Translate.vc / French → Turkish / Skip
Skip translate Turkish
714 parallel translation
Skip McCoy!
Skip McCoy.
Skip en particulier.
Özellikle de Skip gibi bir eski mahkum.
Tu as caché ton magot?
- Elbette. Hâlâ ganimetleri istifliyor musun, Skip?
Tu seras réhabilité.
Bundan böyle sabıka kaydın olmayacak Skip.
Soit, je n'insiste pas.
Pekala Skip. Zorlamayacağım.
Je ne te mentirais pas, Skip...
Onu istiyor. - Dinle Skip... Senin için hissettiklerim, sana yalan söylemem.
Je lui ai donné une fausse adresse pour Skip.
- Ona yanlış adres verdim. Şu an Skip'i orada arıyor.
Pourquoi ne pas avertir Skip?
Peki neden Skip'e anlatmıyorsun?
Skip ne m'en veut pas.
Skip aldırış etmez.
Ne rentre pas chez toi, Skip.
Barakandan uzak dur, Skip.
Cesse de faire aller tes mains!
Ellerini kullanmayı bırak Skip, ve...
Moe est morte.
Moe öldü, Skip.
Elle n'a pas voulu te trahir, Skip. Elle tenait à toi.
O seni satmazdı Skip.
Je n'aurais pas cru qu'il la tuerait! La ferme!
Ama gerçekten Skip, onu öldüreceğini düşünmemiştim.
Lorsque j'ai appris la nouvelle, il a fallu que je te voie.
Gazeteleri okuduğumda seni görmeliydim Skip. Nasıl olduğunu anlatmalıydım sana.
Tu t'es trompé à mon sujet.
Hakkımda çok yanıldın Skip.
Skip m'a chargée de vous le remettre.
Skip size getirmemi söyledi.
Il vous en a chargée?
- Skip söyledi demek?
Comment êtes-vous arrivée à McCoy?
Skip McCoy'la nasıl bağlantıya geçtiniz?
Saviez-vous ce que Skip avait volé?
Skip çantanızdan aldığında, filmde ne olduğunu biliyor muydunuz?
Je suis venue ici sur les instances de Skip.
Buraya yardım etmeye geldim. Skip benden bunu istedi.
Je l'ai su quand Skip me l'a dit.
Skip bana söyleyene dek bilmiyordum.
Skip m'a envoyée afin de vous aider.
Skip beni bu yüzden yolladı : Size yardım etmek için.
Débarrasse-toi du reste, Skip.
Dinle, kurtul ondan Skip. Kurtul ondan.
Je te l'ai déjà dit, Skip.
Daha önce de söyledim, Skip...
Ne retourne pas là-bas.
Sakın kulübeye geri dönme Skip.
II a pas une tête à s'appeler Skip.
Hayır, Skip ona uygun bir isim değil.
Skip te parle.
Skip seninle konuşuyor.
Ah celui-là! C'est Skip Lee.
Evet, adı Skip Lee.
L'autre l'a repoussé, Skip lui a sauté à la gorge!
Adam ona pas verdi. Skip herifin ağzına verdi.
Il se fait appeler Skip.
Kendisine Skip dedirtiyor. Soyadını bilmiyorum.
J'ai besoin de tuyaux sur Skip.
Skip denen bir adamla ilgili bilgiye ihtiyacım var. 26 ya da 27 yaşında.
Et lui, Skip?
Ya bunu, Skip?
T'as déjà vu un couteau comme ca?
- Hiç böyle bir bıçak gördün mü, Skip?
Le jour où Martino Perry a été tué, on t'a vu sortir de sa boutique.
Skip Martino Perry'nin öldürüldüğü gün onun dükkânından çıkarken görülmüşsün.
- Skip Donahue... auteur de théâtre.
- Skip Donahue. Oyun yazarıyım.
Skip, n'y va pas, mec.
Skip, oraya gitme dostum.
Harry et Skip en Californie.
Harry ve Skip güneyde.
- Cela te prendra longtemps?
- Çok kısa sürecek. Skip...
Skip!
Skip!
Skip Donahue, de la côte Est.
Ben Skip Donahue. Doğudan geliyorum.
Allez Skip, allez mon vieux.
Skip? Skip, haydi ama adamım.
Skip Donahue.
Ben Skip Donahue.
Je m'appelle Skip Donahue.
- Adım Skip Donahue. - Jesus Ramirez.
Skip, je t'en prie.
Skip, lütfen.
Tu peux me croire, Skip.
Ama açıkçası Skip, hiç böyle hissetmemiştim.
Désolée...
Özür dilerim, Skip.
l'adresse de Skip.
Joey sorarsa, Skip'in nerede yaşadığını bilmiyorsun.
A plus tard!
Skip! Görüşürüz.
Eh, Skip!
- Hey Skip.
Skip Lee?
Evet, Skip Lee mi?