Translate.vc / French → Turkish / Ska
Ska translate Turkish
1,479 parallel translation
Le maigre.
Sıska Adam.
Le maigre a protégé Max.
Sıska Adam, Max'i koruyordu.
Faut t'y faire, Sauterelle. T'as pas fini de me voir.
Beni burada daha sık göreceksin, sıska.
Tu sais, pour une salope de Blanche, t'es plutôt dure.
Sıska bir beyaz fahişe için hiç fena değilsin.
Mais dis oui, espèce de squelette.
Tanrım -'evet'de, seni sıska geri zekalı.
Skinny Pete m'a dit qu'un dealer de Los Angeles les avait achetés.
Adamım Sıska Pete, LA'de bir satıcının külçeleri aldığını söylüyor.
- Skinny Pete m'a envoyé cette photo.
- Sıska Pete bunu gönderdi.
- Je voudrais voir Skinny Pete.
- Sıska Pete'i görmeye geldik.
J'ai les bras maigrelets, mais les jambes succulentes.
Kollarım biraz sıska ama bacaklarım etlidir.
ne l'écoute Tiny Tim, ok?
Sıska Tim'i dinleme.
Je préfère vous avoir fort que mince.
Sıska olmaktansa güçlü ol.
"Non. C'est un gamin maigre avec une grosse tête."
"Hayır. o koca kafalı sıska bir çocuk çocuk, amma büyük kafa."
Le type du label ne cessait de répéter "Plus de lock and loll"... mais c'est bien mieux s'ils sont maigres et ringards... comme quand ils sont entrés, tu sais.
Plak şirketinden adam devamlı, "Daha çok lock and loll," deyip durdu ; ... ama geldikleri gibi daha sıska ve aptal olmaları daha iyi, bilirsin işte.
les Albanaises sont souvent gluantes et les Polonais, toujours sinistres.
Arnavutlar her zaman biraz sıska ve inatçı olurlar.
C'est moi le premier rappeur métis au gros nez.
Orijinal çift diyatonik, büyük burunlu, sıska repçi benim.
Lorsque j'avais 13 ans, mon père... c'était un gros macho costaud et j'étais qu'un petit garçon tout menu... qui ne voulait pas être surpris en essayant les souliers de sa mère trop souvent quoi qu'il en soit, mon père a dit qu'il préfèrerait mourir que d'élever un garçon efféminé! Et j'ai pensé qu'il serait préférable de mourir plutôt qu'être un garçon pareil! 629 01 : 01 : 16,975 - - 01 : 01 : 21,490 Mon père qui n'a jamais quitté la ville de toute sa vie
Ben 13 yaşındayken, babam o, maço, yetenekli bir bankacı... ve ben, sıska, küçük bir çocuk... bir çok kez annesinin ayakkabılarını denerken yakalanan... neyse, babam yumuşak bir çocuk büyütmektense, ölmeyi tercih edeceğini söyledi... ve ben, öyle bir çocuk olmaktansa, ölmeyi tercih edeceğimi düşündüm.
Je vais te briser en morceaux! Les Thaïlandais sont trop faibles!
Beni yenemezsin, sıska!
Hé, sac d'os, bouge de là.
Hey, sıska! Uzaklaş buradan.
Alors, sac d'os, comment tu fais avec ce froid?
E sıska, bu soğukta ne yapıyorsun?
Oui, Wes m'a donné la version courte.
Evet, Wes bana sıska olduğundan bahsetmişti.
Type de lésions? Une voiture de 2 tonnes face à une fille si menue...
1800 kiloluk araba, böyle sıska bir kıza karşı.
Il dit que ce n'était pas le bon moment.
Atıcı sorar. "Kararın ne, ıska mı oldu?"
Rate... rate... rate...
Iska, ıska, ıska.
Tu passais ton temps avec les rockeurs, qui étaient mal élevés, et je n'étais qu'un intello minable.
Oh, lütfen. Sen hep kötü tavırlı, pis kokulu bağımlılarla birlikteydin, ve ben de diğer sıska çocuklardan biriydim.
Prise!
Iska! 1. ıska.
Lève ton petit cul et allons battre les pirates.
Şimdi o sıska kıçını kaldır da biraz korsan avlamaya gidelim.
J'vais la faire sortir de son petit cou la vérité.
Gerçeği onun sıska boynundan sıkarak çıkartırım.
Et hop, tu couches avec une visiteuse médicale, et moi, je raconte à ma mère que ce que je trimballe est une cuillère parisienne électrique.
Sonra sen kendini sıska bir ilaç temsilcisi ile yatarken buluyorsun. Ben de annemi bavulumdaki şeyin elektrikli meyve soyacağı olduğuna ikna etmeye çalışıyorum.
J'en ai vu de toutes les couleurs. Canapés en ska I', pipes à eau de 60 cm,
Adını sen koy, tanık olmuştum - deri koltuklar 60 santimlik ayak kısmı...
Prends le maigrichon. Il te faut une sarbacane.
Şapkalı ve pompalı tüfekli sıska adamı yakala sen.
Et être emprisonné dans un petit corps décharné n'est pas mon idée d'être mignon, Carter.
Ve bu küçük sıska vücuda hapis olmak benim sevimlilik fikrime uymuyor, Carter.
On les a aidé à sauver leurs petites fesses des Réplicateurs et en remerciement, ils me rétrécissent et me laissent crever.
Biz onların sıska kıçlarını çoğalıcılardan kurtarmalarına yardım ediyoruz, ve teşekkür olarak onlar beni küçültüp ölüme terkediyorlar.
Il y avait un maigrichon qui sort avec une nana trop canon pour lui?
Elde edemeyeceği türden taş gibi bir hatunla çıkan sıska bir oğlan da var mıydı?
Le gros ou le maigre?
- Şişman mı yoksa sıska olan mı?
Bouge ton cul plein d'os!
Brian, çıkar sıska kıçını şu arabadan!
Elles sont maigres car ce sont des putes défoncées.
Bebeğim, bebeğim, onların hepsi sıska çünkü hepsi tescilli fahişe.
Magne tes petites fesses!
Acele et, sıska poponu kımıldat.
Pousse-toi, grandes cannes.
Dikkat et Sıska.
Lève-toi, on t'applaudit.
Ayağa kalk ve selam ver Sıska.
Un, deux, trois prises. Éliminé.
1, 2, 3, ıska, dışarı!
Troisième prise.
Üçüncü ıska!
- D'après lui, il portait des bottes allemandes. Il soutenait un plus mince...
Alman postalları giyiyor ve sıska bir askeri taşıyordu.
Salut, sac d'os.
Selam sıska. - Selam Eleanor.
Un toast? Tu veux t'la jouer p tite blanche anorexique.
Sıska beyaz kızlar gibi yeme.
T'aimes les mecs qui ont des p tits culs.
Sıska erkeklerden mi hoşlanıyorsun?
L'élégant Héraclès ou Yiorgos le maigrichon?
Yakışıklı Herakles mi yoksa sıska Yorgos mu?
- Grand? Petit? Obèse?
- Uzun muydu, sıska mıydı, nasıldı?
- Skinny Pete.
- Sıska Pete.
J'étais trop maigre.
Aşırı sıska falandım.
Les filles d'ici sont brûlées par le soleil.
Ve sıska... açlıktan. hepsi güneşten kararmış.
Selon lui, l'avion reste une variable inconnue.
Culver City'den gelen sıska adam bilinmeyen bir rakamın sözünü etti.