfek var.
Monte le Sharp et les balles sur le toit!
Çatıya tüfek çıkart!
Ainsi qu'Ike Short et Fred Morris.
Onu ve lke Sharp'ı ve Fred Morris'i.
Quel prévoyance, M. Sharp.
İyi iş çıkardınız, Bay Sharp.
M. Sharp, vous avez vu notre Turkini?
Bay Sharp gördünüz mü? Hindi size ne yaptı.
Oh, M. Sharp!
Bay Sharp, adamım Lanet olsun.
M. Sharp, ces petits Blancs sont bien tapageurs.
Bay Sharp... Onlar beyaz çocuklarla burada
M. Sharp, les Blancs en ont oublié pas mal.
Bay Sharp, beyaz çocukların isimlerini unuttum
Normal, c'est tous des Ritals à la con! Des pédés!
Bay Sharp, öyle düşünüyorum... onlar salak bir basket topu Guinea, wop...
Pour la gloire, M. Sharp!
Şan, Bay Sharp, şan.
Pourquoi avoir frappé M. Sharp?
Bay Sharp'a niye vurdunuz?
À votre place, je ferais vérifier.
Ama yerimde değilsin Sharp.
Que Callie les accueille.
Adları Sharp'mış.
Tout de suite!
Bana bak Sharp.
À commencer là.
Yeter ki barı her açık bulduğumda Bay Sharp dayak yemeyi önemsemesin.
Objection accordée.
Komiser Sharp'ın adamı.
Je suis ici pour dire que Sharp a grugé les gens en violant le territoire indien avec une prétendue ruée vers l'or.
Sadece kanıtlarınızı sunmalısınız.
Taipe est complice! C'est une accusation.
Sharp'ın şirketi altın masalıyla insanların yerli bölgesine tecavüz etmesine neden oldu.
Dites à M. Sharp que je désire le voir.
Sorun değil.
Mais à vaincre sans péril, on triomphe sans gloire!
Bir sürü Sioux, Sharp.
Que voulez-vous dire?
Gitmen gerekmiyor Sharp.
Ça dépend du point de vue.
Cehenneme Sharp ya da şana.
Amusant!
Bay Sharp Çok komik