Translate.vc / French → Turkish / Spider
Spider translate Turkish
925 parallel translation
On s'est déjà vu, au Spider.
Seni tanıyorum. Örümceklerden.
Qu'est-ce qu'il t'arrive, Spider?
Sorunun ne, Spider?
Mon vieux Spider, je suis désolé de te quitter, mais c'est toi ou moi.
Tamam, Spider, yaşlı çocuk. Birlikteliğin bu kısmından nefret ederim ama... ya sen ya da ben.
THRONE OF BLOOD ( Spider's Web Castle )
KANLI TAHT ( Örümcek Ağı Kalesi )
En échange, montre-moi l'araignée que je t'ai tatouée.
Exchange... bana joro spider ben dövme.
Il a pris un Spider 850 comme celui-ci.
Bunun gibi bir Spider 850'ye bindi.
Spider Leader, ici Top Hat Control.
Örümcek Lideri, burası Silindir Şapka.
Spider Leader, Top Hat Control.
Örümcek Lideri'nden Silindir Şapka'ya.
C'est inutile, Spider, tu ne nous échapperas pas.
Yararı yok Örümcek, öyle kolay kaçamazsın.
Spider : 40 dollars au perdant... moins $ 1 5 de vestiaire et soigneur et $ 5 de douches et serviette.
Spider, mağlup payını al : 40 dolar. 15 dolar dolap ve yardımcı için..
Bon match, Spider. Balboa :
İyi dövüştün, Spider.
Spider Rico.
- Spider Rico.
Mon dernier combat, c'était contre Spider Rico.
En son dövüşte, rakibim Spider Rico diye biriydi.
L'Araignée est dans ta roue.
Arkamdaki Spider Mike.
Hé, l'Araignée, c'est le Duck, d'Albuquerque.
Tanrı aşkına! Spider Mike, bu Albuquerque'li Rubber Duck!
Mike l'Araignée est en taule à Alvarez.
Spider Mike, Alvarez Teksas'ta hapiste ve ölümüne dövülmüş.
L'Araignée a besoin d'aide.
Spider Mike'ın yardıma ihtiyacı var.
L'Araignée est dans la merde à Alvarez, Texas.
Spider Mike, Alvarez Teksas'ta ve başı büyük dertte.
Ils ne manifestent pas... contre une limitation de vitesse.
Ben Whiteline Willy. - Spider Mike hapiste ve yardıma ihtiyacı var. Bu mesajı iletin.
L'Araignée est en taule.
Lyle Wallace Spider Mike'ı hapse tıkmış ve durumu kötüymüş.
Mike est bouclé à Alvarez, au Texas.
Spider Mike, Alvarez'de hapiste.
Ils ont coffré Mike!
Spider Mike'ı yakalamışlar.
- Spider!
- Tamam, gidelim!
Les gars, il y a Spider dehors.
Onu fena dövmüşler.
- Un sandwich au bacon. Spider!
Örümcek!
Je peux me défendre seul, sans l'aide de! Spider-woman!
Örümcek Kadın'ı yardıma çağırmadan kendimi müdafaa edebilirim.
Viens, Spider.
Haydi Spider.
C'est lui, Spider.
Bu o, Spider.
Va chercher Sarah, Spider.
Bana Sarah'ı bul.
Spider est prêt. Et si vous laissez échapper la balle...
Örümcek büyük güne hazırlanıyor, bu şansı kaçırırsanız, örümcek...
C'est pas mon truc, Spider.
Ciddiyim, Örümcek, bu benim tarzım değil.
- Tu connais vraiment ces mecs, Spider?
- Bizi tanımıyor musun, Örümcek?
Vic, je t'avais dit de faire confiance à Spider.
Dediğim gibi Vic, Örümcek namına çalışabilirsin.
Spider a sorti une pépite ce matin.
Spider daha bu sabah buldu.
Spider Conway?
Spider Conway mi?
Dis à Spider... et aux autres que c'est fini!
Spider'a... ve diğerlerine söyle artık deftere yazdırmak yok.
Pour Spider, c'est jour de paie.
Anlaşılan bugün Spider'ın günü.
C'est le vieux Spider!
Benim, Spider!
Spider a trouvé un bloc de pépites!
Spider koca bir altın parçası buldu.
Spider vous l'a même demandé.
Spider da sana bunu sormuştu.
Spider a fait l'erreur d'aller seul en ville.
Spider bir hata yaptı. Kasabaya tek başına gitti.
- C'est Spider.
Bu Spider.
Une banquette de spider?
Portatif arka koltuğu var.
- Spider Rico.
- Spider Rico.
Ici, Mike l'Araignée.
Spider Mike, Duck'ı arıyor.
- Spider!
Bakın çocuklar.
Spider?
Örümcek, iyi misin?
- Cheerio, Spider.
- Tamam Örümcek.
Spider a posé une question.
Spider bir soru sordu.
Le vieux Spider a décroché la timbale!
Yaşlı Spider zengin oldu!
Spider, ouvre la porte.
Spider, kapıyı aç.