Translate.vc / French → Turkish / Stevenson
Stevenson translate Turkish
395 parallel translation
Stevenson, de la P.J.
Dedektiflik Bürosundan Komiser Stevenson.
Vous auriez assisté à une dispute entre le Dr Peralta et la vendeuse de journaux le jour même où Peralta a été assassiné.
Komiser Stevenson'a, Dr. Peralta'nın öldürüldüğü günün sabahı Dr. Peralta ile gazete standındaki kızı tartışırken gördüğünü söylemişsin.
Ce matin-là, vous auriez échangé quelques mots avec Peralta.
Komiser Stevenson Dr. Peralta ile o sabah konuştuğunuzu raporuna eklemiş.
Vous vous souvenez de moi?
- Beni hatırladınız mı? Stevenson.
D'accord, Stevenson, j'arrive.
Tamam Stevenson, hemen geliyorum.
je veux parler à M..
- Alo. Bay Stevenson, lütfen.
- Je veux parler à M.. Stevenson, svp.
- Bay Stevenson ile görüşmek istiyorum.
Oh, oui, Mme Stevenson.
Evet, Bayan Stevenson.
J'ai un appel pour Mme Henry Stevenson de Chicago.
Bayan Henry Stevenson adına kişisel bir arama var. Chicago'dan geliyor.
Je suis Mme. Stevenson.
Ben Bayan Stevenson.
- Une Mme Stevenson.
- Bayan Stevenson arıyor.
Mme Stevenson veut vous parler au téléphone.
Bayan Stevenson isminde biri sizinle telefonda görüşmek istiyor.
- Mme. Stevenson?
- Bayan Stevenson mı?
Excusez-moi Mme. Stevenson.
Affedersiniz, Bayan Stevenson.
- M. Stevenson n'est pas rentré.
- Bay Stevenson evde değil.
- Pas encore rentré?
- Bay Stevenson daha eve gelmedi mi?
Stevenson.
- Hayır, bilmiyorum.
M. Stevenson.
Bay Stevenson.
Oui, c'est comme ça qu'il l'a salué.
Evet, onu böyle karşıladı, Bayan Stevenson.
et je suis certaine que M. Stevenson a arrangé un rendez-vous pour la voir plus tard.
Bay Stevenson'ın onunla sonra görüşmek için randevulaştığını da biliyorum.
- Oui, M. Stevenson.
- Tamam Bay Stevenson.
Je ne sais pas ce qu'il a fait après, Mme. Stevenson.
Sonra nereye gittiğini bilmiyorum, Bayan Stevenson.
Mais en revanche, ce n'est pas étrange... que M. Stevenson s'absente toute la journée.
Öte yandan, Bay Stevenson'ın bütün gün iş dışında olması olağandışı değil.
Oh, Mme. Stevenson, j'espère ne pas avoir trop parlé.
Bayan Stevenson, umarım bir pot kırmamışımdır.
M. Stevenson est si dévoué et il parle si merveilleusement de vous.
Bay Stevenson size çok düşkündür. Sizin hakkınızda çok güzel şeyler söyler.
Aucune idée, appelez plus tard.
Bay Stevenson'ın nerede olduğunu bilmiyorum. Daha sonra tekrar arayın.
"... ce qu'a mentionné Henry Stevenson... "
... adı geçen Henry Stevenson...
- Je suis Mme Stevenson.
- Ben Bayan Henry Stevenson.
- C'est M. Henry Stevenson.
- Bu Bay Henry Stevenson.
Au cas où tu l'ignores, j'ai passé un marché avec Henry Stevenson.
- Yapma. Bilmiyorsan söyleyeyim, Henry'yi çok ciddi düşünüyorum.
Tu n'étais pas amoureuse d'Henry Stevenson?
Henry Stevenson diye bir adamla görüşmüyor muydun?
"M. et Mme Stevenson, ancienne Cotterell... reine des pilules contre la toux de Lake Forest, Illinois... ont loué une maison à New York, pour l'été"
Bay ve Bayan Henry Stevenson. Eski adıyla Leona Cotterell Lake Forest, Illinois'nin öksürük şurubu kraliçesi olup eşiyle birlikte New York'ta yazlık bir ev satın aldılar.
" Mme Stevenson, de santé précaire depuis plusieurs années... est ici pour consulter un spécialiste le Dr Alexander.
Uzun yıllardır sağlık sorunları yaşayan Bayan Stevenson saygın uzmanlardan Dr. Philip Alexander ile görüşmek için buraya geldi.
"M. Stevenson est vice-président de la compagnie Cotterell de Chicago."
Bay Stevenson, Cotterell Şirketi'nin başkan yardımcısıdır.
Quelle relation entre Henry Stevenson et toi?
Henry Stevenson ile aranda nasıl bir bağ olabilir?
A propos de Stevenson?
Peki ya Stevenson?
Je ne sais pas, M. Stevenson.
Tanımıyorum Bay Stevenson.
- Votre appel, M. Stevenson.
- Telefonunuz var Bay Stevenson.
J'ai un message pour Mme. Henry Stevenson.
Bayan Henry Stevenson'a iletilecek bir mesajım var.
- Je suis Mme Stevenson
- Ben Bayan Stevenson.
Il peut se passer des journées sans que M. Stevenson vienne.
Bazen Bay Stevenson gün boyunca hiç gelmez.
Stevenson.
Bayan Stevenson.
Mme. Henry Stevenson...
Bayan Henry Stevenson.
Je crains que je ne puisse pas, Mme. Stevenson.
Maalesef bu gece yapamam, Bayan Stevenson.
Stevenson, vous le savez comme moi.
Bayan Stevenson, siz de benim kadar biliyorsunuz.
Stevenson, je crains que ce ne soit pas le moment... ni le lieu pour parler de ceci.
Korkarım şu an tüm bunların yeri ve zamanı değil.
Edward Stevenson a créé les robes des dames.
Edward Stevenson bayan kostümlerini tasarladı.
Stevenson, s'il vous plaît.
Komiser Stevenson lütfen.
Stevenson.
- Alo?
- M. Stevenson, svp?
Alo? - Bay Stevenson, lütfen.
Ecoutez, Mme.
Bakın Bayan Stevenson.