Translate.vc / French → Turkish / Sif
Sif translate Turkish
54 parallel translation
Ils pleurent parce qu'ils font leurs dents, c'est ça, Sif?
Diş çıkardıkları için ağlıyorlar, değil mi, Sif?
Sif, il est de nouveau trempé!
Sif, yine ıslattı.
Sif.
Sif.
Sif, ils braillent.
Sif, ağlıyor.
Sif va revenir.
Sif geri dönecektir.
Regarde ce que tu as fait.
Sif öfkeden köpürecek.
Je n'ai rien contre le fait de travailler, et j'aime bien Thor et Sif.
Çalışmaktan şikayetçi değilim, Thor ve Sif`i de seviyorum.
Je calibrerai les générateurs S.I.F.
Ben SIF jeneratörlerini kalibre edeceğim. Sekiz saat.
Un oi... sif.
Ben bir kuş... kusuz.
C'est vrai, mais je t'ai appuyée, Sif.
- Bendim. Doğru ama seni destekledim, Sif.
Voici lady Sif et les Trois Guerriers.
Leydi Sif ve üç savaşçı.
Sif, tu as fait tout ce que tu pouvais.
Sif. Sif, siz elinizden geleni yaptınız.
Je suis fier de vous annoncer que samedi, Howdy's s'alliera aux Radis de Natesville et sponsorisera la première marche pour lutter contre le SIF.
Bu Cumartesi, Howdy's ve Natesville Turpları'nın, KBS'ye karşı savaşta geleneksel 1K yürüyüşüne beraber sponsor olacaklarını açıklamaktan şeref duyarım.
Le SIF peut toucher n'importe qui.
Kızgın Bağırsak Sendromu herkesi etkileyebilir.
Enfin quelqu'un qui sait que le SIF n'a rien de marrant!
En azından bir kişi KBS hakkında şaka yapılmaması gerektiğini biliyor.
Mais c'est pas une maladie qui fait parler ou marcher bizarrement, on parle du SIF.
Ama bu yürümeni veya konuşmanı etkileyen bir rahatsızlık değil. Bu, Kızgın Bağırsak Sendromu.
Et j'espère que tu leur as dit que t'as aussi souffert du SIF.
Umarım dik durup herkese, sende de olduğunu söylemişsindir.
Pour chaque dollar donné contre le SIF, vous aurez une chance d'attraper la balle de Ricardo Montes.
KBS'yle savaşa yaptığınız her dolar bağışta Natesville oyuncusu Ricardo Montes'in attığı topu yakalama şansı kazanacaksınız.
Ce truc du SIF, c'est du pipeau.
Bu KBS olayı tamamen uydurma gibi duruyor.
Il s'appelait SIF.
Baş harfleri "KBS".
Et maintenant, pour lancer le marathon... le porte-parole du SIF, Ricardo Montes.
Şimdi de, yarışı başlatmak için, KBS sözcümüz, Ricardo Montes.
J'ignorais ce qu'était le SIF.
KBS'nin ne olduğunu bilmiyordum.
Merci pour ton courage et pour tes conseils, Lady Sif.
Kılıcın ve nasihat verdiğin için teşekkür ederim Leydi Sif.
Gloire à Vali, Sif et Heimdall.
Vali, Sif ve Heimdall'a selam olsun.
Sif, et Heimdall.
Sif ve Heimdall.
Gloire à Vali, à Sif et à Heimdall.
Vali, Sif ve Heimdall'a selam olsun.
... à Sif et à Heimdall.
Sif ve Heimdall.
Je suis Lady Sif d'Asgard.
Ben Asgard'dan Leydi Sif.
- Où est Lady Sif?
- Leydi Sif nerede?
Laissez Sif prendre Lorelei.
Bırakın Lorelai'yla Sif ilgilensin.
Non, d'après Lady Sif, les hommes que Lorelei contrôle n'oublient pas qui ils sont ou ce qu'ils savent.
Hayır, Sif'in dediğine göre, Lorelai'ın kontrolü altındaki erkekler kim olduklarını veya bildiklerini unutmuyorlar.
Mais Sif me chasse.
Ama Sif peşimde.
Les tombes des ennemis d'Asgard sont jonchées d'hommes qui sous-estimaient Sif.
Asgard'ın düşmanlarının mezarları Sif'i hakir gören erkeklerle doludur.
Où sont Sif et le collier?
Gerdanlık ve Sif nerede?
Je ne voudrais pas que Sif sorte et fasse du mal à Lorelei.
Sif'in dışarı çıkıp Lorelai'yı incitmesini istemeyiz.
Je vais retrouver l'épée de Sif.
Sif'in kılıcını alacağım.
Supprimez Sif, prenez l'avion, éliminez toute personne sur notre chemin.
Sif'in işini bitir, uçağı al, yoluna çıkan herkesi yok et.
Fitz a piégé Sif dans la cage.
Fitz, Sif'i hücreye kapattı.
Sif est toujours là dehors.
Sif hâlâ dışarıda.
Toutes ces années, et tu es toujours la même, faire ce qu'on vous dit, aux pieds de ceux qui vous commandent... jamais obtenir ce que tu désires... non, Haldorr, non... un homme qui te considère plus comme un animal que comme une femme.
Bunca yıl geçti halen aynı eski Sif'sin, sana söyleneni yapıyorsun. Sana emir verenlerin altında eziliyorsun. Arzuladığın hiçbir şeyi elde edemiyorsun.
Vous dites que mon nom est Lady Sif mais... pourquoi j'ai quitté Asgard, ce qui m'a amenée à Midgar... pourquoi je porte ces peaux plutôt qu'une armure...
Adımın Leydi Sif olduğunu söyledin ama Asgard'dan neden ayrıldığım, beni Midgard'a neyin getirdiği zırh yerine neden bunları giydiğim...
C'est à propos de où le grand type était debout quand Sif l'a frappé avec son épée, c'est ça?
Olay, Sif adamı mıhlarken adamın nerede durduğuyla ilgili, değil mi?
Il devait transporter un appareil, et Sif a dû endommager son réservoir.
Yanında bir alet taşıyor olmalı ve Sif de muhtemelen kapsama donanımına zarar verdi.
Le Kree l'aurait utilisée pour effacer la mémoire de Dame Sif.
Aynı şeyi senin için yedi senedir söylüyorum. İddiaya göre Kree, Leydi Sif'in hafızasını silmek için bunu kullandı.
Je suis Dame Sif d'Asgard, une alliée du S.H.I.E.L.D.
Ben Asgardlı Leydi Sif, S.H.I.E.L.D.'ın dostuyum.
- Non ce n'est pas votre planète Lady Sif va vous raccompagner.
Hayır, burası gezegenin değil. Buradan sonrasını Leydi Sif halledecek.
De la même façon que Sif et le Kree ont le droit de savoir?
Sif ve Kree'nin bilmeye hakkı olduğu gibi mi?
En 1785, Mayer Amshel a demenagé toute sa famille pour cette grande maison, avec cinq logements qu'il partageait avec la famille Shiffs.
Schiff [Şif] ailesiyle paylaştığı beş katlı bir bina. Bu ev "Yeşil Kalkan" olarak biliniyordu.
Content de te voir aussi, Sif.
Seni görmek de güzel Sif.
Euh, Lady Sif et le Kree sont en train d'emmener Skye.
Leydi Sif ve Kree Skye'ı götürmeye çalışıyor.
Sif, vous avez retrouvé la mémoire. Vous savez que nous sommes amis.
Sif, hafızan geri geldi.