Sunbae translate Turkish

Ha Ni Sunbae.

Ha Ni Sunbae!

viens vite!

Ha Ni Sunbae! Hadi ama!

- Ha Ni Sunbae!

Ha Ni Sunbae!

Sunbae.

Sunbaenim.

tu es si peu confiant?

Sunbae... Kendine güvenin mi azaldı?

Sunbae?

Ne yapıyorsun burada?

Sunbae.

Sunbae!

tu... hein?

Sunbae, sen de mi? Ha Ni. Seung Jo'dan hoşlanıyorsun, değil mi?

tu as du piston?

Ha Ni Sunbae, torpilin var mı?

Sunbae-nim!

Sunbae!

ce sera vraiment comme ça.

Sunbae, birinin başka birini sevebilmesi imkansız değil.

Comment est-ce possible?

Bunu nasıl yapacaksın Sunbae?

Sunbae!

Sunbae!

je suis tellement reconnaissante envers toi!

Teşekkürler Sunbae!

Merci!

Çok teşekkürler Sunbae!

pourquoi devrais-je penser à Sunbae?

Tanrı aşkına neden seni düşüneyim ki, Sunbae?

Tu es mon Sunbae maintenant.

Artık sen de bir Sunbae'sin.

ne devrions nous pas nous reposer un petit moment?

Sunbae, biraz ara veremez miyiz?

nous aurons Kyung Soo sunbae.

Sunucu Kyung So Sunbae olacak.

tu as attendu pendant les 4 heures?

Saatlerce sen de mi oradaydın sunbae?

pourquoi tu es là?

Sunbae, neden buradasın?

Donc Sunbae pourquoi tu as fait tout ce chemin? notre club Top Spin célébrera son 10ème anniversaire.

Sunbae, beni bulmak için neden bu kadar yolu geldin? Gelecek hafta Top Spin Kulübümüzün 10. kuruluş yıldönümünü kutlayacağız.

ne me dis pas que c'est parce que tu essayes de faire venir Hae Ra?

Sunbae, sakın bana Hae Ra'yı getirmek için uğraştığını söyleme.

c'est à propos du club de tennis. n'est-ce pas?... je ne suis pas intéressée par de tels rassemblements.

Öylesine, tenis kulübündeyiz ya! Bir sürü Sunbae de gelecekmiş. Katılım çok olursa güzel olur, değil mi?

tu vas manger?

Sunbae, yemek yiyecek misin?

Je vois.... c'est pourquoi la fête sera plutôt sans intérêt.

Anlıyorum. Sadece Takım lideri Sunbae'yle ikinizin gittiğini duydum bu yüzden parti ilgi toplamamış.

Bong Joon Gu? Ou alors Kyung Soo sunbae?

Bong Joon Gu'ya mı, yoksa Kyung Su Sunbae'ye mi gideceksin?

Ça doit être une Sunbae.

Üst sınıflardan olmalı.

Dites-lui bonjour aussi. il est votre sunbae dans notre club de tennis.

Arkadaşlar madem buradasınız, bir merhaba deyin.

Sunbae... Qui est-il exactement?

Bizden büyük biriymiş.

Sunbae?

Benimle aynı okulda.

Oh mon Dieu.

Sunbae mi?

La chose la plus effrayante ce sont les sunbae. Mais je ne me souviens pas de son visage très clairement.

Tanrım, en tehlikeli erkekler Sunbaelerdir.

Yoon Hae Ra.

Gi Tae Sunbae'ymiş!

Oh Ha Ni.

Önce Kyung Su Sunbae şimdi Gi Tae Sunbae!

Sunbae.

- Tamam. - Görüşürüz.

Gi Tae sunbae est très intelligent et populaire auprès des filles.

Aferin! Gi Tae Sunbae çok zekidir ve kızlar arasında da popülerdir.

Que dirais-tu de me laisser avoir Ha Ni plutôt? Donc c'est toi le sunbae.

Peki o zaman Baek Seung Jo, neden artık Ha Ni'yi bana vermiyorsun?

Il ne s'agit pas de te laisser l'avoir parce que Ha Ni ne m'appartient pas en premier temps.

Demek sendin Sunbae. Ha Ni'yi sana vermeme gerek yok.

je te félicite des plus sincèrement.

Seninle her yere giderim. Sunbae, tebrik ederim.

Sunbae = élève d'une classe supérieure c'est Ha Ni Sunbae qui m'a aidée pour ça. Ça ne sort pas.

Yine takıldı!

ça... trois!

Sunbae. Evet? Geçen seferki, şey biliyorsun...

Bien... mangeons ensemble.

- Şey... - Sunbae, birlikte yiyelim.

Sunbae.

Sunbae.

Il s'appelle Kim Gi Tae.

O da tenis kulübünden Sunbae'niz Kim Gi Tae.

mais il étudie avec nous.

Benden 1 yaş büyük bir sunbae.

Gi Tae sunbae!

Ben de bu kim diyordum.

c'était Kyung Soo sunbae et maintenant c'est Gi Tae sunbae également?

Her istediğini söyleyemezsin!

Dépêche-toi de progresser un peu aussi.

Sunbae, hiç çekinme.

Est-ce que tu es allée à l'école pour le voir?

Bu... Yoksa Sunbae'yi görmeye okula mı gittin?

ma princesse.

- Gi Tae Sunbae!