Translate.vc / French → Turkish / Sushi
Sushi translate Turkish
703 parallel translation
- Voulez-vous que nous sortions manger des sushis?
- Sushi yemeye çıkmak ister misin?
Le sushi est très bon.
Yersiniz, yersiniz. Çok lezzetli.
Mais on peut vous proposer du sushi. Très bien, au revoir.
Onlara biraz suşi ver, sonra da kov gitsinler.
Oui. Au-dessus d'un restaurant de sushi.
Bir suşi restoranının üstü.
Mais le chef sushi m'a dit de le cuire d'abord.
İyi de, şusi şefi bana önce pişirmemi söyledi.
Des sushis, ce serait bien.
Biraz sushi iyi gider. - Sushi?
Essayons le sushi.
Sushi deneyelim.
On déjeune à'" l Love Sushi'" à Malibu tout le temps.
Malibu, "I love Sushi" de öğle yemeğine çıkacağız.
Bob, les sushis à côté, c'est de la gnognotte, non?
Bob, sushi bunun yanında hiç kalır, değil mi?
Oui, on va aller manger du Sushi sans payer!
Evet! Sushi yiyip parasını ödemeden kaçalım.
- Du sushi.
- Suşi.
Du sushi?
Suşi mi?
Il est justement en panne de cuisinier sushi. Sans rancune!
İyi bir suşi şefi Lassard'ın işine yarayabilir.
Hé, on va manger un sushi.
Biliyorsun suşi yemeye gidiyoruz.
Sushi de gambas.
Karidesli suşi.
- J'espere que tu aimes les Sushi.
- Memnun oldum. - Umarım Japon yemeği seversin.
Dis bonjour, Sushi...
Günaydın de, Sushi.
Pour le sushi, faut qu'il soit très frais.
Suşinin özelliği taze olmasıdır.
Le sushi était surgelé.
Donmuş suşiydi.
Tu es tellement naïve dès qu'il s'agit de sushi.
Donmuş suşi konusunda çok safsın.
Laisse-moi finir mon sushi.
Ben sushi'mi yiyeceğim.
Roulé comme un sushi californien!
California dönüşü!
J'adore le sushi.
Suşiye bayılırım.
C'est le résultat du sushi, du saké et du golf trempé jusqu'aux os?
Bu mudur yani? Tüm bu suşi, sake ve yağmurda golf oynamanın sonucu bu mu yani?
Si tu croises ces types, tu couches avec un sushi.
bu tiplerle takılırsan, suşiyle yatarsın.
Tu aimes le sushi?
Suşiyi sever misin?
Les Japonais appellent ça du sushi.
Onlar buna "sushi" diyor.
On n'a plus de sushi à se faire.
"Uyan, minik sushi, uyan!"
Si De Vinci était vivant, il mangerait du sushi-micro-ondes.
Da Vinci canlı olsaydı, mikrodalga suşi yerdi.
On commande des sushi?
- Suşi sipariş edebilirdik.
Pour les sushi, allez à Sushi Yu, à Nishi-Azabu.
Nishi Azabu'da sushi yu deneyin Herkeze açık bir gece kulübü.
Pâte de soja, sushi. Tempura de crevettes, algues. Tu en veux?
Tofu, ya da suşi... lKızarmış karides de var.
McAlpin ne fréquentait sûrement pas les bars à sushi.
Er McAlpin'in, bir suşi bar müdavimi olduğunu hiç sanmıyorum.
Bienvenue à New York... capitale mondiale du sushi!
New York Şehrine hoş geldiniz dünyanın sushi merkezine.
Qu'est-ce que je vais manger aujourd'hui sukiyaki, steak, sushi, shabushabu...
Bugün ne yiyeceğim sukiyaki, biftek, suşi, shabushabu?
Un peu de sushi.
Biraz sushi.
Voilà pourquoi ils évitent les bars à sushi!
Demek bu yüzden suşi barlarında hiç güvercin olmuyor.
Je vais chercher du sushi.
Suşi almaya gidiyorum.
- Comment vous appelez-vous?
- Hiç sushi barında çalıştınız mı?
C'est une variété de sushi, à base d'orque.
Bir çeşit suşi. Katil balinadan yapılır Max.
Des sushi pour les Japonais? "
Japonlar için suşi? "
Eh, tu veux aller manger du sushi ce soir?
- Evet, o çok iyi. Hey, bu akşam suşi yemek istermisin?
Sortez vos culs de punks de mon bar à sushi!
Naber, G-Fresh? Sen!
Je vous fais le dernier sushi à moitié prix.
Bu adamlar yarı fiyatına son suşi yapışım. Gozaimasen.
J'ai toujours voulu essayer le sushi.
Daima Sushi yemek istemişimdir.
Bon, possible que je revienne un jour juste pour manger du sushi avec vous.
Belki bir gün geri gelirim... seninle suşi yemek için.
Sushi!
Suşi!
"J'ai cherché partout et ils ne vendent pas de sushi dans tout le pays."
Kontrol ettim... ülkenin hiç bir yerinde suşi bile yapılmıyor.
C'est des sushi.
Bu sushi.
Vous êtes allé à Harvard etvous voulez faire des sushis?
Harvard'a gittin, Stanford Hukuk'a gittin, şimdi sushi yapmak mı istiyorsun?
- Un sushi?
- Sushi?